Kış aylarının soğuk havası, rüzgarı, dış ortamın neminin ve ev içindeki kuru ortamın ilk etkilediği organ derimizdir. Derimize iyi bakmak, bu etkilerden korunmanın ilk ve en önemli adımıdır. Sağlıklı deri; çevrede bulunan allerji yapıcı maddelerin, toz, duman, hava kirliliğine bağlı oluşan kanserojen kimyasalların deriden emilip vücudumuzu etkilemesine de engel olacaktır.
Adım adım ilerleyecek olursak, ilk adım hasarları onarmak olmalıdır. Bu amaçla peeling, yani deriyi yüzeysel soyma işlemi yapılmalı. Peeling once Dermatolog tarafından deri hasarının ve lekelenmenin şiddetine göre uygulanmalı sonrasında evde düzenli aralıklarla kozmetikler yoluyla sürdürülmeli.
Peeling işlemi şiddetli güneş hasarında yetersiz kalabilir, o zaman stamp, roller, laser uygulamalarına başvurulabilir.
İkinci önemli adım sürekli derinin nemini korumaktır. Kuru deride çok ince çatlaklar oluşur ve deriyi tahrişe, allerjiye ve kış aylarında ekzemalara açık hale getirir. Kış aylarında da yine bol su içmeyi ihmal etmemeliyiz.
Kullanılacak nemlendiricinin E vitamini, C vitamini, hyaluronik asit içermesi yararını arttıracaktır.
Gece yatmadan önce ise deri temizliği, deri yapısına uygun bir ürün ile yapıldıktan sonra büyüme faktörü veya kök hücre içeren onarıcı serum ile bakım tamamlanmalıdır.
Kesinlikle alkol içeren losyon ve kolonyalardan kaçınılmalıdır. Alkol içerikli ürünler deri yüzeyindeki nem tabakasını ortadan kaldırır.
Kışın ellerimiz ayrı bir özen ister. Sürekli açıkta kaldığı için diğer deri bölgelerinden daha kuru ve sert hale gelir. Soğuk havalarda eldivensiz dışarı çıkılmamalı, gliserinli bir el kremi gün içinde 2-3 kez uygulanmalı.
Ayaklarımız da ihmal edilmemeli, sürekli kapalı kalan ayaklara akşamları gliserinli ayak bakım losyonları ile masaj yapılmalıdır.
Yağmurda ıslanan eldiven ve çoraplar hemen değiştirilmelidir, aşırı nem deride kaşıntı, egzema gibi sıkıntılı durumlara yol açabilir.
Dış ortamın soğuğunun ardından sıcacık bir banyo çok hoş gelebilir ama unutulmamalıdır ki deri sıcak suyun ardından hızla kuruyacak ve üşüme hissi artacaktır. Onun yerine ılık suyla banyo, yumuşak bir havlu ile kurulanma ve zaman kaybetmeden vücudumuzu nemlendirme ideal bakımı sağlayacaktır. Vücut için kullanılabilecek basit bir nemlendirici gliserin ve gül suyunu eşit oranda karıştırılarak elde edilebilir. Yine deri kurumasını önlemek için küvet yerine duş tercih edilmelidir.
Tüm yıl olduğu gibi kış aylarında saçlarımızı da ihmal etmemeliyiz. Alkol içerikli saç bakım ürünleri yerine argan yağı gibi nemlendiriciler tercih edilmeliyiz. Saç kurutma makineleri ve düzleştiricilerin kullanımını mümkün olduğu kadar azaltılmalıyız.
Kış deyince aklımıza dudakların kuruması ve çatlaması gelir. Dudak koruyucu krem kullanmadan dışarı çıkılmamalı, eğer varsa dudak yalama alışkanlığı terk edilmelidir. Tea tree oil içeren dudak kremleri çatlak oluşumunu da önlerler.
Kışın biz çok hissetmesek de güneş ışınları bulutlar arasından süzülüp derimize ulaşır, o nedenle nemlendiricilerimizde 30 faktörli bir güneş koruyucu ilavesi hem erken yaşlanmayı engelleyecek, hem de güneş hasarını gidermek için yaptığımız uygulamaların kalıcılığını sağlayacaktır.
Yazın kullandığımız su bazlı nemlendiricilerin yerini yağ bazlı olanlar almalıdır ve avakodo yağı, badem yağı, çuha çiçeği yağı tercih edilmelidir. El ve yaklardaki çatlakların onarımında pür vazelin çok yararlıdır.
Evde hazırlanabilecek bir nemlendirici:
Yarım avakado
Dörtte bir bardak bal karıştırılıp sürülmeli, 10 dk. bekletildikten sonra yumuşak ıslak bir havlu ile silinmelidir.
Cildi sıkılaştırmak için:
2 yemek kaşığı yogurt
1 yemek kaşığı limon suyu
temiz yüze uygulanmalı, 20-30 dakika sonra soğuk suyla yıkanmalıdır. Haftada 1-2 kez uygulanabilir.
Gözler için :
Papatya ve yeşil çay karışımı ile çay hazırlanmalı, soğuduktan sonra yuvarlak makyaj pamuklarına emdirilip göze uygulanmalı, 15 dakika bekletilmelidir.