HABER

Yenidoğan Çetesi lideri Fırat Sarı hesap veriyor! Savunmasına 'her şeyi anlatacağım' diyerek başladı: "Hayata dair beklentim kalmadı"

Türkiye'yi dehşete düşüren 'Yenidoğan Çetesi'nin yargılandığı davada örgüt elebaşı Fırat Sarı, savunmasını yapmaya başladı. Hakim karşısında dikkat çeken ifadeler kullanan "Hayata dair beklentim, umudum kalmadı. Her şeyi anlatmak istedim" dedi. Söz konusu sistemi kendisinin kurmadığını belirten Sarı, "Sarı, “Yoğun bakımda yer bulmam için milletvekilleri beni arardı" diye konuştu. İlk itiraf da geldi: "Bebek başına 750 lira ya da bin lira ödeme yapardım"

Yenidoğan Çetesi lideri Fırat Sarı hesap veriyor! Savunmasına 'her şeyi anlatacağım' diyerek başladı: "Hayata dair beklentim kalmadı"

İstanbul’da bebekleri anlaşmalı oldukları hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve bebek ölümlerine neden olan Yenidoğan Çetesi davası herkesi dehşete düşürmüştü. Tüm Türkiye'nin yakından takip ettiği Yenidoğan Çetesi davasında 47 sanık hakim karşısına çıkarken; duruşma 5. günde devam ediyor. Sanıklar, mahkemede haklarındaki iddialara yanıt verirken; örgüt elebaşı Fırat Sarı da savunmasını yapmaya başladı.

HAYATA DAİR PEK UMUDUM KALMADI"

Sarı'nın savunmasında ilk sözleri şöyle oldu:

"Bu iddianame kapsamında olan bir şey değil, özellikle davacı tehdidinden dolayı toplumun etkilendiği bir durum oldu. Buraya gelmek ve burada içtenlikle her şeyi anlatmak istedim. Hayata dair pek umudum kalmadı. Öyle şeyler çıktı ki, akış hayal gücüne sığmayacak durumlara vardı. Bütün hesaplarıma bakılsın. Sümeyye ve Mehtap dün söylediler, benim onlara borcum var. Çok fazla para harcıyorlar diye para kontrolleri olsun diye para alırdım.

thumbs_b_c_fb2ff036b8830356db8b46247ad29ebe

"İNSANI VARLIK YAPAN NE KADAR DEĞER VARSA HEPSİ ÜZERİMDEN ALINDI"

1975 Bingöl doğumluyum. İlk, orta ve lise eğitimimi orada tamamladım. 17 yaşımda tıp fakültesine girdim. Üniversitede bir yürüyüşe katıldım, bu nedenle 4-5 yıl cezaevinde örgüt üyeliğinden yattım. Örgütü benim kadar iyi kimse bilemez. Daha sonra ayrıştım ve güvenlik güçleriyle görüşmeye başladım. FETÖ dönemine kadar devletle bağlantım vardı.

İnsanı varlık yapan ne kadar değer varsa hepsi üzerimden alındı. Ben bir hiç kaldım."

HGFJJL

ESENYURT'U KÖTÜLEDİ

Sarı ifadesine şöyle devam etti:

"Zorunlu hizmetimi Esenyurt Devlet Hastanesi'nde yaptım. Orası, bir hekimin günde 100’ün üzerinde hasta baktığı bir yer. Zorunlu hizmetten sonra 2018 yılında Reyap Hastanesi'nde işe başladım. Reyap Hastanesi'nde çalışınca Esenyurt Hastanesi'nde bir geçmişim vardı.

Esenyurt, İstanbul’un en büyük ilçesi. Orada çok fazla tıp merkezi var. Halkın sosyoekonomik seviyesi düşüktür. Mesela bir gebe, sadece doğum yapacağı zaman, suyu geldiğinde en yakın tıp merkezine gider. Doğum yapan bir annenin bebeğinin ne durumda olacağını kestiremezsiniz. Bebek kötü olunca da bir an önce sevk etmek isterler."

GFDHDJ

SİSTEMİ KURMAYA NASIL KARAR VERDİ?

Sistemi kurmaya nasıl karar verdiğini anlatan Sarı, "Önce işletme nedir diye baktığımda, sadece yenidoğan değil, kulak burun boğaz, göz, fizik tedavi... Hatta fizik tedavi, en çok işletmenin olduğu bölüm. Bu yola baktığımda yapabilir miyim diye düşündüm ve böyle başladım.

Sözleşmelerle ilgili ne varsa bana her şeyi sorabilirsiniz, her şeyi size detaylı anlatacağım. İlker Gönen ile tanıştık. Kendisi de nasıl tanıştığımızı anlattı. O da benim gibi çalışmayı seven bir insandı. Bu operasyon süresince A Hastanesi dahil birçok hastaneden teklif aldım ama 'yoğunuz' diyerek kabul etmedim. Özel sağlıkta her yerde olan bir durum bu." dedi.

"SİSTEMİ BEN KURMADIM, ZATEN VARDI"

Böyle bir sistemin zaten var olduğunu söyleyen Sarı, "İstanbul’da her taraf işletme. Benden önce de birçok kişi bu işi yapıyordu. Sözleşme ise 'hizmet işbirliği sözleşmesi' olarak adlandırılıyor. Bu sözleşmeyle her şey hastaneye aitti; doktor, hemşire vs., tamamen hastanenin kendi kurumsal sistemi aynen çalışıyordu. Bu sistemi ben keşfetmedim, bu sistem zaten vardı." ifadelerini kullandı.

GHFHFGJ

"SES KAYITLARINDA BAZI YERLER KESİLMİŞ"

Örgüt lideri Sarı, mahkemede ortaya çıkan ses kayıtlarına da tepki gösterdi. Sarı, "Tapelerde çok itirazım var. Birincisi, iki insan konuşuyor... Burada ben kamuya konuşuyorum ama her şeyi söylemem, kafamın içinde bin tane şey geçiyor olabilir, ona göre konuşuyorum. Siz güvendiğiniz bir insana daha rahat konuşursunuz. Özel hayatta geçen konuşmalar kamuya yansıtıldı. Bunlar kamu ile alakalı konuşmalar değildi. Ayrıca belli yerler kesilmiş." dedi.

"CANİ OLSAM ÖLÜM ORANI DAHA YÜKSEK OLURDU"

Sarı savunmasına şöyle devam etti:

"Benim ölüm oranım, Türkiye’deki hekimlerin ölüm oranının altında. Eğer cani olsam, bu sayı yüksek olurdu. Hakkınızda bir rüşvet iddiası veya katil olduğunuza dair bir haber çıksa, sizin daha önce yargılandığınız insanlar şüpheye düşer. Bu yüzden Sağlık Bakanlığı'na 'Yapmayın' dedim."

"BİZİ ŞİKAYET EDENİ EVLADIM GİBİ GÖRÜRDÜM"

CİMER şikayetini yapan hemşire Deniz Korkmaz'a sitem eden Sarı, iddialarda bulunarak "CİMER şikayeti yapanı da evladım gibi yanımda taşırdım. Şikayeti yaptıktan sonra da Duygu Hastanesi'nde çalışmaya devam etti. Deniz Korkmaz, Deniz Gezmiş parkası giyerdi, hastane molalarında Mao okurdu. Deniz Korkmaz, 'Aziz milletim' diyerek şikayetini yapmış. Ama Deniz böyle bir şey bilmez, o aşırı solcudur. Vatan emniyet ile ilişkisi olduğunu düşünüyorum, Deniz vatan millet kaygısı taşımaz” dedi.

İTİRAF ETTİ: BEBEK BAŞI BİN LİRA

Fırat Sarı’nın çapraz sorgusuna geçildi. Mahkeme başkanı ilk olarak, “Gıyasettin Mert Özdemir’i tanıyor musun?” diye sordu. Sarı ise, “Evet sevk işleri ile ilgili bize liste getirirdi. Bebek başına 750 lira ya da bin lira ödeme yapardım” dedi. Sarı, “Hastanelerdeki anlaşmaları kimlerle yaptınız?” sorusuna ise, “Hastane yöneticileri ile yapıyorduk” dedi.Mahkeme başkanının, “Bir tapenizde, ‘Dursun abinin diplomasını kullanıyoruz ama o olmayacak diyorsunuz ne demek bu?” diye sordu. Sarı ise gülerek, “Şaka amaçlı bir konuşma kimsenin diplomasını kullanmadık vallahi kullanmadık nasıl olur bu” dedi.

"HASTANENİN BENİ SIKIŞTIRDIĞI TEK NOKTA"

“Taburcular çok oldu hasta sayılarını arttıralım” konuşması sorulan Fırat Sarı, “Hastane yönetiminin beni sıkıştırdığı tek nokta hasta sayısı. Bu çok normal benim işim hasta sayısını arttırmak. Ben herhangi bir doktora hastayı taburcu etmeyin demedim” dedi. “Gıyasettin Mert Özdemir sizin hastalarınızın taburcularıyla neden ilgileniyor” diye sorulan Sarı, “Evet işgüzar konuşmalar. Mert çok heyecanlı işkolik birisi” dedi.

Sarı, açıklamalarına şöyle devam etti;

"112'YE RÜŞVET VEREREK KİMSEYİ ALMADIK"

"Biraz sevklere değinmek istiyorum. 112 dışında sevkleri tıp merkezlerinden aldık. Diğer türlü, 112’de kimseye rüşvet vererek hasta almadık. Bugün siz 112’yi ararsanız, bir tuşla sistem yanıt veriyor.

2023 Temmuz’da operasyon başlamıştı. Bu tarihten sonra kaç hasta sevk edildiği bilgisine 112’den ulaşabilirsiniz. Üstelik hastanın gideceği yere hasta yakını karar veremez.

"SEVK SİSTEMİ İÇİN BENİ MİLLETVEKİLLERİ ARARDI"

İstanbul’daki hastanelerin durumunu size şöyle özetleyeyim Hor görülen sevk sistemi için beni milletvekilleri de arardı, herkes aradı. Çünkü yoğun bakımda yer yoktu.

Tape denen telefon konuşmalarına gelecek olursak, Tapelerde çok itirazım var. Birincisi, iki insan konuşuyor... Burada ben kamuya konuşuyorum ama her şeyi söylemem, kafamın içinde bin tane şey geçiyor olabilir, ona göre konuşuyorum. Siz güvendiğiniz bir insana daha rahat konuşursunuz. "

En Çok Aranan Haberler