Kıdemli bir çalışanken ‘geç kalıyorum, geç çıkıyorum ama işimi hepinizden iyi yapıyorum, herkes işine baksın!‘ diyebilirsiniz belki ama o iş yerinde çömezken geç kalmanız sizin iş disiplininizi ve karakterinizi sorgulatabilir. Dolayısıyla, ilk başlarda mümkünse herkesten önce gelin, herkesten geç çıkın. Bu sizin işi sahiplendiğinizi ve kendinizi işe verdiğinizi gösterir.
Yaz aylarındasınız, herkes dışarıda, siz de tam yaz aylarında iş değiştirdiğiniz için izin kullanamadınız. Ne yapacaksınız? Ne yaparsanız yapın ama sakın gidip ‘Ben izin kullanabilir miyim?‘ demeyin. Daha yeni başladığınız bir işte izin isterseniz tüm gözler size çevrilir. Çok büyük bir istisna olmadıkça ilk yılı izinsiz geçirmek kurbağayı ürkütmez.
Bir yönetici için en kötü durumlardan birisi, yeni işe aldığı ve işlerin toparlanması için ihtiyacı olduğu yeni bir çalışanın sabah telefon etmesi ve ‘inanılmaz hastayım, gelemiyorum’ demeniz. Çok gerekli değilse işten izin almamak için elinizden geleni yapın.
İlk başlarda işinizi öğrenene ve kendinizi kabul ettirene kadar çeşitli konu dışı işler alabilirsiniz. Özellikle yöneticileriniz sizi çömez gördüğü için, kıdemlilere yaptıramadığı işleri size yaptırmaya çalışabilir. Sakın ‘bu benim işim değil’ Bunu demek için doğru zamanda değilsiniz.
Bu konu hassas. Esasen doğru olan, sigara ve kahve molalarına çıkmaya kendi başınıza karar vermemek. Zaten ekipte mutlaka sigaracı veya kahveci vardır, bırakın onlar sizi yönlendirsin. Onlar çıkınca zaten sizi çağırırlar veya siz peşlerine takılırsınız. İlk iş günlerinde sigara ve kahve molalarını abartmak göze batar.
Çok büyük ihtimalle öğle yemeğine çalışma arkadaşlarınızla birlikte çıkacaksınız ve onlarla birlikte ofise döneceksiniz ama olur da kendiniz çıkarsanız ve yemekten sonra onlardan ayrılırsanız, geç dönmemeye bakın. ‘Nerede bizim oğlan yahu?’ diye bir soru bile sizin ‘işten kaytarma’ ihtimalinizi tartışmaya açar ki bu ilk iş günleri için kritiktir.
Ne bir önceki işinizi, ne şu ankini, ne yöneticinizi, ne çalışma arkadaşınızı. Kimseyi ama kimseyi şikayet etmeyin. Herhangi bir şey için sürekli şikayette bulunmanız sizi ağlak bir çalışandan farklı konumlandırmaz ve buna hiç ihtiyacınız yok.
Bu özellikle yeni kuşağın sık sık yaptığı bir hata. Yeni nesil neredeyse sosyal medyada büyüdüğü için, kısa bir zaman dahi olsa ondan ayrılamıyor. Bilgisayarlarından olsun, telefonlarından olsun her daim bir Facebook, Twitter, Instagram kontrolü yapıyor. Ancak yeni bir işe başladığınızda bunu sık yapmanız size ‘odak sıkıntısı / aklı başka yerde‘ etiketi yapıştırılmasına neden olabilir. Tabi işiniz sosyal medya yönetimi değilse....
Yeni işinizin hali hazırda uzmanı olabilirsiniz. Yani aslında bu iş, sizin için ‘yeni bir iş’ değil. Ancak yine de, siz yeni şirketinizdeki çalışanlarınız için ‘yeni bir ekip üyesisiniz’. Yani uzmanlığınız da olsa konuyu bildiğinizin üstüne ağır ağır basarsanız, bir noktadan sonra ‘itici’ olabilirsiniz. Bırakın onlar size uzmanı olduğunuz konuyla ilgili ders vermeye, size bildiğiniz işi tekrar öğretmeye çalışsın, zamanla zaten sizin uzmanlığınızı öğrenecekler, ne aceleniz var?