ANKARA (İHA) - CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, bir süreden beridir ekonomide büyük bir sıkıntı yaşandığını belirterek, "Kurda dalgalanma" adı altında yumuşak bir söylem benimsendiğini ifade etti ve Türkiye'de yaşanan olayın böyle bir dalgalanma niteliğinde olmadığını savundu.
Baykal, "Türkiye'de inşallah yeni bir krizle karşılaşmayız, ama ciddi tedbirlerin alınmasını zorunlu kılan bir mini kriz tablosuyla karşı karşıyayız" dedi. Ekonomideki bu son dalgalanmanın yeni bir program ortaya konmadan aşılmasının mümkün olmadığını bildiren Baykal, Atatürk Orman Çiftliği'nin (AOÇ) Ankara Büyükşehir Belediyesi'ne devrine de karşı olduklarını kaydetti. Baykal, bu konuda verilecek mücadelede yer alacaklarını ifade ederek, kamuoyunu ayağa kaldırarak gerekeni yapacaklarını söyledi.
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, partisinin TBMM'deki grup toplantısında yaptığı konuşmasına, Atatürk Orman Çiftliği ile ilgili çıkarılmak istenen kanun teklifine değinerek başladı. "Atatürk Orman Çiftliği, yıllardan beri fiili durum yaratılarak parça parça kendi amacının dışında kullanıma açılmış olan ve talan edilmekte olan Ankara'mızın, ülkemizin doğal zenginliğidir" diyen Baykal, bu kez Atatürk Orman Çiftliği'ni imara açmaya yönelik kendi gerçek hedefinin dışında bir planın yürürlüğe konmakta olduğunu öne sürdü. Baykal, Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin belediyecilik hizmetleri açısından bunun gerekli olduğunu söylediğini belirterek, "Gerçeği inceledikçe görüyorsunuz ki belediye yol geçirebilir, metro geçirebilir. Her türlü ulaşım bağlantısını sağlayabilir. Bu bakımdan herhangi bir eksiklik söz konusu değil" dedi. Söz konusu yasa çıkacak olursa Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin AOÇ üzerinde çok ciddi imar yetkisi kullanacağının altını çizen Baykal, "Bu konuda büyük bir mücadele verilecektir. Sayın Cumhurbaşkanı herhalde gerekli değerlendirmeyi yapacaktır. Oradaki sorunların çözülmesi için biz her türlü desteği vermeye hazırız. Büyük hayvanat bahçesi için desteğe hazırız. Orayı bir rant alanı, yapılaşma alanı olarak düzenlemek isteyeceklere karşı kamuoyunu ayağa kaldırarak gerekeni yapacağız" diye konuştu.
Balıkesir'in Dursunbey İlçesi'nde son yaşanan maden göçüğünü de değerlendiren CHP Lideri, madencilerin korunmasının sağlıklı maden işletmeciliği açısından gerekli olduğunu, ancak bu konuda büyük bir ilgisizlik olduğunu belirtti. Bu konuda 4 katrilyon liranın üzerinde bir kayıp olduğunu da belirten Baykal, bunun can kaybı dışındaki kayıplar olduğunu kaydetti. Baykal bu konuda CHP olarak TBMM'ye bir genel görüşme önergesi vereceklerini belirtti.
BAYKAL'DAN PARLAMENTO MUHABİRLERİNE BAŞSAĞLIĞI Baykal, Parlamento Muhabiri ve PMD eski Başkanı Kemal Saydamer'in ölümüyle ilgili olarak gazetecilere başsağlığı diledi. Baykal, "Meclis'te birlikte çalıştığımız PMD eski Başkanı Kemal Saydamer'i kaybettiğimizi öğrendim. Büyük üzüntü içindeyim. PMD Başkanı olarak yıllarca hepimizle yakın bir ilişki içinde mesleğinin haysiyetine, şerefine sahip çıkarak dürüst ve kucaklayıcı bir gazeteci olarak görev yapmıştı. Genç yaşta onu kaybetmekten büyük üzüntü duyuyorum" dedi.
Baykal konuşmasında, Türkiye'nin iyiye gitmediğini belirterek, hükümetin karşısına çıkan sorunlarla ilgili, o sorunları önceden görme eğilimi içinde olmadığını ifade etti. Hükümetin sadece gelişmeleri seyretmekle yetindiğini ifade eden CHP Lideri, bir süreden beridir ekonomide büyük bir sıkıntı yaşandığının altını çizdi. "Kurda dalgalanma" adı altında yumuşak bir söylem benimsendiğini ifade eden Baykal, Türkiye'de yaşanan olayın böyle bir dalgalanma niteliğinde olmadığını savundu.
Baykal, "Türkiye'de yeni bir kriz, tam bir kriz değil, Allah korusun, inşallah öyle bir krizle karşılaşmayız, ama ciddi tedbirlerin alınmasını zorunlu kılan bir mini kriz tablosuyla karşı karşıyayız" diye konuştu.
Dolar ve Euro'da yüksek kur farklarının ortaya çıktığını da kaydeden Baykal, "Bu psikolojik bir dalgalanma değil. Bu ekonomik bir gerçeğin kendisini göstermesidir. Bunun arkasında ne var. Bunun arkasında ilk planda bakınca enflasyon artışının Nisan'dan itibaren kendisini göstermeye başlaması" değerlendirmesini yaptı.
Cari açığın yükseklerde seyrettiğini, istihdamın sağlanması için tesislerin kurulamadığını, altyapıların oluşturulamadığını belirten CHP Lideri, "turist para" yüzünden Türkiye'de yabancı sermayenin gelip geçici olduğunu, üstelik giderken götürdüğünü söyledi.
"GELİNEN NOKTADA 130 MİLYAR DOLAR EK BORÇ VARDIR" Baykal konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Ölüm gelmiş haneye baş ağrısı bahane. Bizim ekonominin durumu da o. Bu ekonomi böyle gitmezdi. Bir bahane, yel üfürdü sel götürdü. Amerika'da dalgalanma oldu. Sonuç ne? Bunun sonucu şu, enflasyon bizim ekonomi politikamız bu yıl başında enflasyon hedeflenmesine göre kurgulandı. 'Önce enflasyon' dediler, hedefi tespit etti. 'Belki 2 puan yanılabiliriz' diyorlardı. 7'ye insin. 2.86 inmesi lazım. Haziran'da 7'yi yakalayabilmesi için fiyatlarda 2.86 inmesi lazım. Başbakan 'var' diyor. O konuşuyor. Öyle konuşuyor o. Merkez Bankası Başkanı bu enflasyon işi ciddi diyor. Onun için toplantıya çağırıyor. Görülmüştür ki, yüzde 5 enflasyon hedefine göre kurgulanmış bu program uygulanabilir, gerçekçi bir program olmaktan çıkmıştır. Her şeyin ona göre düzenlenmesi lazım. IMF ile bunun düzenlenmesi yapılmıştır. Bu dalgalanmanın bir yeni program ortaya konmadan maalesef aşılması mümkün değil."
Faizlerin yüzde 19'a dayandığını hatırlatan Baykal, "bunların maliyeti artırıp artırmayacağını" sordu. 3 yıl geriye gidildiğini belirten Baykal, "2003'e döndük. Faiz geldi dayandı, enflasyon çift rakama gidiyor. Bu, ekonomi politikasının temelindeki zaafların sürmekte olduğunu bize gösteriyor" dedi.
Baykal, son krizin bedelinin dış borçta, kur farkından dolayı 19 milyar 690 milyon YTL olduğunu, iç borç faiz artışında ise ek yükün 6.1 katrilyon TL olduğunu ifade etti.
Bu arada, Atatürk Orman Çiftliği'nin Ankara Büyükşehir Belediyesi'ne devredilmesine karşı çıkan ve aralarında Ziraat Mühendisleri Odası,Tarım Orman-San, Atatürkçü Düşünce Derneği ve Şehir Plancıları Odası olan bazı sivil toplum örgütleri, CHP Grubu'nu ziyaret etti. Baykal, hükümete yönelik, "Geçmiş hükümetler döneminin meyvelerini yediler. Dünya ekonomik konjonktürünün meyvelerini yediler. 130 milyar dolar ek borçtur. Rekor işsizliktir. Türkiye'nin izlediği bu politikalarından dolayı birileri çok kazanmıştır. Sıcak para diye girip, muazzam kazançları yurtdışına çıkaranlar. Bunların bir kısmı yabancıdır, bir kısmı yerlidir. Bu izlenen politikanın sıkıntısını halk çekmiştir. Gelinen noktada 130 milyar dolar ek borç vardır" diye konuştu.