ERZİNCAN, (DHA) - Mahmut Özer’in, geçmişte adı birçok faili meçhul cinayete karışan 'Yeşil' olup olmadığı, İstanbul Adli Tıp Kurumu’nda yapılacak incelemenin ardından ortaya çıkacak.
Belçika'nın Vervier kentinde hastanede kanser tedavisi gören Mahmut Özer, geçen 3 Temmuz günü yaşamını yitirdi. 'www.belturkhaber.be' sitesinin verdiği haberde Mahmut Özer'in bir dönemin faili meçhul cinayetlerin kilit ismi, yaşayıp yaşamadığı konusunda çeşitli iddialar bulunan 'Yeşil' kod adlı Mahmut Yıldırım olduğunu iddia etti. Mahmut Özer'in cenazesi vasiyeti üzerine arkadaşı Süleyman Yarol tarafından Türkiye'ye getirdi. Kimsesi olmadığı için Mahmut Yıldırım'ın cenazesinin kendisinin Türkiye'ye getirdiğini söyleyen Süleyman Yarol, "Cenaze Yeşil'in mi?" sorularına "Ne alaka? 58 yaşındaki arkadaşım Mahmut Özer, Belçika'da kanser hastalığından tedavi görürken öldü. Mahmut'un kimsesi yoktu. Vasiyeti üzerine cenazesini getirdim" yanıtını verdi. Mahmut Özer'in cenazesi 9 Temmuz günü Erzincan'daki Terzibaba Mezarlığı’nda toprağa verildi.
KİMLİK TESPİTİ YAPILACAK
Yazar Musa Anter'in öldürülmesi, yazar Orhan Miroğlu'nun yaralanmasına ilişkin 'Yeşil' kod adlı Mahmut Yıldırım'ın da aralarında bulunduğu 4 sanık hakkında Diyarbakır'da açılan ve güvenlik gerekçesi ile Ankara 6’ncı Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davada, Mahmut Özer’in Mahmut Yıldırım olup olmadığının tespiti için mezarının açılmasına ilişkin Adli Tıp Kurumu’ndan görüş alındı ve mezarın açılmasına karar verildi.
Karar üzerine bugün sabah saat 10.00 sıralarında Adli Yargı Adalet Komisyonu Başkanı Oğuz Dik nezaretinde, savcı ve olay yeri inceleme ekiplerinin gözetiminde Mahmut Özer’in mezarı görevliler tarafından açıldı.
Cenazesi tabuta konulan Mahmut Özer, Şoförler ve Otomobilciler Odası Başkanlığı’na ait cenaze nakil aracı ile kimlik tespiti için İstanbul Adli Tıp Kurumu’na gönderildi. Mahmut Özer'in, 'Yeşil' kod adlı Mahmut Yıldırım olup olmadığı yapılacak DNA incelemesi sonucu belirlenecek.
**Mahmut Yıldırım kimdir?
**
Kod adı: Yeşil ya da bilinen diğer adıyla Ahmet Demir (d. 1951 - Solhan, Bingöl) Kürt kökenli.
1973'te Bingöl Genç İlçe Jandarma Komutanlığı'nda görev aldı ve ilişki aynı yıl MİT Tatvan Bölge Müdürlüğü'ne tayin edildi.
Kasım 1975'te askerden geldikten sonra Millî Görüş hareketi içinde MİT adına çalıştı. Yıldırım, Elazığ'da 1977'de Etibank Ferro Krom tesislerinde puantör olarak göreve başladı. İşlemleri 20938 sicil numarası üzerinden yapılıyordu.
Tam dört yıl sonra farklı bir göreve soyunup, farklı bir isimle anılmaya başladı. Operasyonlarda PKK’lı gibi giyinen Mahmut Yıldırım, güvenlik görevlilerince ayırt edilebilmek için ‘yeşil fular’ takıyordu. Abdullah Öcalan'ı öldürmek için gönderildikten 3 ay sonra öldürülmemesi için emir verilmiştir ve Yıldırım'ın buna isyanı üzerine vatan haini ilan edilmiştir, Daha sonra ülkeyi terkederek 1996'da Şam'da bulunduktan sonra tekrar kendisinden haber alınamamıştır.
Susurluk kazasından sonra ortaya dökülen ilişkiler, pek çok cinayetin tetikçisi olduğunu ortaya koydu. Herkes Yeşil'den söz etti ancak bulunamadı. Dönemin Başbakanı Mesut Yılmaz, aldığı bilgileri aktarırken Yeşil'in öldürüldüğünü söyledi.
Ancak kısa bir süre sonra Yeşil, İHD Başkanı Akın Birdal'ı vuranların arkasındaki isim olarak ortaya çıktı. Daha sonraki bilgiler Yeşil'in hâlâ hayatta olduğunu ortaya koydu. Susurluk Raporu'nda da Yeşil'e 12 sayfalık özel bir yer ayrıldı.
Ahmet Demir, Mehmet Kırmızı sahte kimliklerini kullanan, Güneydoğu'da "Sakallı" adıyla bilinen Solhanlı Mahmut Yıldırım'ın geçmişi bir ölçüde deşifre edilebildi. Bir dönem MİT'te, bir dönem JİTEM'de görev aldığı anlaşıldı. [kaynak belirtilmeli]
JİTEM subayı Ahmet Cem Ersever' in öldürülmesinden, Güneydoğu'daki pek çok fail-i meçhul cinayete kadar sayısız olayda tetikçilik yaptığı belirlendi. Hatta Abdullah Öcalan'ın Suriye'de öldürülmesi için görevlendirilen ekipte de yer aldı.
Afyon Cezaevi'nde Sabancı suikastı sanıklarından DHKP-C'li Mustafa Duyar'ı Türkiye'nin Şam Büyükelçiliği'nden alıp getiren ekipte onun da adı sayıldı. Ancak istihbarat birimlerinin kamuoyuyla pek de paylaşmadığı kanıya göre, aslında "Yeşil" tek bir kişinin değil, birden fazla görevlinin kullandığı ortak kod adı.
Yeşil kodunu kullananlardan biri üst düzey görevlerde bulunuyor. Bir dönem Güneydoğu'da PKK'ya karşı yürütülen mücadelede özel operasyonlar, karşı gerilla eylemleri ve taktikleri onun yönetiminde yürütüldü.
Mahmut Yıldırım ise Yeşil kod adıyla dolaşan bir tetikçi. Ankara'da bir pavyonda eğlenirken olay çıkarttığı için gözaltına alınan, götürüldüğü Emniyet Müdürlüğü binasında Orhan Taşanlar ve ekibi tarafından kaburgaları kırılana kadar dövülen Yeşil'i polisin elinden alan ve MİT'te tedavi ettiren kişinin Mehmet Eymür olduğu öne sürüldü.
Üzerinde taşıdığı telefonla aradığı yerler arasında resmî kurumların yanı sıra Abdullah Çatlı, Sami Hoştan, Sedat Peker gibi isimler de bulunuyor. Mesut Yılmaz'a Budapeşte'te yumruk atanlar da Yeşil'in telefonundan arananlar arasında yer alıyor.
Yeşil adının korkuyla anılması Susurluk çetesi tarafından tahsilat amacıyla kullanıldı. Susurluk çetesinin tehditle para topladığı kişileri arayan hep Yeşil idi. Ömer Lütfü Topal'ın öldürülmeden önce para yatırdığı Ziraat Bankası Ankara Heykel Şubesi'ndeki hesabın sahibinin de Ahmet Demir kimliğini kullanan Yeşil olduğu ortaya çıktı.
Musa Anter, Cem Ersever, Tarık Ümit ve Behcet Cantürk olmak üzere birçok faili meçhul cinayette "zanlı" olarak isminden söz edilmektedir.
Mahmut Yıldırım'ın izi uzun süredir bulunamadı. Yaşayıp yaşamadığı konusunda da net bir bilgi henüz yok. (Kaynak: Vikipedi)