Geçtiğimiz aylarda operasyon yapılan yenidoğan bebek çetesi, savcının tehdit edilmesiyle son günlerde yeniden Türkiye'nin gündemini sarstı. Büyük skandala hemşireler, doktorlar, 112 Acil çalışanlarının yanı sıra siyasi isimler de karıştı. Bu isimlerden biri de CHP'li Beylikdüzü Meclis Üyesi Ahmet Atilla Yılmaz oldu.
Yenidoğan bebek çetesi, 112 Acil Çağrı Merkezi'nde çalışan kişilerle ortak hareket ediyor, bebek acil hastalarını önceden anlaşılan özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk ettiriyordu. Böylece haksız kazanç sağlıyorlardı. İhmali davranışlar nedeniyle en az 12 bebek bu nedenle yaşamını yitirdi.
Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, süreç hakkında bilgi verirken 26 Nisan'da çeteye yönelik operasyon düzenlendiğini açıklamıştı.
Çeteyle ilgili soruşturma kapsamında 9 hastanenin ruhsatı iptal edildi. Bu hastanelerden biri Özel Beylikdüzü Medilife Hastanesi'ydi. Hastanenin başhekimi ise Ahmet Atilla Yılmaz'dı.
Yılmaz hakkında hazırlanan iddianamede "Beylikdüzü Medilife başhekimi olan Ahmet Atilla'nın usulsüz epikriz yazılmasından, usulsuz hasta sevkinden ve usulsüz basamaklandırmadan haberdar olduğu" kaydedildi.
26 Nisan'daki operasyondan günler sonra ise CHP'den tepki çeken bir hamle geldi. Soruşturmaya adı karışmasına rağmen Ahmet Atilla Yılmaz, Beylikdüzü Belediyesi Meclis Üyesi olarak seçildi.
Yılmaz, belediye meclisinde "Biliyorsunuz Meclisimizin tek doktoru. Her şey garanti altında. Meclisin de muhafızı var, bir doktor getirdik" şeklinde takdim edilmişti.
Skandalın patlak vermesi üzerine açıklama yapan CHP Genel Başkanı Özgür Özel, "Bu işin içinde, içinde değil 10 kilometre kenarında bir tane Cumhuriyet Halk Partili varsa onu partide tutan namussuzdur, şerefsizdir" demiş ve "Alnını karışlarız o CHP'linin" mesajını vermişti.
Özel'in bu çarpıcı çıkışından sonra dün ise Ahmet Atilla Yılmaz partiden istifa ettiğini duyurdu. Yılmaz istifasını şu sözlerle açıkladı:
"Dört kız babası ve 34 yıllık bir hekim olarak adımın bu vahim vakada anılmasından büyük bir üzüntü duyuyorum. Gerçeklerin biran önce ortaya çıkması ve adaletin tecelli etmesi için elimden gelen tüm çabayı göstereceğimi bildiririm. Çünkü hakkımda her ne kadar ihmali davranışla kasten adam öldürme ve suç işlemek amacı ile üye olma suçlamaları yöneltilmemişse de üzüntümün büyük olduğunu ifade etmek isterim. Tarafımın ifadesi alındıktan sonra salıverilmem ve göz altına alınmamış olmam da adaletin tecelli edeceğine ve gerçeklerin ortaya çıkacağına ilişkin inancımı yükseltmiştir.Yüce Türk adaletine güvenim tamdır. Sürecin siyasallaştırılması adına, mensubu olduğum Cumhuriyet Halk Partisi’nin kurumsal kimliğine de zarar vermemek için partimden istifa ediyorum."