Bursaspor Başkanı İbrahim Yazıcı, takımın başına Ertuğrul Sağlam’ı getirmekle çok doğru bir karar aldığını söyledi. Sağlam’ı Rıdvan Dilmen’le kıyaslayan Yazıcı, “Ertuğrul'un yaptığı teknik direktörlük tecrübesi Rıdvan'dan öndeydi. Rıdvan Dilmen, Türkiye'de sevilen bir isim. Rıdvan da gelseydi, Bursa onu da bağrına basardı.” dedi.
Kulübün resmi yayım organı Bursaspor Dergisine konuşan İbrahim Yazıcı, kulüpte başkanlık yaptığı ilk döneminde antrenman tesisleri konusundaki çalışmalarını anlattı. Şampiyonlar Ligi maçları öncesinde Atatürk Stadı’nda yapılan çalışmalara da değinen Yazıcı, UEFA Heyeti’nin Atatürk Stadı’nı gördüğünde burada maç oynatamayız’ dediğini, kendilerinde onlara söz vererek kısa sürede stadı UEFA standartlarına kavuşturduklarını kaydetti. Koltuk sayısının 7 bin artırdıklarına dikkat çeken Yazıcı, bu başarıya herkesin şaşırdığını ifade etti. Yazıcı, bu sezon başında Trabzonspor’un stadyumunun eksikliklerini tamamlayamadığı için bir maçını İstanbul'da oynamak zorunda kaldığını hatırlattı.
"HAKAN ŞÜKÜR’Ü SATMADIM"
Hakan Şükür’ün Bursaspor’a transferi konusunda ilginç bilgiler veren Yazıcı, şöyle konuştu: “Eskişehirspor'un eski başkanı Aydın Begiter beni telefon ile aradı. ‘Başkan benim bir sıkıntım var. Seninle birlikte bu işi çözelim. Benim Sakaryaspor'dan bir alacağım var. Ödeyemiyorlar. Bundan dolayı hapis cezası alma durumları var. Olayın bu noktalara kadar gitmesini istemiyorum. Bunların elinde bir futbolcu var. Onu sen al. Bende paramı kurtarayım’ dedi. Ben de kim olduğunu sordum.
‘Hakan Şükür’ dedi. O günkü şartlarımıza uydu. Hakan'ı aldık. Kimsenin haberi yokken takım stadyumda çalışıyordu. Hakan'ı stadyuma götürdüm. Yılmaz Vural'ın yanına gittik ve kendisine ‘Al dedim yeni oyuncumuz’. Hakan Şükür geçtiğimiz günlerde teşekkür konuşmasında ‘Benim buralara gelmemde büyük emeği geçen İbrahim Yazıcı başkanıma çok teşekkür ediyorum’ dedi. Bu benim için büyük bir gurur kaynağı oldu. Hakan Şükür'ü zamanında benden çok istediler. Neler yapmadılar ki? Dönemin Teknik Direktörü Dorde Miliç Hakan'ı oynatmıyordu. Miliç ‘Bundan bir şey olmaz. Satalım gitsin’ diyordu. Ben kendisi ile ters düşmüştüm. Satmadım. Başkanlığı bıraktıktan bir kaç ay sonra Hakan'ı Galatasaray'a verdiler.”
“BÜLENT KORKMAZ HIRSLI BİRİSİ”
2008 yılında Bursaspor’un kötü günler geçirdiğini anımsatan Yazıcı, bu sırada sorumluluk hissettiği için başkanlık görevini kabul ettiğini dile getirdi. O dönemdeki teknik direktör Bülent Korkmaz’ın hırslı bir teknik adam olduğunu ancak uyum süreci tutmadığı için yolları ayırdıklarını belirten Yazıcı, ardından Samet Aybaba ile çalışmaya başladıklarını hatırlattı.
“AYBABA İLE TRİBÜNLER İLE UYUŞMADI”
Aybaba’nın tribünlerle sorun yaşadığını dile getiren Yazıcı, o günleri şöyle anlattı: “Samet Hoca ile bir yıl gibi bir süre çalışma imkanımız oldu. Tribünler ile uyuşmadı. Samet Aybaba, durup dururken İstanbul'da bana görevi bıraktığını söyledi. ‘Yapamayacağım’ dedi. Zorlama ile olacak iş değildi. Ama kimse yok. Ne yapacağız? Çok çabuk hareket etmemiz lazım. İki, üç hoca boştaydı. Birisi Güvenç Kurtar'dı. Güvenç'in kariyerine baktığınızda inişli çıkışlı grafiği olmuştu. Başarılı olduğu dönemi de var. Çok düşünerek bir iş yapmadık. Günün şartları öyleydi. Hemen kendisini çağırdık, sağ olsun geldi. O'nun da şansızlıkları oldu. Tribünler ile dokusu uymadı. Tribünlerin istemediği birisi ile çalışamazsınız. Bütünlüğü sağlamak benim görevimdi. Bu bütünlük ile şampiyonluk geldi.”
“ERTUĞRUL SAĞLAM ÇOK PRENSİPLİ”
Teknik Direktör Ertuğul sağlam’a övgüler yağdıran Başkan Yazıcı şöyle devam etti: “Bir işin devamlılığı varsa başarı olur. Çok sık teknik direktör değiştiren kulüplerin halleri belli. Bizde yaptık. Şartlar öyle getirdi. Düşündük, taşındık. Rıdvan Dilmen ile de görüşüldü. Ertuğrul'un yaptığı teknik direktörlük tecrübesi Rıdvan'dan öndeydi. Rıdvan Dilmen, Türkiye'de sevilen bir isim. Rıdvan da gelseydi, Bursa onu da bağrına basardı. Benim Hakan Kalkavan diye bir arkadaşım var. Bir gün sohbet ediyoruz. Ertuğrul Sağlam'ın ismi geçti. ‘Ertuğrul Sağlam'ı tanıyor musun?’ dedim. ‘Tanıyorum’ dedi. Bu işin kontağını bu arkadaşım yaptı. İstanbul'daki evimde bir araya geldik. Bir kaç kez görüştük. Ertuğrul Hoca prensipli birisi. Ciddiyeti olan bir kişiliği var. Epey konuştuktan sonra bu işi kabul etti.”
"ŞAİBESİZ BİR ŞAMPİYONLUK YAŞADIK"
Ertuğrul Sağlam’ın takımın başına gelmesinden sonra ciddi bir yükselme trendi yakalandığına vurgu yapan Yazıcı, şunları söyledi: “İstatistiklere baktığımızda eğer Ertuğrul Hoca göreve sezon başında gelseydi, ligi 2.sırada bitirirdik ancak o sezon sonunda ligi 6.sırada bitirdik. Göreve geldiğimiz dönemde 3 yıl içerisinde bu takımı şampiyonluğa oynatacağız demiştim. Hedefimize erken ulaştık. Paramız yoktu ama verdiğimiz sözleri yerine getirdik. Bazı şeyler tarif edilemez. Sadece teknik heyet, yönetim, futbolcunun birlikteliği değil, taraftarımızın da kenetlenmesi çok büyük bir bütünlük sağladı. Şampiyonlukta herkesin payı var. Tabi ki en büyük gururu ben yaşıyorum ama bu tek başına yapılamaz.
Beşiktaş maçında son 5 dakika benim için hiç geçmedi. Fenerbahçe maçında Trabzonsporlu Burak orta yaparken top ağlara gitti. Fenerbahçe inanılmaz pozisyonlarda golü bulamadı. O gün tüm Türkiye bizim şampiyon olmamızı istedi. Şampiyonluk adeta Allah'ın bir lütfüydü. Şaibesiz gurur verici bir şampiyonluk nasip etti. Şampiyonluğun ertesi sezonunda üçüncü olduk. Bursaspor'un tarihinde üçüncülük de yoktu. Bu sezona baktığımızda ise şanssızlıklar ile kaybettiğimiz puanları koyarsanız ligde neredeydik? Şans faktörü de yanınızda olacak. Bu sene maalesef pek yanımızda olmadı. Ben inanıyorum ki bu takım uyum süreci her geçen gün daha iyiye gidecek.”
"BATALLA HERKESİN SEVGİLİSİ OLDU"
Arjantinli oyuncu Pablo Martin Batalla oynadığı futbolla herkesin beğenisini kazandığına vurgu yapan Başkan Yazıcı, “Batalla'nın çok enteresan bir transfer hikayesi var. Benim Kanada'da bir arkadaşım var. Eski bir Bursalıdır. Bir gün beni aradı. "Bir maç seyrettim. Ben böyle bir adam görmedim. Bu adama lütfen bir bak. Benim futbol bilgime biraz inanıyorsan al" dedi. Tamam deyip geçiştirdim. Sonra araştırdım. 90 dakikalık bir maçını izleyemedim ama gösterilen bölümde Batalla 2-3 kişinin arasından mükemmel sıyrılıp paslarını çıkartıyor ve çok güzel goller atıyordu. Normal bir futbolcu değil dedim.
Tabii hocalar güvenmediği, kendisinin izlemediği bir futbolcuyu almazlar. Ben inanıyorum ama hocaya nasıl anlatayım? Benim Arjantin'de bu işleri yapan bir tanıdığım var. O'nu aradım ve bu futbolcu hakkında araştırma yapmasını istedim. Sonra bana telefon ile döndü. ‘Bu futbolcuyu alamayız çünkü sözleşmesi uzatılmış’ dedi. Yapacak bir şey yoktu ve transfer işi kaldı. Aradan bir hafta geçti ve bayan bir arkadaş beni aradı. "Bir avukatımız var, O'na danıştık Batalla'nın transferi olabilir. Uzatma işlemleri tek taraflı olmuyor. Bonservissiz bu futbolcuyu alabiliriz" dedi. Gözümüzü kararttık. İçimdeki bir his bunu yapmamı söyledi. Hataysa, bir hatayı da ben yapayım dedim. Şimdi aynı Batalla herkesin sevgilisi. Bu sezon başında Kanada'lı arkadaşım beni yine aradı. Yine bir maç izlemiş ve yine bir futbolcu önerdi. Peki bakarız dedim. İnceledik ve sonra ona döndüm " Hakikatten muhteşem bir futbol bilgin var. Çok iyi adam ama bonservisi 10 milyon Euro" dedim.”
KULÜBE SAHİP ÇIKILMASI LAZIM
Bursaspor’un şampiyonluğuyla şehirde herkesin duygulandığını dile getiren İbrahim Yazıcı, “Şampiyon olan bir şehrin takımıyla herkes gururlandı. Her yer bayraklarla süslendi. Ben eskiden İstanbul kulüplerinin bayraklarının asıldığı dönemleri hatırlıyorum. Birçok evin balkonundan sallanırdı. Şimdi asılmıyor. Neden ? Çünkü Bursaspor şampiyon oldu. Bu kulübe sahip çıkmak lazım. Ben, bugün varım yarın yokum. Maalesef Bursa kulübüne sahip çıkmıyor. Bu eleştirimi taraftar bazında söylemiyorum. Bundan kim ne alıyorsa onu alsın. Benim bir beklentim yok. Bursaspor'u bir basamak yapıp bir yerlere gelmek gibi bir niyetim de yok. Aklıma da gelmiyor. Şampiyonluğun ardından nedense Bursa'da birlik beraberlik bir türlü olmadı. Dört elle sarılamadık. Ben bir forma göğüs reklamı alamıyorum. Her yere müracaat ettim. Benim başıma gelenler kimin başına geldi? Şampiyon başkan olmanın bedelini başka türlü ödedim.” şeklinde konuştu.
"İŞLERİ HİÇ YARIM BIRAKMADIM"
Mayıs ayında yapılacak olan Genel Kurul'da devam edeceğini ima eden Yazıcı, “Bunun cevabını herkes bekliyor. Daha zaman var. Devam edecekmiş gibi işlerimize devam ediyoruz. Bugüne kadar yaptığım işleri yarım bırakmadım. Şuan için bırakacağım diye bir eğilimim yok. Bırakmamı isteyen epey muhalif var.” diye konuştu.
Türkiye Futbol Federasyonu'nun son Genel Kurulu'na Bursaspor delegasyonu olarak katılmamaları eleştirilerini cevaplayan Başkan İbrahim Yazıcı, sözlerini şöyle tamamladı:
“Biz en başından beri söylediklerimizin arkasında durduk. Yıldırım Bey'in adaylığı konuşulmaya başlandığı andan itibaren kesinlikle desteklemediğimizi söyledik. Bugün de dimdik ayaktayız. Tek aday olduğu içinde Genel Kurul'a girmeyi uygun bulmadık. Eğer fikirlerine güvenebileceğimiz adaylar olsaydı girer desteklerdik. Bursaspor o kadar temiz ki; Bu temizliği nedeniyle dimdik ayakta duruyoruz. Şu bir gerçek ki tüm Bursa'nın övünebileceği tertemiz bir şampiyonluğumuz var. Genel Kurul bir çok oyunun gölgesinde yapılan bir organizasyondu. Biz bu tür oyunların içine hiç bir zaman girmedik, girmeyeceğiz de. Bizim gördüğümüz Türk futbolunun bu kaos ortamından kurtulamayacağı. Keşke olmasa ama bizim görüşümüz bu yönde Türk futbolu daha zor günler yaşayabilir.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz