LONDRA (İHA) - Guardian gazetesi, yorum yazılarından birini bugün de Irak'a olası askeri harekata ve Saddam Hüseyin'e ayırıyor. Roy Hattersley imzalı yazıda, Irak liderinin, Amerika Birleşik Devletleri'ne saldırarak kendi sonunu hazırlayacak kadar çılgın olmadığı savunuluyor.
Hattersley, "Saddam bir tehdit oluşturduğu için değil, 'şer' olduğu için savaşa destek vermeye teşvik ediliyoruz. Saddam'ın 'şer' olduğu ortada. Ancak bu binlerce, belki de onbinlerce masum sivilin ölümüne neden olacak bir savaş başlatmak için yeterli sebep değil" yorumunu yapıyor.
Gelecek hafta Saddam Hüseyin'le ilgili açıklanacak olan dosyanın inandırıcı olması için üç soruya yanıt vermesi gerektiğini belirten Hattersley, "Saddam'ın toplu imha silahları var mı ya da bunları elde etmesi olası mı? Bu silahları Amerika Birleşik Devletleri ve müttefiklerini hedef alacak şekilde kullanabilecek sistemlere sahip mi? Son olarak da hem savaş başlıklarına hem de füzelere sahip olduğu varsayılsa bile, bu silahları gerçekten kullanacağı düşünülebilir mi?" diye ihtimaller üzerinde duruyor.
Bu sorulardan özellikle sonuncusunun yanıtsız olduğunu belirten yazar, "Saddam Hüseyin'in Batı'ya saldıracağını düşünmek, onun intihar eğilimleri olan bir çılgın olduğuna da inanmak demektir. Böyle bir iddiayı henüz Başkan George Bush'tan bile duymadım" diyor.
"İNGİLTERE'DEKİ SIĞINMACILARA AF ÇIKARILMALI" Independent gazetesi, İngiltere İçişleri Bakanlığı tarafından hazırlanan bir raporda açıklanan, sığınmacılara yönelik ırkçı saldırılardaki artışı konu ediyor bir yorum yazısında.
Sığınmacılar için düzenlenen yerleştirme programı bundan iki yıl önce başladığından bu yana 2 bin ırkçı saldırının kayıtlara geçtiğini yazan Independent, bazı bölgelerde şiddet olaylarındaki artış nedeniyle yerleştirme programının durdurulduğunu belirtiyor.
"Ancak izlenen politika değişmedi. Sığınmacılar için yeni yerleşim bölgeleri hazırlanana kadar, bir kaç yıl daha değişmeyecek" diyen gazete asıl sorunun sığınma başvurusunda bulunanların sayısı olduğunu belirtiyor.
Britanya'nın daha fazla sayıda sığınmacıyı barındırmakta bir sıkıntısı olmadığını aktaran yorum yazısı, bu başvuruları değerlendirecek ve sonuca bağlayacak bürokrasinin tıkandığını vurguluyor.
İçişleri Bakanı David Blunkett'in bu sorunu aşmak için şu anda ülkede bulunan sığınmacıların tamamına bir af getirerek ülkede kalmalarına izin vermesi gerektiğini yazan Independent, çoğu kalifiye eleman olan bu sığınmacıların ülkenin işçi sorununa da çözüm getireceğini savunuyor.
Biriken başvuruların tıkanıklığından kurtulan bürokrasi kademeleriyle her şeye yeniden başlanması gerektiğini yazan Independent bunun yeni sığınmacılar için adil bir değerlendirme sistemi oluşturulmasına yardımcı olacağını kaydediyor.
AVRUPA SEÇİMLERE ODAKLANDI Kıta Avrupası'ndaki gazetelerde ise İsveç'te yapılan seçimlerin sonuçları ve Almanya ile Avusturya'da yaklaşan seçimler değerlendiriliyor.
Stockholm merkezli Dagens Nyheter, seçim sonuçlarının İsveçli seçmenin Avrupa yanlısı politikalardan uzaklaştığını gösterdiğini belirterek, sandıktan galip çıkan Başbakan Goeran Persson'un artık sol eğilimli partilerden destek ummak yerine daha merkezdeki partilerle bir koalisyon arayışına girmesi gerektiğini yazıyor.
Malmö'de yayımlanan Sydsvenska Dagbladet de Persson'un Sosyal Demokrat partisinin, arkasındaki desteği üç kat arttıran Liberal Parti'yle ittifak kurması gerektiğini kaydederek, "Bu seçimlerde seçmen merkeze doğru kaydı, bu nedenle hükümet politikalarının ağırlık noktası da merkezde olmalıdır" diye değerlendiriyor seçim sonuçlarını.
"Bu olmazsa" diyen gazete, "Avrupa Birliği'nden ayrılmaktan yana olan iki parti, Avrupa Birliği'nin genişleme sürecinde hükümet politikaları üzerinde büyük etkiye sahip olacaktır" diye tamamlıyor görüşlerini.
Gazeteye göre, Avusturya'da Kasım ayında yapılacak seçimler öncesinde Özgürlükçüler Partisi'nde devam eden huzursuzluk, parti liderliği için aday gösterilen eski lider Jöerg Haider'in bu görevi reddetmesiyle daha da arttı.
"Özgürlükçüler Partisi'nin yeni bir lider bulmak için sadece 5 günü var" diyen Die Presse, "Çaresizlik doruk noktasında. 24 Kasım'da büyük bir seçim yenilgisini gören Haider, bunu kendisinin bile engelleyemeyeceğini son anda fark etti" diye yazıyor.
"HIRİSTİYANLAR YASALARIN DEĞİŞMESİNİ İSTİYOR" Almanya'da yayımlanan gazetelerde de 2 haftadan kısa bir süre sonra yapılacak seçimler farklı boyutlarıyla değerlendiriliyor.
Muhalefetteki Hıristiyan Demokrat Birliği'nin lideri Angela Merkel, Die Welt gazetesine verdiği bir röportajda göçün kontrol altına alınması ve sınırlandırılması gerektiğini söylüyor ve bunun mevcut yasalarla yapılamayacağını savunuyor.
Gazete, Hıristiyan Demokrat Birliği'nin ve onun Bavyera'daki koalisyon ortağı Hıristiyan Sosyal Birliği'nin göç konusunu öne çıkararak seçim kampanyalarını hızlandırdıklarını, böylece kamuoyu yoklamalarındaki kötü gidişlerini değiştirmek istediklerini vurguluyor.
Berliner Zeitung ise, Hıristiyan Demokrat Birliği'nin seçimi kaybetmekten korkmaya başladığını yazıyor. "Kamuoyu yoklamalarındaki düşüşün ardından, bir Hıristiyan Demokrat politikacı ilk kez "seçim yenilgisi olasılığını" açıkça dile getirdi" diyen gazete, partinin başkan yardımcısı Christian Wulff'un bu aşamada göçmenlik konusunun gündeme getirilmesinin doğru olduğunu savunduğunu aktarıyor.