Yerel Seçimlere Doğru

İZMİR - AK Parti İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayı Binali Yıldırım, 17 Aralık sürecini rakip partilerin referanduma dönüştürmeye çalıştığını söyleyerek, "Biz böyle olmasını istemiyoruz. Biz istiyoruz ki İzmir'in sorunlarını konuşalım. Rakiplerimizden henüz İzmir ile ilgili bir proje, ufuk göremedik" dedi. Yıldırım, sosyal medya üzerinden canlı yayınlanan programda gazeteci ve sivil toplum örgütü temsilcilerinin sorularını yanıtladı. İzmir için adaylık sürecini anlatan Binali Yıldırım, AK Parti'de 3 dönem kuralının olduğunu, 3 dönemini tamamlayan bazı bakan ve milletvekillerinin de çeşitli kentlerde belediye başkan adayı gösterildiğini ifade etti. Bazı illerden belediye başkan adayı olması konusunda istek aldığını söyleyen Yıldırım, şöyle konuştu: "Ancak ben İzmir'i seçtim, zor olanı seçtim. İzmir'i seçmemin arkasında bu şehrin milletvekili olmamın çok önemli bir payı var. Bakanlığım süresince İzmir'in sorunlarını, İzmir'in ihtiyaçlarını çok daha iyi görme fırsatı buldum. İzmir'i ben seçtim iyi ki de seçmişim. Bugün keyifli bir kampanya yürütüyorum. 17 Aralık süreci rakip partiler tarafından bir referanduma dönüştürülmeye çalışılıyor. Biz böyle olmasını istemiyoruz. Biz istiyoruz ki İzmir'in sorunlarını konuşalım. 2 ayı aşkın kampanya süresince de böyle davrandık. Rakiplerimizden henüz İzmir ile ilgili bir proje, ufuk göremedik." - "Endişeleri yersiz görüyorum" Bir gazetecinin sorusu üzerine bazı İzmirliler'in yerel seçimlerde AK Parti'nin kazanması durumunda Atatürkçülük, laiklik ve özgürlük konusunda endişeli olmasını da değerlendiren Binali Yıldırım, bu endişeleri yersiz gördüğünü bildirdi. Kendi evinde uygulamadığı bir politikayı İzmir'de de uygulamayacağını anlatan Yıldırım, şöyle konuştu: "Çocuklarım, gelinlerim var. Herkes farklı düşünüyor. Kimi namazını kılıyor, başı açık var, kapalı var. İzmir'deki demografik yapı gibi. Endişelere asıl olarak yerel iktidarda olan parti İzmirliler'e veremediği hizmeti gözden kaçırmak için sıkça başvuruyor. Özellikle seçimde bu konu çok fazla gündeme getirildi. Bizim hükümetimizin 11 yıl içinde böyle algılanabilecek bir uygulaması yok. En son yargı reformunda bir kanun çıktı yaşam tarzına müdahaleye ceza hükmü getirildi. Yaşam tarzına müdahaleyi bizim hakkımızda öne sürmek anlaşılabilir değil. Bizim gündemimizde geri kalan, gelişemeyen, her yağmurda sele teslim edilen İzmir'in sorunlarını çözmek var." - Projelerini anlattı Toplu ulaşım projeleri yapmak, "bir türlü bitirilemeyen metroyu" bitirmek için çalışacağını dile getiren Binali Yıldırım, bazı projelerin biraz zaman alabileceğini ama imkansız olmadığını kaydetti. Çok çok zor olarak tanımlayacağı projenin "kentsel dönüşüm" olduğunu ifade eden Yıldırım, "İşin zorluğu sosyal tarafından geliyor. Yüz binlerce insanın mutlu olacağı bir proje istiyoruz. Şehrin rantı oluşacak ama rantın sahibi yerin sahibi olacak. Narlıdere'nin sırtında gecekondu var, müteahhitlerin ağzının suyu akıyor ama bizim düşüncemiz, mahrumiyet içindeki insanların, oradaki hemşehrilerimizin önceliği vardır. Bu dönüşümden oluşacak rantı alması gereken de o hemşehrilerimizdir. Projenin çok paydaşlı olmasından kaynaklanan zorluğu var" dedi. Yıldırım, bir başka zor projenin de İzkaray Körfez Geçiş Projesi olduğunu, ancak bu projenin de imkansız olmadığını ifade etti. Termal turizm, sağlık turizmi konusunda da çalışacaklarını dile getiren Yıldırım, İzmir'in kültür ve sanatın başkenti olması için çalışacağını da aktardı. Kentteki altyapı ve otopark sorununu da gidermek istediklerini dile getiren Binali Yıldırım, projelerinin bir bölümünü belediye kaynaklarıyla, bir bölümünü yap-işlet-devret modeliyle, bir bölümünü de ilgili bakanlıkların desteğiyle tamamlayacaklarını ifade etti. Deniz ulaşımına da önem vereceklerini dile getiren Binali Yıldırım, entegre bilet sistemini sürdüreceklerini, 90 dakika içindeki ücretsiz ulaşım süresini 120 dakikaya çıkaracaklarını belirtti. İnteraktif bir ortamda soruları yanıtlamaktan mutluluk duyduğunu kaydeden Binali Yıldırım, "Konuşan bir Türkiye var ama konuşmamız boş olmasın. Bu mecrayı düzgün kullanmamız lazım. İnsanların işlemlerini sanal ortamdan yapması için bu altyapıyı geliştirdik ama siz bunu başkalarının hayatını karatmak, devletin milli güvenliğni tehlikeye atacak faaliyetlerde kullanırsanız o zaman bambaşka şekle dönüşür. Gerçek hayatta suç ne ise sanal hayatta da o suçtur" dedi.