KONYA (İHA) - TBMM Plan Bütçe Komisyonu'nda önceki gün kabul edilen, "vergi yasalarında değişiklik yapılmasına" dair yeni yasa tasarısını değerlendiren Tüketiciler Birliği Genel Başkan Yardımcısı ve Konya Şube Başkanı Kemal Özer, "Her türlü iletişim hizmetine getirilen yeni özel iletişim vergisi, 21. yüzyılın en büyük ayıbıdır" dedi.
Kemal Özer, konuyla ilgili yaptığı basın toplantısında, siyasi iktidar tarafından TBMM'ne sunulan ve önceki gün Plan Bütçe Komisyonu'nda aynen kabul edilen yasa tasarısı ile vergi yasalarında büyük değişiklikler yapılarak, bir çok yeni vergi ihdas edilmekte ya da mevcut vergilerin kapsamlarının genişletildiğini belirtti.
Cep telefonu hizmetlerinden alınan özel iletişim vergisinin 57. Hükümet tarafından kaldırıldığını hatırlatan Kemal Özer, "58. Hükümetin 9 Ocak 2003 tarihinde yeniden yürürlüğe koyduğu özel iletişim vergisi ile yetinmeyen iktidar, şimdi de bu verginin kapsamını genişleterek, her türlü iletişim mal ve hizmetlerini özel iletişim vergisine tabi tutulmaktadır. Yani tasarının yasalaşması durumunda cep telefonuna ek olarak; ev ve iş telefonlarından, her türlü İnternet erişiminden, e-posta hizmetlerinden, web hizmetlerinden, domain hizmetlerinden, kurumsal İnternet erişimlerinden, kablo tv hizmetlerinden, her türlü data hizmetlerinden, Telekominikasyon Kurumu izni ile getirilen iletişim cihazlarından yani bütün iletişim hizmet ve donanımları yeniden vergilendirilmektedir" dedi.
"INTERNET'TE TRIPLEKS VERGİ DÖNEMİ" Bu durumun üretim maliyetlerini, eğitim maliyetlerini, bankacılık maliyetlerini, yayıncılık maliyetlerini direk olarak, ihracat ve istihdam maliyetlerini ise dolaylı olarak, en önemlisi ise iletişim maliyetlerini artırdığını kaydeden Kemal Özer, "Bu vergilerle pazar küçültülmekte, istihdam azaltılmakta ve üretim maliyetleri arttırılmaktadır. Nihai tüketicilere ise, yüzde 15 ile yüzde 45 arasında aynı hizmet için tripleks vergiler ödetilerek toplum cezalandırılmaktadır. Telefona yüzde 15, Internet erişimine yüzde 15, web hizmetlerine yüzde 15 olmak üzere aynı hizmete toplam yüzde 45'lik tripleks vergi getirilmektedir. Yani bu tasarı ile siyasi iktidar tarafından, 'Ey Türk halkı, ey sivil toplum örgütleri! Sizin iletişimizi engelleyerek gizli bir sansür uygulayacağız. Artık iletişim kuramayacaksınız. Kursanız bile bunun bedeli çok pahalı olacak. Yani size iletişim kurdurmayacağız' denilmektedir. Bilgi çağında iletişim kurmayan bir Türkiye'yi arzulayan bir iktidar ve bu iktidarın başbakanı bunun bedelini ödemeye hazır mıdır? Şimdiden söyleyelim, bunun bedeli çok ağırdır. Bu bedel şiir okumaya benzemez. Halkın kahraman yaptığı siyasilerin, yeri geldiğinde yaptıkları yanlışlar nedeniyle yine halk tarafından cezalandırıldıkları unutulmamalıdır. İktidar yüzyılın ayıbı olarak tarihe geçecek olan bu icraatının bedelini ödemeye razı ise, unutulmamadır ki, bunun bedeli çok ağırdır" diye konuştu.
"TASARI YASALAŞIRSA YARGIYA GİDECEĞİZ" Tüm ülkelerde Internet erişiminin ucuzlatıldığı, hatta bedava hale getirilmeye çalışıldığını vurgulayan Tüketiciler Birliği Genel Başkan Yardımcısı ve Konya Şube Başkanı Kemal Özer, şöyle devam etti:
"Dünya ülkelerinin aksine, siyasi iktidarın Internet erişimini özel iletişim vergisi ile daha da pahalı hale getirmesi, sansür uygulamaya kalkan siyasi iktidarın intiharıdır. Siyasi iktidarı uyarıyoruz, Başbakanı uyarıyoruz, Maliye Bakanını uyarıyoruz: Internet erişimini ve diğer tüm iletişim hizmetlerini tüketici için daha pahalı yaparak 'iletişmeyen, konuşmayan, düşünmeyen, örgütlenmeyen Türkiye' amaçlıyorsanız, bunu asla gerçekleştiremeyeceksiniz. Aksine, tarih sizi sansürü 21. yüzyılda tekrar canlandırmaya çalışan siyasiler olarak yazacak ve toplum hafızasında böyle anılacaksınız. Bu tepkimiz bu beyanlarımızla sınırlı değildir. Bu tasarının yasalaşması durumunda kesinlikle bu vergileri ödemeyerek sivil itaatsizliğimizi gösterecek, verginin iptali için gecikmeksizin yargıya gidecek, Uluslararası Telekominikasyon Örgütü (İTÜ) dahil tüm uluslararası kurum ve mahkemelere taşıyacağız. Dün eleştirdikleri konuları bugün yapanlar, samimiyet ve güven sınavında sınıfta kalmışlardır. Bunların yarını asla olmayacaktır. Başbakana kendi dili ile sesleniyoruz: 'Yarın elbet bizim elbet bizimdir. Gün doğmuş gün batmış ebet bizimdir'."