Yeni Yüzyı Üniversitesi’den Doç. Dr. Oğuz Özyaral, Prof.Dr.Yıldız Tümerdem, Öğr.Gör.Uzm. Funda Ayra, Öğr.Gör.Mukadder Karakaya, Öğr.Gör.Uzm.Ayşe Büşra Subaşı’dan oluşan çalışma ekibi Dünya Çocuk Hakları nedeniyle “ Ben Çocuğum, Haklarım Var” başlıklı basın bildirisi yayınladılar.
BEN ÇOCUĞUM, HAKLARIM VAR!
Çocuk, masum, dış uyaranlara açık, bağımlı, gelişen bir varlıktır. Doğduğu andan itibaren himaye edilmeye, korunmaya ihtiyaç duyar. Çocuğun yanında, ona destek olarak büyümesine, gelişmesine yardımcı olacak ailesi, çevresi vardır.
Çocukların çıkarlarının ve haklarının korunabilmesi için tamamen anne ve babasına ya da velilerine bağımlıdırlar.
Çocuk denen o muhteşem varlıkla ilgili çalışmalar 20.yy.ın II. yarısında yoğunlaşmıştır.
20 Kasım 1989’da BM Çocuk Hakları Sözleşmesi katılımcı ülkelerin hemen tümü tarafından imzalanmış, bu sözleşme ile çocukların sahip oldukları haklar daha belirginleşmiş ve yaptırıma bağlanmıştır.
1994’te Kahire’deki BM Nüfus ve Kalkınma Konferansı, 1995’te BM Pekin Deklarasyonu da kadın ve çocuğa bakış açısının değişmesi yönünden oldukça önemlidir.
Çocuk Hakları Sözleşmesine göre, çocuklar temel olarak yaşama, eğitim görme, sağlık hizmetlerinden yaralanma, vatandaşlık, isim, nüfusa kayıt olma, bir anne-babaya sahip olma haklarına sahiptirler.
Bütün bu haklar çocuklara verilmişken, günümüzde dünyada ve ülkemizde hala çocukları yok sayan, onların gelişimlerini engelleyen pek çok olay olmaktadır.
Milyonlarca kız ve erkek çocuk halen, onlara güvenlik ve sevgi vermekle yükümlü olan aileleri tarafından fiziksel ya da cinsel açıdan kötü muameleye tabi tutulmakta ve ekonomik bakımdan sömürülmektedir. Daha da fazla sayıda çocuk ise, ailelerinin kontrolü dışındaki güçler(savaş ve doğal afetler, işsizlik, yoksulluk, anne ve babalarının eğitim eksikliği) tarafından haklarından mahrum bırakılmaktadır.
-Çocukların en temel haklarından birinin eğitim olduğunu ifade ettik. Yapılan birçok kampanya ve çalışmaya rağmen, zorunlu ilköğretim süresinin 12 yıl olmasına karşın günümüzde kız çocuklarının okullaşma oranı hala düşüktür.
-Hala kız çocukları okula gönderilmek yerine, erken yaşta, istemediği, kendinden yaşça çok büyük kişilerle, henüz çocuk denecek yaşta, eğitim hakları ellerinden alınarak evlendirilmektedirler. WHO (dünya sağlık örgütü) 0-18 yaş aralığının çocukluk çağı olarak kabul eder. 18 yaşın altındaki herkes çocuktur der. 2008 yılında yapılan bir araştırmada(Hacettepe Üniversitesi Nüfus Araştırma Enstitüsü-2008) 17 yaşında anne olanların oranı yüzde 4.4, 16 yaşında yüzde 2.2, 15 yaşında yüzde 0.4 olarak bulunmuştur.
- Çocuklar açısından dramatik bir başka konu, nüfusa zamanında, doğduğu zaman kaydettirilmeyen, yaşayan ama yaşamayan çocuklardır. Bu çocuklar nüfus kayıtları olmadığı için sağlık kuruluşlarından yararlanma, okula başlama haklarından gereği gibi yararlanamamaktadırlar.
-Bir başka konu, erken yaşta, zor koşullarda çalıştırılan çocuklardır. Hakları güvence altına alınsa bile, birçoğu hala sosyal güvenceleri olmadan ve kötü şartlarda çalıştırılmaya zorlanmaktadırlar.
-Sokaklarda dilendirilmeye zorlanan, organ mafyasının elinde olan birçok çocuğun hayatı zehir olmaktadır.
-Savaşların çocuklardan çok uzakta olması gerekirken, halen dünyada birçok çocuk savaşın hayatlarına getirdiği büyük travmaları yaşamaktadır. Gelecek endişesi, yerlerinden olma, okullarına gidememe, yakınlarına kaybetme gibi durumlar bu çocuklara yaşamları boyunca izleri silinmeyecek travmalar yaşatmaktadır.
-Bir başka konu çocukların en yakınlarındaki, çevrelerindeki kişiler tarafından ihmal edilmeye ve istismara uğramaya devam ediliyor olmasıdır. Bu konudaki çalışmalar son senelerde artmasına rağmen, ironik bir şekilde karşılaşılan istismar vakaları artmaktadır. Gün geçmiyor ki, çocuk istismarı ile ilgili bir haber gündeme gelmesin… Çocuğun en güvendiği kişilerden, ailesinden, öğretmeninden bu istismarı görüyor olduğu gerçeğini ise anlamak mümkün değildir.
- Gelişen teknoloji, internet kullanımını ve beraberinde çocukların bu konuda çok fazla kendini koruyamamasını ve çocuk pornosuna kurban olmaları sorununu da getirmiştir. Teknolojinin gelişmesi bir anlamda, çocukların daha savunmasız kalmalarına yol açmaktadır.
-Engelli çocuklarla ilgili haklar da edinilen haklar arasında fakat alınan yol ne yazık ki bir arpa boyu kadardır. Evet eğitim hakları var ama, pek çok okul onların eğitimini nitelikte değildir.
-Çocuk sanatçılar bir başka istismar konusudur. Çocuklar her ne kadar psikolojik durumları uzmanlar tarafından izlenerek program yapsalar da, travmatik dizi ve filmlerde rol alarak duygu durumları etkilenmekte, gerçek yaşama uyum sağlamakta zorlanmaktadırlar. Bir anlamda çocukluklarını yaşama hakları ellerinden alınmaktadır.
-Bir diğer konu da, çocuğun anne ve babası ile birlikte olma veya her ikisini de görme hakkıdır. Parçalanmış ailelerde, anne baba kendi kişisel kaprisleri yüzünden, çocuğun velayetine sahip olan ebeveyn, çocuğun diğer ebeveynini görmesini engelleyemez. Ancak günümüzde yargıya taşınan bu anlamda pek çok dava ve olay vardır. Ebeveyn kendi sorunlarını tartışırken çocuklarını ciddi anlamda istismar etmektedirler. Oysa ki, durum ne olursa olsun, çocuğun anne ve babasını görme ve birlikte olma hakkını kimse alınamaz.
-Sokaklardaki çocuklar… Evlerinde kendileri ile yeterince ilgilenmeyen, neyin var diye sorulmayan çocuklar, kendilerine uzana başka ellere sarılan çocuklar…
-Kan davalarında çocukların kullanılması bir başka sorun, bu sorun da çocuk suçluluğunu besler niteliktedir.
Bütün bu çocuklar için neler yapabiliriz?
Çocuk haklarının ortaya konması aslında yetişkinlerin yükümlülüklerinin ortay konması demektir. Ailelerin kendi çocuklarının haklarını koruyabilecekleri koşulları yaratmak ve sürdürmek, bütün yetişkinlerin, hükümetlerin ve uluslar arası toplulukların sorumluluğudur.
Ülkemizde tüm bunların yanı sıra, AB uyum projeleri kapsamında Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, yerel yönetimler tarafından iyileşme çalışmaları ciddiyetle sürdürülmektedir. Bunlar;
-Korunmaya muhtaç çocuklar için “Çocuk Sevgi Evleri”,
-Çocuk izleme programları,
-Boşanmakta olan ailelere danışman desteği,
-Terminolojiden “sakat, özürlü” tanımlarının kaldırılması gibi çalışmalardır.
Bütün bu iyi niyetle başlamış projelerin en kısa zamanda hayata geçirilerek tüm çocuklar için uygulanabilirliğinin sağlanmasını umut ediyoruz.
Her yerde çocuk haklarını korumakla, kendimizde dahil dünya mutluluğunu ve huzurunu korumuş oluruz.
Bizler, çocuğun sağlıklı gelişmesi, yetişmesi, büyümesi, mutlu bir çocuk olması için çaba gösterecek eğitimcilerin var olması için yol gösteren eğitimciler, tüm gücümüzle çocukların ve haklarının yanında olmaya devam edeceğiz.
Hepsi bizim çocuklarımız, onlar geleceğin parlayan yıldızları, onlar tüm güzelliklere hakkı olan çocuklar…
HAYDİ BİR KEZ DAHA ONLARA ELİMİZİ UZATALIM…
SARALIM,SARILALIM, HAKLARINI TESLİM EDELİM…
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz