Türkiye'nin dehşete düşüren Yenidoğan Çetesi davasında yeni gelişmeler yaşanıyor. İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi yöneticisi ve üyesi 22’si tutuklu toplam 47 sanığın yargılandığı dava 5. gününde devam ederken; söz konusu davada şu ana kadar 18 kişi savunma yaptı.
Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesince adliyenin konferans salonunda yapılan bugünkü duruşmaya, organize suç örgütü elebaşı Fırat Sarı'nın da aralarında bulunduğu 22'si tutuklu 36 sanık ile avukatları katıldı. Bazı tutuksuz sanıklar ise bulundukları şehirlerdeki adliyelerden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile duruşmaya bağlandı.
NTV'de yer alan habere göre; beşinci duruşma örgüt yöneticileri arasında gösterilen 112 Acil Servis çalışanı Gıyasettin Özdemir'in savunmasıyla başladı.
Hakkındaki suçlamaları reddeden Özdemir, "Hasta yönlendirmesi yaptığım için para kazandığımı söylemek istiyorum." dedi.
Tıp merkezlerindeki hastaların, yoğun bakım servisine sevkinin 5-6 saat sürdüğünü öne süren Özdemir, "Bu merkezler hastaları hızla sevk etmek istediğinde benim gibi sevke aracılık yapan insanlara ulaşmaktadır." itirafında bulundu.
Özdemir, "Hastaneler benim gibi hasta yönlendirme işlerini yapan insanlarla iletişime geçmektedir." dedi.
Sanık ambulans şoförü, hastanelerin ona ulaştığını, kendisinin de yoğun bakımlarda yer bulduğunu söyledi.
Yalnızca Fırat Sarı’nın olduğu değil, diğer hastanelere de sevk yaptığını anlatan Özdemir, 112 Acil Servis çalışanı olmasından dolayı hakkında algı operasyonu yapıldığını öne sürerek, yenidoğan çetesi davasının savcısını suçladı.
Yaptığı tüm sevklerin sisteme uygun olduğunu da savunan Özdemir, yalnızca yenidoğan değil, başka birimlere de sevk yaptığını anlattı.
Sanık Gıyasettin Özdemir, eşinin Fırat Sarı’nın sahip olduğu Medisense isimli şirkette SGK kaydı olduğunu da söyledi.
Eşinin patronunun, Fırat Sarı’nın eşi olduğunu anlatan Özdemir, söz konusu şirketin güzellik sektöründe faaliyet gösterdiğini anlattı.
10 bebeğin ölümüyle suçlandığını anımsatan Gıyasettin Özdemir, yalnızca Kaya bebeğin ölümüyle ilgili savunma yapabileceğini belirterek, diğer bebek ölümleriyle ilgisi olmadığını iddia etti.
Sanık Özdemir, soruşturma kapsamında kapatılan hastanelerden Birinci Hastanesi, Bağcılar Şafak Hastanesi'nden hasta sevki karşılığında para aldığını da öne sürdü, Bağcılar Medilife Hastanesi'ne hasta yönlendirmesi yaptığını iddia etti. Özdemir, anlaşmaları hastane yönetimleriyle yaptığını anlattı.
Özdemir’in savunmasında iddianameye giren telefon görüşmeleri de gündeme geldi. Mahkeme başkanı, sanığa “112’ye bildirtmeyeceğim, hakkımızdan oluruz.” sözünü sordu.
Sanık Özdemir kendini şöyle savundu:
“Bildirtmeyeceğim desem de bildirilmediğini anlatıyorum. Hakkımızdan oluruz kısmı, 112’ye bildirildiği zaman ‘yönetimi açısından değişiklik olmayacaktır’ demek istiyorum.”
Özdemir savunması sırasında örgüt lideri olarak geçen Fırat Sarı ile hep görüştüklerini belirterek, “Yoğun bakım işletmesi yapıyor. Her özel hastane yoğun bakımın dolu olmasını ister.” dedi.
Mahkeme başkanı, Özdemir’e “‘Çam Sakura’da doğumlar azalmış’ diyorsun. Nereden biliyorsun?” sorusunu yöneltti.
Özdemir, “Belki tanıdığım kadın doğum doktoru vardır, ordan biliyorumdur.” yanıtını verdi.
Özdemir, savunmasında 112 Acil Servis çalışanı olduğu için adının duyulmasından endişe ettiğini de anlattı.
İddianamede geçen ve kendisini “Dr. Ahmet” olarak tanıttığı telefon görüşmeleri de sorulan Özdemir, tapelerin tamamını kabul etti.
Sanık Özdemir, Fırat Sarı’dan aldığı 60 bin liranın maaş olduğunu, hasta başı da biner lira aldığını ifade etti.
Özdemir savunmasında sık sık, dava savcısını hedef aldı.
Bu duruma tepki gösteren mahkeme başkanı, "Bebek ölümünü araştırmak art niyet mi?" diyerek tepki gösterdi.
Duruşmada mahkeme heyetinin sorularının ardından, avukatların sanığa yönelik sorularına geçildi.