Ankara (AA)- Bölgesel Çevre Merkezi (REC) Türkiye Direktörü Dr. Sibel Sezer Eralp, iklim değişikliğine gereken önemin verilmesi ve önlem alınması için yeni kuraklıkların ve afetlerin yaşanmasını beklemeye olmadığını ifade ederek, "Yeni meclisin öncelikli işi iklim değişikliği" dedi.
Dr. Eralp, yaptığı açıklamada, TBMM'nin 22. Döneminde kurulan araştırma komisyonunca hazırlanan Küresel Isınma Araştırma Raporunun, 22 Temmuz seçimleri sonucu belirlenecek 23. Dönemde onaylanmasını istedi. Küresel ısınma ve iklim değişikliğinin çağın en önemli çevre ve kalkınma sorunu olduğunu ifade eden Eralp, şunları kaydetti:
"Her şeye rağmen sivil toplum, Türkiye'de ve dünyada daha sürdürülebilir bir yaşam için, yapıcı eleştiriler, somut öneriler, etkin bir izleme ağı ve sağlıklı işbirlikleri gibi araçları geliştirerek, oluşacak yeni Mecliste gerekli girişimlerde bulunmaya devam etmelidir."
Dr. Eralp, TBMM Küresel Isınma Araştırma Komisyonu Raporunda, daha az sera gazı salan bir ekonomiye geçiş, kalkınma politikalarıyla entegrasyon, İklim Değişikliği Politikaları Araştırma Enstitüsü'nün kurulması, enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji, tüketim ve üretim alışkanlıklarının değiştirilmesi ve Kyoto Protokolü konusunda
Türkiye'nin bir an önce konumunu belirleyerek müzakerelere katılması konularını içerdiğini kaydetti.
Araştırma Komisyonu Raporunu, şu ana kadar Türkiye'de kamu adına Kyoto Protokolü konusunda dile getirilen "en güçlü, iddialı, kapsamlı ve gerçekçi yaklaşım" olarak değerlendirdiklerini dile getiren Eralp, şu bilgileri verdi:
"Türkiye sürdürülebilir kalkınmanın en önemli sacayakları olarak tanımlanan BM Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi'ni 1997'de, BM Çölleşme ile Mücadele Sözleşmesi'ne 1998'de kabul etti. Türkiye, 2002 yılında kabul ettiği Johannesburg Sürdürülebilir Kalkınma Eylem Planı uyarınca 2005 yılına kadar hazırlayıp uygulamaya geçirmesi gereken Ulusal Sürdürülebilir Kalkınma Stratejisi'ni ise henüz hazırlamış değildir."
Dr. Eralp, TBMM Araştırma Komisyonu'nda görev alan milletvekillerinden sadece 6'sının 22 Temmuz genel seçimlerinde aday olduğunu ve rapordaki önerilerin seçim bildirgelerinde ya hiç yer almadığını ya da kısıtlı oranda yer aldığını kaydetti.