WASHINGTON (İHA) - ABD'nin yeni güvenlik politikalarını kapsayan stratejisinin ana hatları Washington'da kamuoyuna açıklandı. Yeni stratejinin güvenlik ve dış politika boyutunda yine Irak var. ABD, Saddam Hüseyin yönetimini sert bir şekilde uyararak, "Gerekirse nükleer silahlarla da karşılık verebiliriz" dedi.
Beyaz Saray yönetimi, yeni güvenlik politikalarını açıkladığı strateji belgesinin odak noktasında yine Irak var. "Kitle imha silahlarıyla Amerikan topraklarına ya da yurt dışındaki Amerikan asekerlerinin yanısıra, müttefiklere yönelik bir saldırının gerçekleşmesi" durumunda Irak'a sert bir şekilde, gerekirse nükleer silahlarla karşılık verebileceğini ifade ediyor.
Bu uyarının bir benzeri, 1991 yılındaki Körfez Savaşı öncesinde de yapılmıştı. Dönemin Amerikan Başkanı George Bush, kimyasal ve biyolojik silahlar kullanması durumunda, Irak'ın bunun sonuçlarına katlanacağını vurgulamıştı.
Oğul Bush'un hazırladığı yeni güvenlik belgesinde "çok gizli" ibaresiyle vurgulanan, ancak yine de basına sızdırılan dikkat çekici bir nokta ise, "Kitle imha silahları edinmeye çalışan ülkelere de caydırıcı amaçlı askeri operasyonlar yapılabilir" olması. Hatta daha da ileri gidiliyor ve bazı ülkelerin adı da doğrudan zikrediliyor: Suriye, Libya, Kuzey Kore ve İran.
Bu bölümün çok gizli ibaresi taşımasına rağmen basına sızması, büyük bir gazetecilik başarısı ya da tesadüf değil elbette. Amerikan yönetimi, özellikle bu bilgileri dışarı sızdırarak, ne kadar kararlı olduğunu göstermek istiyor. Belki de yeni güvenlik stratejilerini içeren belgenin gerçekten de tek ve en önemli yeniliği burada yatıyor.
Bugüne kadar kitle imha silahlarının yayılmasını önlemede korkutma ve sindirme politikası izlemeyi tercih eden Amerikan yönetimi, gerekirse nükleer silahların da kullanılabileceği caydırıcı saldırıları da bir alternatif olarak ortaya koyuyor.