Ayrıca, güneş etkilerinin arttığı yaz aylarına girerken ihtiyaç duyulan tazelenmeyi yaratıyor. Estetik ve Plastik Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Gökhan Haytoğlu, altın iğne uygulaması ile cildinizin nasıl yaza hazır olacağını anlattı…
Altın iğne yöntemi nasıl uygulanıyor ?
Altın iğneli radyo frekans uygulamasında radyo frekans cihazının altın iğneli başlığı cilde temas ettirildiğinde mikro iğneler otomatik olarak ayarlanan derinlikte cilt içerisine ani bir giriş yapar. Çok sayıdaki altın uçlu mikro iğnelerle cilt üstünde fraksiyonel mikro delikler oluşturur ve sadece iğne ucundan gönderilen cilt üstüne temas etmeyen radyo frekans ile dermiste kollajen ve elastin üretimi tetiklenirken, epidermis ve yüzeysel cilt tabakalarına potansiyel termal hasar verilmez. Amaç verilebilecek en yüksek enerjileri deriye bir zarar vermeden doğrudan cilt altına ulaştırmaktır.
Altın iğne uygulaması hangi amaçla kullanılır?
Cilt gençleştirmek ve kırışıklık tedavisi,
Boyun ve dekolte bölgesini toparlama,
İz tedavisinde,
Sivilce izi tedavisinde,
Çatlak tedavisinde,
Kol ve bacaklardaki sarkmaların tedavisinde,
Gözenek sıkılaştırma,
Aktif akne tedavisi,
Hiper hidrozis aşırı terleme tedavisinde
Hangi bölgelere uygulanır ?
Altın iğneli radyo frekans uygulaması özellikle yüzde, alın, kaş arası, göz çevresi, dudak üstü, yanaktaki kırışıklıkları tedavi etmekte oldukça sık kullanılmaktadır. Yine radyo frekansın yüzde gerginliğe yol açan ve sarkmayı toparlayıcı bir etkisi de bulunmaktadır. Altın iğne yöntemi, boyun ve dekolte bölgesindeki kırışıklıkları düzeltmede ve sarkmaları düzeltmede oldukça etkili bir tedavi yöntemidir. Özellikle izlerin direk olarak içine yapıldıkları için oldukça etkili olmakta ve izleri daha iyi daha kabul edilebilir bir hale getirmektedir.
Yara ve sivilce tedavisinde
Altın iğneli radyofrekans yönteminin en sık kullanıldığı alanlardan bir tanesi yüzdeki sivilce izlerinin tedavisidir. Bu izlerin çapları küçülür, derinlikleri azalır, derin olan sivilce izleri hafifler hafif olanlar geçer, gözenekler daralır, cilt daha canlı berrak bir hale gelir. Bu amaçlı fraksiyonel lazerle kombine edilerek kullanmak tedavinin verimliliğini arttırmaktadır.
Çatlak tedavisinde
Çatlaklarda bir çeşit iz olduğu için deri ve deri altı yırtıklarının tedavisinde radyo frekans oldukça başarılı sonuçlar vermektedir. Çatlakların tamamen yok olması mümkün değildir, ancak daha iyi hale getirilebilir, rengi düzelir, çatlakların çapları daralır, der, daha pürüzsüz bir hale gelerek çatlakların görünürlüğü azaltılır. Çatlak tedavisi arzu edilirse fraksiyonel karbondioksit lazerle de kombine edilmektedir.
Kol ve bacak sarkmalarında
Özellikle kilo alıp vermeden kaynaklanan deri sarkma ve gevşekliğinin tedavisinde altın iğne RF başarılı bir şekilde kullanılmaktadır. Uygulama kolların iç yüzeylerine, bacak içlerine yapılabilmektedir. Uygulama son derece konforlu bir şekilde yapılmaktadır. 1 ay aralıklarla 3 seans yapılması gerekmektedir. Ortalama kol ve bacak bölgesinde 1 ay sonra derinizin gerginleştiğini ve sarkmanızın azaldığını göreceksiniz. Bu sayede deri altı ve derideki gevşeklik ve sarkma ameliyatsız olarak asgariye inecektir. Zaten ameliyat olmadan radyo frekans haricinde bu bölgelerde deri sıkılaştırmasını başarıyla yapabilen başka bir tedavi bulunmamaktadır.
Altın İğne Radyo frekans tedavisinin kullanıldığı bir diğer alan, koltuk altı aşırı terlemesi tedavisidir. Bu uygulamada radyo frekans ter bezlerini kalıcı olarak tahrip eder ve bu bölgeden ter salınımını durdurur. Uygulamada ter bezleri kalıcı olarak azaldığından sonuçlar kalıcı olmaktadır.
Uygulama sonrası altın iğnenin etkisi
Altın iğne RF uygulamasının en büyük özelliği fraksiyonel lazerde yaşanan kızarıklık, pullanma ve soyulmanın olmamasıdır. Hastada 3-5 saat kadar hafif bir pembelik oluşacak, pembelik bu sürenin sonunda tamamen normale dönülecektir. Dolayısıyla hastanın günlük yaşantısında bir kısıtlama yapmayan bir tedavi çeşididir. Uygulama sonrasında belli belirsiz bir ödem olur, buda kısa sürede geçecektir.
Bu tedavinin en önemli avantajı yazın yapılabilmesi, kızarıklık, soyma, yan etki yaratmamasıdır. Dolayısıyla yaz döneminde tedaviye ara vermeye gerek kalmaz. Diğer tedavilerle de kombine edilebilmektedir.