CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, Milli Savunma Bakanı'nın, Genelkurmay Başkanı'nın, kuvvet komutanlarının konuşmadığı bir ortamda Askeralma Kanunu Teklifi'nin Meclisten geçmesini doğru bulmadıklarını belirterek, "Mesele çocuklarımızın erken terhis edilip edilmemesi değil. Bu halledilir ancak başka bir mesele var. Ordumuzun gerçekten Türkiye'nin geleceğiyle ilgili mevcut risklerin kalkmadığı bir ortamda nasıl bir yapılandırması olacak, bunu konuşuyoruz." dedi.
Özkoç, Meclis Basın Kapısı önünde Tekirdağ'ın Çorlu ilçesinde geçen yıl meydana gelen tren kazasında yakınlarını kaybeden vatandaşlarla basın toplantısı düzenledi.
Kazada yakınlarını kaybedenlerin sadece adalet ve gerçekten suçlu olanların yargı karşısına çıkmasını istediğini söyleyen Özkoç, "Kimler yargılanıyor? Demiryolu bakımından sorumlu bir kişi, onarım şefi, onarım memuru, köprüler şefi yargılanıyor. Nasıl yargılanıyor? Tutuksuz ve adli kontrol şartı olmadan yargılanıyor. Peki, Ulaştırma Bakanı'nın, bu ülkeyi yöneten siyasilerin bu konuda hiç mi suçu yok? TCDD Genel Müdürü ve üst bürokratların hiç mi suçu yok?" ifadesini kullandı.
Yakınlarını kaybedenlere Anayasa Mahkemesi önünde polisin müdahale ettiğini anımsatan Özkoç, "Türkiye'ye yakışıyor mu? Cezalandırmanız gereken haklarını arayan bu aileler mi? Gerçek suçluları kim yasa karşısına çıkaracak? CHP olarak bu ailelerin yanındayız. Bu iş bir siyaset meselesi değildir. Bu iş Türkiye meselesidir. Bununla ilgili bugün bir araştırma önergesi de yaptık." diye konuştu.
Tren kazasında hayatını kaybeden Oğuz Arda Sel'in annesi Mısra Öz ise adalet taleplerini her yerde dile getirmeye devam edeceklerini, takipsizlik kararına itiraz ettiklerini söyledi.
Özkoç, ardından gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Askeralma Kanunu Teklifi görüşmelerinin sürdüğünü anımsatan Özkoç, Türkiye'nin ordusuyla ilgili ciddi bir konuyu görüştüklerini vurguladı.
Bundan sonra ordunun nasıl yapılandırılacağı konusunu görüştüklerini belirten Özkoç, "Evlatlarımızın askerde şehit düşüp düşmemesi konusunu görüşüyoruz. Evlatlarımızın hangi rütbelerde nerede savaşa katılıp katılmayacaklarını görüşüyoruz. Az şey mi? Çocuklarımızın geleceği, ordumuzun geleceğiyle ilgili alacağımız karar, evlatlarımızın bundan sonra cephede şehit düşmeleriyle ilgili alt yapının oluşturulmasında vereceğimiz karar, milletvekillerinin sorumluluğunun çok önemli olduğunu gösteriyor." dedi.
- "Ciddiyetle takip etmeye devam edeceğiz"
TBMM'nin, bundan sonra Türkiye'nin nasıl bir orduyla dışarıya karşı mukavemet edeceğini, içte ve dışta huzuru sağlayacak olan ordunun nasıl bir yapılanma içerisinde olacağını görüştüğünü anlatan Özkoç, şöyle devam etti:
"Çocuklarımızın erken terhis edilmesini engellemek isteyen herhangi bir siyasi parti yok. Mesele çocuklarımızın erken terhis edilip edilmemesi değil. Bu halledilir, kolaydır ancak başka bir mesele var. Ordumuzun, gerçekten Türkiye'nin geleceğiyle ilgili mevcut risklerin kalkmadığı bir ortamda nasıl bir yapılandırması olacak bunu konuşuyoruz. Birileri, 'siz bir gecede niye halletmiyorsunuz?' diyorlar. Bu kadar basit mi? Birileri, 'bunu falanca parti mi engellemeye çalışıyor?' diyor. Siyasi parti, orduyla ilgili böyle bir şeyi niye engellemeye çalışsın? Bir tek şey yapmaya çalışıyoruz; bugüne kadar bizi onurlandıran ve gururlandıran ordumuzun bundan sonraki yapılandırması, tarihine yakışır şekilde olsun. Çocuklarımızın ve evlatlarımızın geleceğinin söz konusu olduğu bu meseleyi ciddiyetle takip etmeye devam edeceğiz. Başka herhangi bir şey yok. Bu konuyu herkesin bu ciddiyet içerisinde görmesini talep ediyoruz.
Milli Savunma Bakanımızın, Genelkurmay Başkanımızın, kuvvet komutanlarının konuşmadığı bir ortamda bu kanunun geçmesinin doğru olmadığını söylüyoruz. Onların Meclise gelip hem Meclisi hem de kamuoyunu bu yasayla ilgili bilgilendirmelerini talep ediyoruz. İstediğimiz budur."
Bir basın mensubunun, "İstanbul seçimleri gündemde. Son dönemde Cumhurbaşkanı'nın program yapmadığını görüyoruz. Sessiz kalmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusu üzerine Özkoç, "Cumhurbaşkanı bir önceki seçimde oylandı, kaybetti. Şimdi Sayın Binali Yıldırım'ın oylanmasını ve kaybetmesini bekliyor. Daha önce 'oraya gideceğiz, çadır kuracağız' diyen bir siyasi parti vardı. O siyasi partiye de herhalde alanda olmasının sakıncaları söylendi ki o da buna riayet ediyor diye düşünüyorum." ifadelerini kullandı.
AK Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım'ın, Diyarbakır temasları kapsamında yaptığı bazı açıklamaların anımsatılması üzerine Özkoç, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Siyaset ciddi bir iştir. Başbakanlık, bakanlık yapmış bir kişinin bu konuda hakikaten ciddi bir duruş sergilemesi gerekiyor. Sayın Binali Yıldırım'ın dün söyledikleri ile bugün söyledikleri, daha önce arkasında durdukları ile bugün arkasında durdukları farklı. 'Seçimi kazanmak için her yolu denerim' görüntüsü veriyor. Dün de bir tweet attı, daha sonra onu silmek zorunda kaldı. Ekümeniklikle ilgili bir açıklama yaptı. Türkiye Cumhuriyeti'nin kabul etmediği bir şeyi başbakanlık sıfatı ile birisi tweet atıyor ve 'pardon bunu danışmanım attı ben atmadım' diyorsa bu ülkeyi yönetirken Allah bizi korumuş. Şimdi İstanbul'u ona nasıl teslim edeceğiz?"
- "Bugüne kadar ciddi bir dış politikamız hiç olmadı"
Özkoç, "S-400'ler konusunda ABD'nin ambargo açıklamalarına rağmen Ankara'nın sessizliği dikkat çekiyor. Nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusu üzerine, Türkiye Cumhuriyeti'nin ciddi bir şekilde yönetilmediği ve dış politikasının 17 yıldan beri yerine oturmadığının S-400 ile F-35 olayında da çok net olarak görüldüğünü savundu.
Engin Özkoç, "Bugüne kadar ciddi bir dış politikamız hiç olmadı. Mevcut dış politikamız, Türkiye'yi itibarsız hale getirdi. Bugünkü dış politikamız ise nerede olduğumuzun tam olarak anlaşılmadığı, NATO'da olmamıza rağmen NATO ile birlikte hareket etmeyen, kendi dış politikasını 'Türk tipi dış politikası" gibi adlandırıp itibarsız bir dış politika sürdürünce karşılaştığı ültimatomlara da Türkiye Cumhuriyeti'nin itibarına yakışır cevap veremeyen bir noktaya geldi. O yüzden bugün geldiğimiz nokta gerçekten çok vahimdir." diye konuştu.
Bir gazetecinin, "Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu'nun pasaport almaya gittiğinde isminin karşısında 'terör' yazmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna Özkoç, "Bir tek kişi bu ülkeyi yönetiyor. Recep Tayyip Erdoğan'ın karşısında iseniz isterseniz genel başkan olun, teröristsiniz. İsterseniz iş adamı, yazar, gazeteci, emekçi olun hiç fark etmiyor. Cezaevine gidiyorsunuz. Çünkü bu ülke, yasalarla değil Recep Tayyip Erdoğan ile yönetiliyor." karşılığını verdi.