YURTHABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Yedikıta'dan Üniversitelerde Tarih Eğitimi Dosyası

Mart sayısında üniversitelerin tarih bölümlerini ele alan tarih ve kültür dergisi Yedikıta, ilginç sonuçlara ulaştı....

Yedikıta'dan Üniversitelerde Tarih Eğitimi Dosyası

Mart sayısında üniversitelerin tarih bölümlerini ele alan tarih ve kültür dergisi Yedikıta, ilginç sonuçlara ulaştı. Mevcut durumun tespitini yapan derginin sayfalarını açtığı akademisyenler 60’a yakın üniversitede tarih eğitimi verildiğinin, 8 eğitim fakültesinde ana bilim dalının bulunduğunu ve 10 binden fazla gencin bu alanda eğitim gördüğünü belirterek, "Lisans öğrenci sayısı çok fazla. Ancak kültürel ortam günümüzde bir Muallim Cevdet, Çağatay Uluçay, Sabri Ülgener gibi şahsiyetlerin yetişmesine imkân vermiyor. Tarihçilik pek çok meslekte olduğu gibi diploma işi değil, bir gönül işidir." şeklinde konuştu.

Tarih ve Kültür Dergisi Yedikıta, Mart sayısında üniversitelerin tarih bölümlerini ele aldı. Alanında uzman tarihçilerin görüşlerine yer verildiğini araştırmada, akademisyenlere, 'üniversitelerde tarih eğitimi yeterli mi, günümüzdeki tarih öğrencileri hakkında ne düşünüyorsunuz, üniversitelerin tarih öğrencilerine sağladığı imkânlar yeterli mi, tarih bölümü mezunları hakkında ne söylersiniz, yurtdışındaki tarih eğitimini takip ediyor musunuz, ülkemizle kıyaslayabilir misiniz' soruları yöneltilerek, cevapları alındı.

Araştırmaya; Fatih Sultan Mehmet Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü’nden Prof. Dr. Abdülkadir Özcan, Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Azmi Özcan, 29 Mayıs Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Feridun Emecen, Medeniyet Üniversitesi Tarih Bölümü Başkanı Prof. Dr. Hayrunnisa Alan, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü’nden Prof. Dr. İdris Bostan, Uludağ Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nden Prof. Dr. Muammer Demirel, Marmara Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü’nden Prof. Dr. Necdet Öztürk, Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi Tarih Bölümü’nden Doç. Dr. Bahri Ata ve Karadeniz Teknik Üniversitesi Fatih Eğitim Fakültesi Tarih Bölümü’nden Doç. Dr. İsmail Hakkı Demircioğlu katıldı.

Prof. Dr. Abdülkadir Özcan, konuyla ilgili olarak dergiye yaptığı değerlendirmede, "Tarihçinin evvela kaynak dillerini iyi öğrenerek bunu araştırmalarında kullanabilir hale gelmesi gerekecektir. Kaynaklara vukufu olmayan birine 'tarihçi' denmesi ne kadar doğru olur, takdirlerinize bırakıyorum. Günümüzde değil kaynak dillerine, kitabî kaynaklara bile vâkıf olmadan, adeta kes-yapıştır şeklinde çok sayıda tarih kitabı yayımlanmakta ve müşteri de bulmaktadır. Ömründe bir defa arşiv ve kütüphaneye gitmemiş, hatta buraların bulundukları yeri bile bilmeyen kişilerin kendini 'tarihçi' olarak takdim etmeleri hazin bir durumdur." ifadelerini kullandı.

Prof. Dr. Muammer Demirel de yurt dışındaki eğitim anlayışını anlatarak, şunları söyledi:

"Avrupa ve Amerika’daki tarih programlarıyla Türkiye’deki programlar arasında hakikaten önemli farklılıklar görüyoruz. Türkiye’de siyasi tarih veya devlet tarihi olarak kısımlara ayrılmış tarih bölümleri. Ama dünyadaki tarih bölümlerinde devletten çok vatandaş tarihine doğru yöneliş var. Bugün İngiltere’de veya Amerika’daki önde gelen üniversitelerin tarih bölümlerine diğer devletlerin tarihiyle beraber içtimaî konular, sosyal ve ekonomik tarih okutuyorlar. Bizde tarih bölümleri henüz klasik dünyanın 1950’lerden önce takip ettiği programları takip ediyorlar."

Prof. Dr. İdris Bostan ise tarih öğrencileri ve akademik kariyer üzerine fikirlerini verirken dil hususuna vurgu yaptı. Bostan, "Tarih öğrencilerinin mezun olmadan önce mutlaka Osmanlıcayı öğrenmeleri ve her çeşit arşiv yazısına aşina olmaları şart. Arapça ve Farsça’yı hiç olmazsa başlangıç düzeyinde ve Osmanlıca için gerekli olduğu kadar öğrenmelidir. Maalesef mevcut müfredat yetersiz kalmaktadır. Bunlardan daha önemlisi öğrenci Osmanlıca öğrenmenin önemini kavramalıdır. Aksi takdirde iyi Osmanlıca okuyabilme becerisi sayesinde sadece eski metinlerin edisyon kritiği yapılarak bugün ünvanlar alınmakta ve bütün akademik hayat bunlarla meşgul olarak geçmektedir. Herhalde tarihçilik bu değildir." değerlendirmesinde bulundu.

Popüler tarihçilik konusu üzerinde duran Doç. Dr. Bahri Ata da şöyle konuştu:

"Popüler olmak, akademik tarihçinin daha çok çalışmasına, daha çok okumasına ve daha çok araştırma yapmasına yol açar. Hiçbir akademik tarihçi, bayatlamış konularla muhataplarının karşısına çıkmak istemez. Ancak buradaki asıl tehlike şudur. Akademik tarihçi, popülerliğini kullanarak uzmanı olmadığı tarih alanlarında da ahkâm kesme cüretini göstermemelidir."

Dergide ayrıca 'Akademik Tarihçilik Teklikede mi? başlığıyla incelenen konuda ÖYP (Öğrenci Yerleştirme Programı) ele alındı. Bunun yanında ilk yerli uçağı yapan ve uçuran Vecihi beyin başından geçenler, Çanakkale Savaşı’nın seyrini değiştiren Seyit onbaşının fakirlik içinde nasıl vefat ettiği, Hint Müslümanlarının Balkan Savaşları'nda yardıma gelmeleri ve Yahya Kemal’in Jön Türkler ve İkinci Abdülhamid üzerine itiraflarını konu alan makaleler de bulunuyor. Dergi okuyucularına Şiirlerle Çanakkale Destanı kitapçığını da hediye ediyor.

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

En Çok Aranan Haberler