İnsan sağlığı için özellikle büyüme çağlarında son derece faydalı olan güneş ışınlarından, bilinçli şekilde yararlanılmaması halinde son derece tehlikeye dönüşebiliyor. Güneş ışınlarının deride güneş yanıkları, yanığa bağlı deri yaşlanması gibi sonuçların yanı sıra deri kanserine de yol açabileceğini ifade eden Prof. Dr. Alpay, "Bu nedenle yaşamın her döneminde güneşin bu zararlı ışınlardan korunmak için önlemler almalıyız.
İnsanlar güneşin bu zararlı etkilerini bilmelerine rağmen daha bronz bir tene sahip olmak uğruna bazen saatlerce bilinçsiz şekilde güneşte kalıyorlar. Kanser ve cilt yaşlanmasına da güneşin bu zararlı ultraviyole ışınları sebep olmaktadır. Güneşe çıkarken yüksek koruma faktörlü güneş kremi ya da yağı kullanmak gerekir. Erken yaşlardan itibaren güneş ışınlarının zararlı etkilerini en aza indirecek ve vücudun maruz kaldığı ultraviyole ışınlarını en aza indirecek koruyucular kullanmak gerekir" dedi.
Açık ten rengine sahip ve hassas derili insanların güneşin zararlı etkilerine daha açık olduğunu kaydeden Prof. Dr. Köksal Alpay, "Ozon tabakasında meydana gelen hasarlar sonucunda güneşin zararlı ışınları tutulamıyor ve insanları etkiliyor. Bu ışınlardan korunmak için de eskisine oranla koruyucu kullanmak artık daha önemli bir hale geldi. Bilhassa açık tenli insanlar normal aktivitelerinde 15, uzun süreli güneşlenmelerde ise 30 koruma faktörlü güneş yağı, daha koyu renkli insanlar ise normal aktivitelerinde 8, uzun süreli güneşlenmelerde ise 15 koruma faktörlü yağ yada krem kullanmalıdırlar. Bu şekilde güneş ışınlarının insan sağlığı için zararlı olan etkileri en aza indirilebilir." diye konuştu.
Prof. Dr. Alpay, güneş kremi ya da yağının seçiminde dikkat edilmesi gereken önemli noktalar bulunduğuna işaret ederek şunları söyledi:
"Bir koruyucu ürünün kişiyi uzun süre güneşin zararlı etkilerinden koruyabilmesi için koruma faktörünün en az 15 olması gerekir. Bunun altındaki değerler uzun süreli güneşlenmelerde etkili değildir. Eğer güneşin etkisine maruz kalacak kişi açık tenli ise o zaman koruma faktörünün 30'larda olması gerekir. Bu insanlar koruyucuları direkt olarak güneşe maruz kalan el, yüz gibi kısımlara sürmelidir. Eğer güneşte kalınan süre uzarsa bu işlem en az 2 saat ara ile tekrarlanmalıdır. Ayrıca güneş ışınlarının dik geldiği 11-14.00 saatleri arasında güneşe çıkmamaya özen gösterilmelidir."
40-50 yaş üzeri insanların güneşin bu zararlı ışınlarından diğer insanlara göre daha çok etkilendiğini dile getiren Prof. Dr Alpay, "Bu insanların derileri üzerindeki çizgiler yaşlanmaya bağlı olarak silinir ve deri güneşe karşı korumasız hale gelir. Ciltte kahverengi lekelenmeler oluşur. Bunlar çoğunlukla cilt kanserinin habercisi olabilirler. Özellikle ileri yaşlarda güneş ışınlarına maruz kalınmamalı ya da koruyucular kullanılması gerekir" şeklinde konuştu.
Prof. Dr. Alpay, yaz aylarında giyilecek elbiselerin de cilt sağlığı açısından önemli olduğunu vurgulayarak açıklamasını şöyle sürdürdü:
"Bu aylarda güneş ışınlarını yansıtan açık renk elbiseler tercih edilmeli, güneş ışınlarını emen koyu renk elbiselerden kaçınılmalıdır. Yine giyilecek elbiselerin pamuklu, keten gibi teri çeken türden olmasına dikkat edilmeli, akrilik, sentetik gibi teri çekmeyen giysiler tercih edilmemelidir. Yine terlemenin daha çok olduğu bu dönemde vücudun sıvı kaybı da artar. Bu nedenle bunun dengelenmesi, bir insanın en az 1.5-2 litre sıvı tüketmesi gerekir."