Birçok büyük yazarın okullarda bize öğretilenlerden çok farklı, sıra dışı bir hayatı vardı. "Büyük Yazarların Gizli Hayatları" isimli kitap da bize bu hayatlara dair ipuçları veriyor.
İşte Robert Schnakenberg’in yazdığı o esere göre, yazarların sır dolu hayatları...
Shakespeare yazdıklarından kazandığından daha fazla geliri tefecilik yaparak kazanıyordu.
Balzac öldüğünde 51 yaşındaydı ama arkasında onlarca ölümsüz eser bırakmıştı.
Balzac’ın edebi üretkenliğinin sırrı günde yaklaşık 50 fincan içtiği Türk kahvesiydi.
Kahve yapacak birisi olmadığında kahve çekirdeklerini çiğnerdi.
Ünlü Amerikalı karanlık hikâyeler yazarı Edgar Allan Poe'nun karanlıktan çok içkiyle başı dertteydi.
Ömrü boyunca alacaklılarından bir adım önde, alkoliklikten bir adım gerideydi.
Dünyanın en tanınmış yazarlarından, Büyük Umutlar’ın yazarı Charles Dickens dünyanın belki de en tuhaf uyku alışkanlığına sahipti.
Yatarken yüzü mutlaka kuzey kutbuna bakacak şekilde uzanırdı.
Bu tercihini açıklarken ‘yerküre elektrik akımları, pozitif ve negatif elektrik’ gibi şeyler saçmalamıştı.
En fazla vakit geçirdiği yer kimsesizler morguydu.
Sivil İtaatsizlik teorisini ortaya atan Henry David Thoreau nadiren banyo yapar, saçlarını neredeyse hiç taramaz, yamalı giysiler giyerdi.
Ama tüm hallerine karşın Küçük Kadınlar’ın yazarı Louisa May Alcott ona âşıktı.
Thoreau aynı zamanda ilk üzümlü ekmeği yaptı.
Walt Whitman eşcinseldi. En büyük aşkı ABD Başkanı Abraham Lincoln’dü.
Şiir yazmadığı veya Abraham Lincoln’e duyduğu aşkı anlatmadığı zamanlarda banyo küvetinde içki içerek bağıra bağıra şarkılar söylerdi.
Tolstoy’un 13 çocuğu vardı. 48 yıllık evliliğinin ardından karısına “Benim yaşımdaki insanların sıkça yaptıkları bir şeyi yapıyorum.
Son günlerimi tek başıma ve sükunet içinde geçirebilmek için dünyadan vazgeçiyorum,” yazan bir not bırakarak evini terk ettiğinde 82 yaşındaydı.
Birkaç gün sonra bir tren istasyonunda donarak öldü.
Tolstoy, çağdaşı İvan Turgenyev’i düelloya davet etti. Hatta tabancalar bile geldi ama araya giren hatırlı dostlar sayesinde düello yapılmadı.
Bu olayın ardından ikili uzun yıllar boyunca hiç görüşmedi.
Alice Harikalar Diyarında’nın yazarı Lewis Carroll bir matematik dehasıydı.
Kelime üretmekte üstüne yoktu. Halen İngilizcede onun uydurduğu onlarca kelime kullanılmaktadır.
Kütüphanelerde kitapların daha kolay bulunabilmesi için kitap adını cildin sırtına yazma fikrini hayata geçirdi.
Scrabble kelime oyununun ilk örneğini yaptı. En sevdiği ulaşım aracı kendi icat ettiği üç tekerlekli bisikletti.
Mark Twain bugün bildiğimiz anlamda stand-up gösterilerini dünyada ilk kez uygulayan kişidir.
Yazarlıktan kazandığı parayı farklı alanlarda değerlendirmeye çalıştı ama halka yutturulmaya çalışılan icatlara para yatırdığı için hep iflas etti.
Halbuki evine telefon taktıran ilk insanlardan bir tanesi olmasına ragmen telefona yatırım yapma imkânı varken yapmadı. Ünlü mühendis ve mucit Nikola Tesla’yla yakın arkadaştı.
Daktiloyla yazılmış olarak yayınevine teslim edilen ilk kitap Mark Twain’in 1883 tarihli Mississippi’de Yaşam kitabıdır.
Kendi geliştirdiği bir diyeti vardı.
‘Azıcık aç kalmanın ortalama bir hastaya, dünyanın en iyi ilacından ya da doktorundan daha büyük yarar’ sağlayacağını düşünmekteydi.
İzleyicilerin arasında Kraliçe 1. Elizabeth olduğu halde Mark Twain, yellenmek üzerine uzun bir konuşma yaptı.
İrlanda asıllı yazar Oscar Wilde, ABD ziyareti sırasında gördüğü “Piyanisti vurmayın. Elinden geleni yapıyor” yazısının hayatı boyunca gördüğü tek mantıklı sanat eleştirisi olduğunu söyledi.
Wilde’ın Hemingway’le en büyük ortak özelliği ikisinin de çocuklukları boyunca annelerinin isteği üzerine kız kıyafetleri giymesidir.
Jack London tam bir kitap kurduydu. Şahsi kütüphanesinde 15 bin kitap vardı.
John Baryelcorn isimli eseri adsız alkolikler birliğinin okuma listesinde yer alır.
London beş yaşında içkiye başladı, 40 yaşında öldü. O kadar çok içiyordu ki, bu yüzden başına sayısız kaza geldi.
Bir seferinde Oakland Rıhtımı’nda tökezleyerek denize düştü ve kendini San Francisco Körfezi’nde buldu.