İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü'nde (İYTE) bilim adamlarının yürüttüğü yenilikçi ambalajlar geliştirme çalışmaları başarıyla sonuçlandı. Dünyada daha önce üretilen ancak kırılganlık sorunu nedeniyle kullanılamayan mısır proteini kaynaklı yenilebilir ambalaj, İYTE laboratuvarlarında yüzde 500'e varan oranda esnek hale getirildi. Ambalajın 3-4 yıllık süreçte üretimine başlanabileceği belirtiliyor.
İYTE bünyesindeki Biyoteknoloji ve Biyomühendislik Laboratuvarı'nda farklı disiplinlerden bilim adamlarının yürüttüğü TÜBİTAK destekli çalışmayla ilgili AA muhabirine açıklama yapan Gıda Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Yemenicioğlu, plastik ambalaj materyallerinin çevre ve insan sağlığına zararlı olması nedeniyle tüm dünyada bilim adamlarının alternatif ambalaj malzemeleri üzerine çalışma yaptığını söyledi.
Dünyada sadece çevre dostu değil, aynı zamanda insan bünyesine de dost materyaller üzerinde yapılan çalışmalarda süt endüstrisi atıklarıyla mısır proteinlerinin ön plana çıktığını dile getiren Yemenicioğlu, şu bilgileri verdi:
''İYTE bünyesinde bu alanda yürüttüğümüz projelerde oldukça ileri seviyeye geldik. Mısır proteinlerinden ambalaj filmi üretimiyle ilgili dünyada bazı çalışmalar vardı. Ancak elde edilen film esnek olmadığı, hemen kırıldığı için uygulanabilir değildi. Biz laboratuvarlarımızda yaptığımız çalışmayla mısır proteininden üretilen filmlere yüzde 500'e kadar esneklik kazandırdık. Böylelikle artık bu ürün kullanılabilir hale geldi. Ambalaj sadece doğada değil, insan bünyesinde de biyolojik olarak çözünebilmesi nedeniyle yenebiliyor.
Ayrıca bu filme gıdalardaki mikropları öldüren doğal maddeler ekledik. Yumurta akında bulunan bir antimikrobiyal enzimi ambalaja ekleyerek antimikrobiyal, çayda bulunan doğal fenolik maddeleri de ekleyerek antioksidan özellikler ekledik. Bu ambalaj artık sanayinin kullanımına hazır.''
GIDALAR MİKROPLARA KARŞI KORUNACAK
Yemenicioğlu, klasik ambalajların gıdaları toz ve nem gibi etkenlere karşı koruduğunu, mikrobiyal bozulmayı engelleyemediğini belirterek, geliştirdikleri üstün özelliklere sahip bu ambalajın içeriğindeki koruyucu maddeyle gıdaların mikroplara karşı da koruduğunu, raf ömrünün uzadığını belirtti. Gıdaların bozulmaması için içine konan katkı maddelerinin bu ambalajla gereksiz hale geleceğini ifade eden Yemenicioğlu, bunun tüketilen gıdaların lezzeti ve kokusunu da olumlu yönde etkileyeceğini ifade etti.
Yemenicioğlu, 3 yıllık TÜBİTAK projesinin gelecek yıl tamamlanacağını, sanayicinin göstereceği ilgi ve pazar şartlarına göre 3-4 yıllık bir dönemde bu ambalajların kullanılabilir hale geleceğini kaydederek, devletin de bu ambalajlara geçiş konusunda destekleyici olması gerektiğine dikkati çekti.