Yeni Çılgın Proje: EŞİTLİK

Çağdaş ülkelerin anayasalarında söz edilen eşitlik, toplumda bireyler arasında imkanların ve hakların verilmesi yönüyle ayrım yapılmaması anlamına gelmektedir. Eşitlik ilkesi eğer mevcut düzende bir ayrım var ise bunun da kaldırılmasını gerektirmektedir.

Eşitliğin ahlakî, siyasî ve hukukî anlamlarına bakıp kısaca özetleyecek olursak: Ahlakî anlamda eşitlik, herkesin hakkını verme, hakkını tanıma ve hakkaniyet anlaşılır. Hukukî anlamda eşitlik, emir ve yasakların, tüm bireyler için, onların kişisel, top¬lumsal durum ve özelliklerine bakılmaksızın aynı olması anlamına gelmektedir. Siyasal anlamda ise, siyasal hakların ve ka¬mu görevlerinin sınıf ve maddî durum gözet¬meksizin, işin gerektirdiği teknik ve meslekî bilgiye sahip bütün vatandaşlara açık tutulma¬sını ifade etmektedir.

2 Mayıs 1999 da TBMM’ye inancına uygun tarzda bir kıyafetle girmek isteyen Merve Kavakçı’nın gözü yaşlı fotoğrafı ve daha sonra hiçbir yerde takmadığı o günkü başörtüsü ABD’de sergilenmekte. Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Komisyonu’nun katkılarıyla düzenlenen İnancın Vücudu isimli bu sergi Russel Senato binasında ziyaretçilerini beklediği bu günlerde AK Parti Kadın Kolları, ‘Kadın Bakış Açısıyla Yeni-Sivil Anayasa Çalıştayı’nın sonuç raporunu, yeni anayasa sürecine katkı sağlaması amacıyla Meclis Başkanlığı’na sundu. Bu raporda en can alıcı nokta kamuda eşitlik talebi.

Kılık kıyafet ve başörtüsü ile ilgili taleplerin ağırlıkla yer aldığı, yeni anayasada, gerek siyasette, gerek çalışma hayatında kadınların ve erkeklerin eşit koşullar ile rekabet edebilmesine yönelik politikaların yer alması istendiği raporda: “Yeni anayasada çalışma ve sözleşme hürriyetinin kadın-erkek herkese eşit olarak tanındığı, başörtüsü veya siyasi simgeleri dolayısıyla kişilerin bu haktan mahrum edilemeyeceği ifade edilmelidir. Yeni anayasada kadınların kamu görevlerini yerine getirmesi konusunda erkeklerle eşit haklara sahip olduğu, başörtüsü, dini ve siyasi simgelerin burada problem teşkil etmemesi yönünde bir hüküm yer almalıdır. Bu konuda yargıçlık, öğretmenlik, emniyet görevlisi gibi meslekler istisna tutularak tartışmalar aşılabilir.” ifadesinin yer aldığı zikredilmektedir.

AK Parti Kadın Kollarını yeni anayasamıza yaptığı katkılarından dolayı tebrik ediyorum ama benim anlayamadığım birkaç nokta var. Bunlardan birincisi ve en önemlisi, yeni diyeceksiniz, özgürlükçü diyeceksiniz bazı meslek gruplarını istisna tutacaksınız. Merve Kavakçı ne çabuk unutuldu. Unuttuysanız Amerika’ya gittiğinizde şu sergiye bir uğrayın, geçmişteki iktidarların yaşamadığı yüz kızartısı sizde de olmuyorsa problem yok. İnancın meslek grubu mu olur Allah aşkına? Niye kraldan kralcı kesilip, kendi kendinize kısıtlama getiriyorsunuz?

İkincisi ne tartışmasından bahsediyorsunuz, ortada bu konu da tartışma mı var? Hangi siyasi parti alenî başörtüsüne karşı çıktı ki? CHP’mi, MHP’mi, BDP’mi yoksa AK Parti’mi? Ortada fol yok yumurta yok, kendi korkularınızın mahsulü hayali tartışmalardan çekinerek kısıtlamada çözüm arıyorsunuz.

Üçüncüsü bugünkü siyasî ortamda, bu mesele kolayca aşılabilecek bir durumdadır. İktidar ve muhalefet partileri başörtüsünü rejim tehdidi olarak görmüyorlar artık. Toplumsal mutabakat başörtüsü konusunda hep olagelmiştir. Yıllardır siyasetin malzemesi konumuna getirilen başörtüsü, AK Parti’nin samimiyet testidir. Yeni bir seçim malzemesi yapılmadan derhal çözülmelidir.

Kendisiyle çelişen bir eşitlik talebi olabilir mi? Eşitlikte ayrım olmaz. İnancın mesleği olmaz. İstisna tutulmaya çalışılan yargıç, polis ve öğretmenlerin vicdanındaki yaralara kim merhem olacak. Onların gözü yaşlı fotoğraflarıyla ve çalışırken hiç takamadıkları örtüleriyle yeni sergiler mi açılmak istenmektedir? Bu mesele yeni anayasa ile ama, fakat, eğer gibi sündürmelik ifadelerle bağlanmadan, hiçbir meslek grubunu ayırmadan çözülmelidir. Başörtüsü özgürlüğü 2023 seçimlerinin çılgın projesi olmamalıdır.