Mynet Trend

BİZE ULAŞIN

Yenidoğan taramasını sakın ihmal etmeyin!

Dünyayı görmek kadar duymak ve algılamak da bir o kadar önemlidir. Duyularımızın her biri bizim için vazgeçilmez öneme sahipken duyularımızın sağlığına dikkat etmemiz de bir o kadar önemlidir. Peki, özellikle çocuklarımızda işitme sağlığına dikkat ediyor muyuz? İşitme kaybı nedir, ne kadar sıklıkla görülür? İşitme engelinde tedavi yöntemleri nelerdir? İşte tüm bu merak edilen soruların cevabı haberimizde...

Yenidoğan taramasını sakın ihmal etmeyin!

İşitme Sağlığı Farkındalığı ve Yenidoğan Taraması Farkındalığı konularına dair, İşitme Engelliler ve Aileleri Derneği Başkanı Pelin Atik, bu konu ile ilgili merak edilen tüm soruları yanıtladı. İşte işitme kaybı, işitme sağlığı ve işitme engeli tedavisi hakkında tüm merak edilenler...

İşitme kaybının görülme sıklığı nedir?

photo-1472066719480-ecc7314ed065

Dünya Sağlık Örgütü’nün hazırladığı rapora göre dünyada 32 milyonu çocuk olmak üzere 360 milyon insan işitme kaybı yaşıyor. Türkiye’de ise bu rakam 2.2 milyon kişi. Türkiye, doğuştan işitme kayıplarının en çok görüldüğü ülkelerden biridir. Ülkemizde her yıl yaklaşık 3900 bebek doğuştan işitme kaybı ile dünyaya gelmektedir.

İşitme sağlığı farkındalığını artırmak için nasıl çalışmalar gerçekleştirilebilir?

photo-1514885073919-368d69513883

İşitme kaybı doğuştan olabildiği gibi, gürültülü ortamda çalışma, yaşlılık, ototoksik ilaç kullanımı ve bazı hastalıklar sonucu da olabilir. Biz bu konuda İşitme Engelliler ve Aileleri Derneği (İED) olarak farkındalık yaratmak amacıyla çeşitli zamanlarda liselerde ve üniversitelerde seminerler düzenliyoruz. Katıldığımız çalıştaylarda işitme kaybı ve işitme kaybı yaşayan kişileri normal ve sağlıklı bir yaşama kavuşturabilen koklear implant gibi teknolojik çözümler konusunda kamu spotu yayınlanması için ilgililere sunum yapıyoruz. İnsan hakları atölyeleri düzenleyip Facebook, Instagram ve Twitter gibi sosyal medya mecralarındaki hesaplarımız aracılığı ile işitme engeline dikkat çeken paylaşımlar yaparak halkı bilinçlendirmede üstümüze düşen görevi yerine getiriyoruz.

İşitme sağlığı farkındalığının artırılmasının toplumsal faydası nedir?

photo-1523287775146-24130f384378

İşitme kaybı dışarıdan görünmeyen bir engeldir. Her işitme engellinin duyma, anlama kapasitesi ve kalitesi farklı olup kişiden kişiye değişkenlik gösterir. Dışarıdan görünmediği için toplum tarafından farklı algılanan çoğu zaman zeka engeliyle karıştırılan bir engel türüdür. Toplumun bilinçlendirilmesi son derece önemli olup, şahsi fikrim bu işe okullardan başlanması yönündedir. Toplumda oluşan algı işitme engellilerin her işi yapamayacağı yönündedir, toplum bilinçlendiği zaman işitme engellilerin gerek iş hayatına gerekse sosyal hayata katılımı daha kolay olacaktır.

İşitme kaybının toplum ya da birey üzerinde ne gibi bir sonucu söz konusu?

photo-1526739178209-77cd6c6bcf4f

Tedavi edilmeyen işitme kaybının başta psikolojik olmak üzere bir çok olumsuz etkisi olabilir. İnsanlarla iletişimi koparıp içe kapanan kişi kendini yalnız hisseder. İşitme kaybı yaşayıp cihaz kullanmayan kişilerin ailelerinde ve sosyal çevrelerinde uyum sorunu yaşamaları kaçınılmazdır. İletişim sorunu aynı şekilde normal işiten aile fertleri ve sosyal çevrelerindeki kişiler için de söz konusudur ve zordur. Cihaz kullanmayan kişi bir süre sonra konuşma bozukluğu, unutkanlık, öğrenme güçlüğü gibi sıkıntılarla karşılaşır. Toplumun işitme kaybı ve işitme engeli konusunda yeterli bilgiye sahip olmadığına çok sık şahit oluyoruz. Kullanılan cihazlara karşı yadırgayıcı bakışlar, total işitme kayıplı olup işaret dili kullanan bireylerin yaşadığı sıkıntılar, hastane, adliye, mahkeme gibi yerlerde tercüman yetersizliğinden kendilerini tam ifade edemedikleri için yaşanan sorunlar çok fazla görülmektedir. Örnek vermek gerekirse; İstanbul’da korna sesini duymadığı için araba çarpan işitme engelli bir kadın, sürücünün küfürlü tacizine maruz kalıyor. Samsun’da çocuğunun üzerine kaynar su dökülen işitme ve konuşma engelli anne, komşularına derdini anlatamıyor. işaret dili bilen bedensel engelli bir kadın yardımcı olup çocuğun hastaneye götürülmesini sağlıyor. Bu tarz örnekleri çoğaltabiliriz.

Yenidoğan işitme taraması, işitme engeli tedavisi konusunda nasıl bir fark yaratıyor? Erken teşhisin önemi nedir? 3E (Erken Teşhis, Erken Cihazlandırma, Erken Eğitim) prensibi nedir?

file

Yenidoğan işitme taraması ülkemizde 2004 yılından itibaren standart olarak uygulanmaya başlamıştır. İşitme kaybı ile dünyaya gelen bebeklerin dil gelişiminin olumsuz yönde etkilenmemesi için Yenidoğan İşitme Taraması büyük önem taşımaktadır. 3E dediğimiz Erken Teşhis, Erken Cihazlanma ve Erken Eğitim, dernek olarak kurulduğumuz 2004 yılından beri bizim sloganımızdır. Eğer işitme kaybı geç tanımlanırsa bebeğin dil, duygusal, sosyal ve bilişsel gelişimi olumsuz yönde etkilenir. Bundan dolayı işitme kaybı teşhis edilen bebekler ilk 6 ay içinde cihazlanmalı ve işitsel rehabilitasyon eğitimine başlamalıdır. Bu sayede işitme kaybı olan çocuğun sosyal ve akademik başarısı olumlu yönde etkilenir. Sağlıklı yaşıtlarıyla aynı süreçte eğitim alabilir ve hayata kazandırılabilir.

Yenidoğan işitme taraması ve işitme sağlığı farkındalığının sağlık ekonomisi açısından etkileri nelerdir?

file1

Erken teşhis önemlidir, hayat kurtarır ve geleceği kurtarır. Bebeğin işitmediği geç saptanırsa işitsel gelişiminin kritik sürecini kaybetmiş olacaktır. Yitirilen bu sürecin telafisi zor olabilir, hatta hiç olmayabilir. İşitme kayıpları bebekler ve çocuklarda dil, konuşma gelişimi ile sosyal ve duygusal gelişimde sorunlara yol açabilir. Ayrıca işitme kaybının yetişkinlerde de aynı sorunlara yol açtığı, unutkanlığı ve Alzheimer hastalığını tetiklediği uzmanlar tarafından belirtilmektedir. 2050 yılında 900 milyon kişinin işitme kayıplı olacağı uyarılarını dikkate alırsak, daha fazla farkındalık yaratmamız gerekiyor.

Dünyada ve Türkiye’de işitme kaybının giderilmesi için hangi yöntemler kullanılıyor? Bu çözümler talebi karşılamada yeterli mi? Aileler size ne sıklıkta başvuruyor? Ailelerin başvurması gereken yerler nerelerdir?

file3

Dünyada ve Türkiye’de işitme kaybının çözümü, hafif ve orta kayıplarda işitme cihazı kullanmak, ileri derecedeki kayıplarda koklear implanttır. Ailelerin başvurması gereken yer öncelikle en yakın sağlık kuruluşudur. Aileler bize daha çok, SGK hakları konusunda danışmak, koklear implant ve işitme cihazları hakkında bilgi almak ve çocukların sosyal hayata katılımı için faaliyet arayışı ile başvuruyor. Biz de dernek olarak hak temelli faaliyetlerle kesin ve kalıcı çözümler sunmak için çalışıyoruz. Tabi bu arada sosyal faaliyetlere de önem veriyoruz.

Koklear implant için “bir engeli ortadan kaldırıyor” denilebilir mi?

file6

Kesinlikle söyleyebiliriz. Özellikle yeni doğanlarda görülen işitme kaybı için, ileri yaşlarda işitmesini yavaş yavaş ya da ani işitme kaybı ile kaybeden kişiler için koklear implant mucizedir ve işitme engeline çözümdür. Böylece birey sosyal hayatın sürekli içerisinde yer alarak, örgün eğitim ve üniversite hayatını sağlıklı ve verimli bir şekilde sürdürebilme fırsatına sahip oluyor. İş hayatına yaşıtları gibi sağlıklı bir şekilde devam edebiliyor, verimli ve başarılı olabiliyor. Eğitim, iş hayatı ve sosyal hayat alanındaki ilerlemede ameliyat sonrası kişinin isteği, gayreti ve işitsel rehabilitasyon eğitimi de gerekli ve önemlidir. Gençlerimizin bu fırsatları elde edebilmesi için; dünyada gelişen yenilikçi implant teknolojilerine ülkemizde dünya ile aynı anda erişim, ilk implanttan sonra ikinci implantta cihazların birebir uyumunun sağlanması, fark ödeme süreçleri gibi iyileştirmesi gereken süreçler söz konusu. Geleceğimiz olan gençlerimizin yukarıda sıraladığım süreçlere sağlıklı bir şekilde dahil olabilmesi için de devletimizin desteği çok ama çok önemli. Bu nedenle mümkün olduğunca yetkililere sesimizi duyurmaya çalışıyoruz.

Sosyal hayata uyum ve psikoloji bakımından çocuk kullanıcılara dair dikkat edilmesi gereken hususlar nelerdir?

PHOTO-2019-10-10-16-47-54

Bu konuda çocuk, yetişkin ayrımı yapmadan cevap vermek istiyorum. İşitme kaybı yaşayan bireyler psikolojik olarak içe kapanabiliyor, öfke kontrolü sorunu yaşayabiliyor. Bundan dolayı diğer engel grupları ile birlikte işitme kaybı yaşayan bireylerin ayırt edilmeden sosyal hayata katılımı sağlanmalıdır. Bu konuda herkesin üzerine düşen görevler vardır. Çok yüksek sesle konuşmamak, bağırmamak, rencide edici davranışlardan kaçınmak, göz teması kurmak, gerektiğinde işitmeye yardımcı cihaz kullanmak gerekiyor. Öğretmenlerin sınıf içinde FM (frekans modülasyonu) cihazı ve mini mikrofon gibi sesi direkt ses işlemcisine ileten cihazları kullanması öğrencinin dersi takibi açısından çok önemli. Altyazı desteği, görüntülü, yazılı anonslar, palantypist vb. detaylara dikkat etmek gerekiyor.

En Çok Aranan Haberler