Ankara -AA- CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Türkiye'de, yeni bir Ahmedinejad'a ihtiyaç bulunmadığını ifade ederek, "Türkiye'nin huzurunu, kardeşliğini, barışını bozmak, gerginlikleri tahrik etmek, devletin en yukarı noktalarından bunun sözcülüğünü yapmak, yakışıyor mu?" dedi.
Baykal, partisinin grup toplantısındaki konuşmasında, TBMM Başkanı Bülent Arınç'ın, "23 Nisan'ı bir mesaj verme fırsatı olarak değerlendirdiğini, 23 Nisan çocukları olarak, askerlik çağına gelmiş, bıyıklı gençlerle mesaj vermeye çalıştığını" savundu.
Çorlu'da 23 Nisan'da kara çarşaflı kızlara resmi geçit yaptırıldığını, artık "türbanın kesmediğini" belirten Baykal, "AKP iktidarda olmasaydı, bunlar olur muydu?" sorusunu yöneltti.
23 Nisan 1920'de açılan Meclis'in milletin iradesini yansıtan bir meclis olduğunu vurgulayan Baykal, "Türkiye'de milli mücadeleye yönelik saldırının bir parçası olarak birileri, 'millet meclisi dediğiniz aslında meşrutiyet meclislerinin devamıdır, büyütmeyin' demeye getiriyor" diye konuştu.
Baykal, İslamiyet'in en güzel, en doğru ve en özgür şekilde yaşandığı ülkelerin başında Türkiye'nin geldiğini, yaklaşık 100 bin camide 5 vakit ezan sesinin Anadolu'da İslamiyet'in bayrağını dalgalandırdığını, herkesin özgür şekilde ibadetini yaptığını anlatarak, "Bu huzuru, niye birileri bozma ihtiyacı hissediyor?"
diye sordu.
Özgürlük adı altında kadınları baskı altına alacak dayatmaların, Türkiye'ye taşınmamasını isteyen Baykal, "İran'daki ahlak, din zabıtası pastaranlar, Türkiye'de de fiilen inisiyatif oluyor, ortaya mı çıkıyor?" dedi.
Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun (HSYK), Van Cumhuriyet Savcısı Ferhat Sarıkaya'nın meslekten ihraç kararını da değerlendiren Baykal, verilen bu kararın "çok mu az mı" olduğu tartışmalarının yaşandığını söyledi. Baykal, asıl konunun, bunun hukuki bir iddianame tanımı içinde yer alıp almadığı olduğunu belirterek, "Plebisitle,
referandumla mı ceza vereceğiz?" diye sordu.
Baykal, Türkiye'de yer yer adaletin nasıl çığırından çıkabileceği,tehlikeli sapmalara sürüklenebileceğinin görüldüğünü ifade ederek, adalet ve yargının yaralı olduğunu, yargının kanadığını söyledi.