YURTHABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

"Yeni Dünya Düzeninde Ortadoğu" Konferansı

AK Parti MKYK Üyesi ve Stratejik Düşünce Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Yasin Aktay, "İsrail gibi bir ülke varsa dünyada, dünyada

AK Parti MKYK Üyesi ve Stratejik Düşünce Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Yasin Aktay, "İsrail gibi bir ülke varsa dünyada, dünyada adalet olamaz. İsrail gibi despot, zalim, gaddar bir ülke varsa dünyada adaletin esamesi okunamaz" dedi.

Aktay, Gaziantep'ten yayın yapan Kanal 5 Televizyonu tarafından Şehitkamil Kültür Merkezi'nde düzenlenen "Yeni Dünya Düzeninde Ortadoğu" konulu konferansta yaptığı konuşmada, Türkiye'nin kendi baharını yaşadığı zaman kimliğini, kendi özünü keşfettiği zaman dünyayı keşfettiğini söyledi.

Türkiye'yi bastırmanın yolunun onun İslam'la olan bağını bastırmaktan geçtiğini belirten Aktay, "Türkiye'nin İslam'la olan bağını kopardığınız zaman elini, ayağını koparmış oluyorsunuz" dedi.

"Nitekim 80 yıl boyunca Türkiye, eli ayağı kopuk olarak kaldı" diyen Aktay, şunları kaydetti:

"Biz bu hale gelecek toplum muyduk- Türkiye 2002 yılından beri İslam'la bağlarını yeniden hatırlamaya başladığı andan itibaren dünyaya olan doğal ilgisini de keşfetti. Türkiye kendi içinde İslam'ı bastıran, kendi kültürel sermayesini katleden unsurlarla hesaplaştı. Kendi vesayet kurumlarıyla hesaplaştı. Kendi vesayet kurumlarıyla hesaplaştıkça hem ekonomisi canlandı hem toplumsal dinamizmi şahlandı, arttı. Bu yükseliş gerçekleştiği zaman Türkiye kendi şahsiyetli politikasını da izlemeyebilmeye başladı. Kendi şahsiyetli politikasını izleyince Arap dünyası tarafından da izlenmeye başlandı."

Aktay, 1 Mart tezkeresinde ABD'ye "hayır" diyen bir ülke ihtimalinin ortaya çıktığını, bu ihtimali Arapların ve Müslüman halkların çok sevdiğini dile getirdi. Bu ihtimalin giderek gerçek hale gelmeye başladığını ifade eden Aktay, "Türkiye giderek hem dini kimliğiyle, hem İslami kimliğiyle, kültürüyle, tarihiyle barışan, Ortadoğu'ya dönen ama Avrupa'dan da vazgeçmeyen, vazgeçmediği halde de kendi şahsiyetli politikasını güdebilen bir ülke olunca daha fazla dikkat çekmeye başladı" diye konuştu.

-"Arap Baharı"

Arap dünyasının bu süreçte kendi liderlerini sorgulamaya başladığını vurgulayan Aktay, şöyle konuştu:

"Kuşkusuz Arap Baharı'nın tek sebebi Türkiye'dir demek kendimize fazla rol biçmek olur. O da haksızlık olur. Çünkü Arap dünyasında öteden beri gelişmekte olan çok güçlü bir sivil toplum var zaten. Çok güçlü bir aydın kitlesi var. Fakat bizim belki de verdiğimiz bir ışık, Türkiye eğer yaptıysa tetikleme yaptı. Türkiye herkesi eteğinde toplayacak bir model değil. Böyle bir model arayışımız yok. Bu coğrafya ayağa kalkacak. Mevcut dünya düzeninin ne kadar adaletsiz olduğunu artık herkes çok daha net görmeye başladı. Bu adaletsizliğe bir itiraz yapılıyor artık. Eskiden 'Yurtta sulh, dünyada sulh' diyorduk, şimdi ise 'Yurtta demokrasi, dünyada demokrasi, yurtta adalet diyoruz, dünyada da adalet diyoruz."

Arap Baharı'yla ilgili bazılarının "birileri düğmeye bastı" dediğini hatırlatan Aktay, "Buna yüksek makamlardaki insanlar da inanamadı. Niye kardeşim, oradaki halkın bir şey istemeye hakkı yok mu- 'ABD yaptı' deniliyor. ABD kendisine boyun eğen birileri varken neden keyfini bozsun- Aslında böyle dememiz bizim kendimize hakaretimizdir. Biz kendimize inanmıyoruz anlamına geliyor. Oysa bizim kendimize inanmamız gerekiyor. Bu dünyadaki gücü değiştirebilecek güce ve iradeye sahip olduğumuza inanmamız gerekiyor" şeklinde konuştu.

Akay, Türkiye'nin artık dünya siyasetine meydan okuyabilecek durumda olduğunu ifade etti.

Türkiye'nin talep eden, sorgulayan, hesap soran bir konumda olduğunu dile getiren Aktay, "İsrail gibi bir ülke varsa dünyada, dünyada adalet olamaz. İsrail gibi despot, zalim, gaddar bir ülke varsa dünyada adaletin esamesi okunamaz. Bugün İsrail'in yaptığı zulmün haddi hesabı yok. Ve yaptığı zulümlerin hesabını soran da yok. 2008 yılında İsrail'in zulmüne meydana okuyan, ona hesap soran sadece Türkiye vardı" ifadelerini kullandı.

-AK Parti MKYK Üyesi Prof. Dr. Sözen

Konferansın moderatörlüğünü yapan AK Parti MKYK Üyesi Prof. Dr. Edibe Sözen ise Ortadoğu'nun özellikle soğuk savaş döneminden bu yana ciddi revizyonlar geçirdiğine dikkati çekti.

Son dönemde bölgede yerini bilen, rolünü bilen, aktif bir Türkiye olduğunu ifade eden Sözen, "Bu küresel güç olma yolunda önemli bir değişim ve dönüşüm. Biz insan medeniyetini temsil eden bir ülke konumundayız. Ve eğer bu bölgelerde bir barış sağlanacaksa hakikaten küresel güç olarak bunu yerine getirmek durumundayız" dedi.

Sözen, bölgede çözümün adresinin Türkiye olacağını ifade etti.

-Ortadoğu'da değişim-

Anadolu Ajansı (AA) Arapça Yayınlar Genel Koordinatörü ve Ortadoğu uzmanı Turan Kışlakçı ise Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın bu toprakların yeniden öze dönmesi gerektiğini çok iyi vurguladığını kaydetti. Arap dünyasın en ücra köşesine gidildiğinde bile Başbakan Erdoğan'ın adını söyleyince tüm kapıların açıldığını anlatan Kışlakçı, "Türkiye burada çok aktif, hala çok etkin. Bunu önümüzdeki yıllarda özellikle Suriye sonrası Türkiye'nin ne kadar etkin olduğunu, ne kadar sevilen bir devlet olduğunu yakında hepimiz göreceğiz" şeklinde konuştu.

Batılıların bu bölgede "böl-parçala-yut" politikası uyguladığını dile getiren Kışlakçı, şunları söyledi:

"Bu bölgeye girdiler haritaları çizdiler, Arap halkını ayrıştırdılar. Ülkeler bir birine düşman haline geldi. Bu toplumlara deli gömleği giydiriliyor, Arap halkları birbirine düşman oluyor. İsrail'den sonra en fazla Filistinli öldüren yönetim Suriye rejimidir. Suriye rejimi sömürgecilerden daha fazla öldürmüştür. 1970'den 1985'e kadar 200 bine yakın insanını katletmiştir. 90'lı yıllardan sonra Körfez Savaşı sonrasında bölgede değişimin sinyalleri verilmişti. 90'lı yıllardan sonra yeni yetişen nesil, Ortadoğu'da bugün değişimin öncülüğünü yapıyor. Bunun içinde sadece İslamcılar yok, solcular da var, liberaller, gençler, Hristiyanlar da var."

Arap dünyasını "açık cezaevinden çıkan bir toplumun içinde bulunduğu duruma" benzeten Kışlakçı, "Arap dünyası büyük bir değişim yaşıyor" dedi. Başbakan Erdoğan'ın son dönemlerdeki çıkışının uluslararası kurumlara yöneldiğine dikkati çeken Kışlakçı, Türk aydınlarının ise Başbakan Erdoğan'ın gerisinde kaldığını ifade etti.

Moritanyalı düşünür Doç. Dr. Muhammed Muhtar Eş-Şankiti de "Arap Baharı"nın asil bir olay, beklenen bir rüya olduğunu söyledi.

"Arap Baharı"nın hem iç hem de dış cephede çok etkileri olacağını anlatan Doç. Dr. Muhammed Muhtar Eş-Şankiti, "Biz demokratik olmak istiyoruz Avrupalı değil" dedi. Suriye'de sona yaklaşıldığını ve Türkiye'nin bu ortamda daha etkin olmasını isteyen Doç. Dr. Muhammed Muhtar Eş-Şankiti, aksi halde Batılıların gelip problem yaratacağını savundu.

Bu arada, konferansın sonunda Koordinatör Vali Veysel Dalmaz da çadır ve konteyner kentler ile Türkiye'ye sığınan Suriyeliler hakkında bilgi verdi.

Muhabir: Orhan Çiçek - Kaan Bozdoğan / Ahmet Caner Baysal

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

En Çok Aranan Haberler