ANKARA (İHA) - MHP Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Devlet Bahçeli, yeni oluşum hareketini 'suni birliktelik' olarak nitelendirerek, "TBMM'de MHP dışında bir blok oluşturularak bu suni birlikteliğin bir hükümete dönüşmesi amacıyla Sayın Cumhurbaşkanımız'ın da etkilenmesi için çaba sarf edildiği esefle görülmektedir" dedi.
Devlet Bahçeli, 57. Hükümet'in görevinin son bulması için gerekli şartların ve Anayasal prosedürün kendileri tarafından bilindiğini belirterek, bugünkü parlamento aritmetiğinde hükümeti sona erdirmenin koalisyon ortaklarının elinde olduğunu kaydetti. Bugünkü süreçte belli olmayan tek şeyin mevcut hükümetin yerine neyin konulacağı olduğunu ifade eden Bahçeli, şöyle devam etti:
"Siyasi ahlaka sığmayan bu zorlamaların bir sonuç vermeyeceği bilinmektedir. Bu hassas dönemde Türkiye'nin önüne bir de böyle bir hükümet krizi çıkarılmasının ağır bir bedeli ve kestirilemeyecek sonuçları olabilecektir. Bu bakımdan seçimlere bugünkü hükümetle gidilmesi, bütün bu tehlikeleri bertaraf edecek yegane yol olacaktır. Bu durumda 57. Hükümet artık Türkiye'yi sağlıklı ve düzenli bir biçimde seçime götürecek, bu anlayışla görev yapacak bir seçim hükümeti niteliğinde görülmelidir. Bu süreçte ekonomik program hiçbir sapma olmaksızın kararlılıkla uygulanacak, seçim hesabına dayalı uygulamalara kesinlikle izin verilmeyecektir."
"AB, YENİ OLUŞUMUN VARLIK SEBEBİ HALİNE GELDİ" Son yaşanan gelişmeler karşısında siyasi partileri 'tutarsız' davranmakla suçlayan Bahçeli, daha önce ısrarla 'erken seçim' diyen muhalefet partilerinin konu önlerine geldiğinde bahaneler üretmeye başladığını savundu. Hükümet ortakları arasında da erken seçim tarihi konusunda bir görüş birliği bulunmadığını hatırlatan Bahçeli, MHP'nin tutumunun her yönüyle tutarlı ve dürüst olduğunu söyledi. Yapılan tartışmalarla AB ekseninde tasarlanan bir siyasi senaryolunun hayata geçirilmesinin amaçlandığını anlatan MHP Lideri Bahçeli, seçim sürecine ilişkin temel konularda AB ekseninde siyasi manevra arayışlarının ön plana çıktığına dikkat çekti. Bu amaçla taktik ittifaklar, ortak hareket edecek bloklar oluşturulmaya çalışıldığını kaydeden Bahçeli, AB'nin yeni siyasi oluşumların ve suni ittifakların varlık sebebi haline geldiğini söyledi.
AB takvimiyle seçim takvimi arasında organik bir bağ kurulmaya çalışıldığına da işaret eden Bahçeli, bu platformda buluşan çevrelerin ilk önce 57. Hükümet'in görevden ayrılmasını, sonda da AB koalisyonu olarak adlandırılan yeni bir hükümetin kurulması için her türlü zorlamaya başvurmayı düşündüklerini iddia etti. Bahçeli, üstü kapalı olarak AK Parti'nin bu süreçteki tutumunu eleştirerek, "AB'nin dayattığı idam, ana dilde eğitim ve yayın konularındaki ittifak arayışlarının da yeni hükümet modelinin alt yapısını oluşturabileceğinin düşünüldüğü anlaşılmaktadır. Bazı muhalefet partilerinin de bu yeni aile fotoğrafı içinde yer almaya hazırlandıkları görülmektedir. Hangi ahlaki temele dayanacağı zamanla daha iyi görülecek olan bu yeni bloklaşma için siyasi pazarlık sürecinin başladığı haberleri de çıkmıştır. Bu pazarlıkların merkezinde siyasi yasaklar konusunun bulunduğu da basına ifade edilmektedir" diye konuştu.
ANAP'A GÖNDERME Bahçeli konuşmasında hükümet ortağı ANAP'a göndermelerde de bulunarak, "AB'yi bir kurtarıcı olarak kullanmak isteyen bütün siyasi partileri de açık ve dürüst bir tutum almaya ve iddialarının arkasında durarak bunları fiiliyatta gösterecek somut adımlar atmaya davet etmek istiyoruz" dedi. ANAP'ın 'Meclis 29 Eylül'de olağanüstü toplansın, Ekim'de seçime gidilsin' önerisine atıfta bulunarak, bu öneriyi ortaya atanların samimiyet derecesi üzerinde durmak istediğini söyleyen Bahçeli, seçimlerin MHP'nin önerdiği 3 Kasım'dan önce yapılması önerilerinin geçerli dayanağı bulunmadığını vurguladı.
MHP Lideri Bahçeli, idam cezasının kaldırılması, ana dilde yayın ve öğrenim yapılması konularındaki değişiklikler gerçekleştirilse bile bunun Türkiye'ye müzakere tarihinin verilmesi için yeterli olmayacağının altını çizerek, bu gerçeklere rağmen Türk milletinin zihninde tereddütler uyandırıldığını söyledi. Bahçeli, erken seçim ve AB konusundaki görüşlerini şöyle sürdürdü:
"AB taraftarları ve karşıtları gibi suni bir cepheleşme anlayışının belirleyici olmasına çalışıldığı ve bundan da bir siyasi gelecek çıkacağının ümit edildiği görülmektedir. MHP'yi, AB düşmanı olarak göstermek çabaları da bu oyunun bir parçasıdır. MHP millet önünde yüzleşmeye hazırdır. 3 Kasım seçimlerinde AB konuları, gerçekler temelinde ve her yönüyle tartışılacaktır. Bu konudaki gerçekleri Türk milletinden saklamak bu oyunu sürdürmek imkanı artık kalmamıştır. MHP olarak huzur içindeyiz. AB'ye onurlu üyelik anlayışı ile Türkiye'nin özürlü bir aday olarak itilip kalkılacağı bir süreci kabullenerek bunu AB perspektifi olarak sunmaya çalışan anlayış arasındaki farkı Türk milleti değerlendirecek ve karar verecektir. Herkes bu yüzleşmeye hazır olsun. MHP önümüzdeki dönemde de ilkeli ve kararlı tutumunu sürdürecektir."