Yetiştirme Yurdu Çocukları Hayata Artık Evde Hazırlanıyor

Yetiştirme yurtlarında kalan çocuklar artık evlerde hayata hazırlanıyor. Denizli Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü´ne bağlı 13 evin her birinde üç görevli ile altı çocuk kalıyor. Ev atmosferinde yetişen çocuklar; müzik, sanat ve spor faaliyetlerinde bulunurken aynı zamanda bahçelerinde yetiştirdikleri ürünleri de değerlendirmeyi öğreniyor. Kışlık tarhanalarını, zeytinlerini, yaprak salamuralarını, eriştelerini, turşularını kendileri yapan çocuklar, "yurt çocuğu" imajından kurtularak mahallede normal aileler gibi hayata hazırlanıyor. Çocukların yaşadığı, Denizli'nin en gözde semtlerindeki evlerin kirasını ise hayırseverler karşılıyor. Kimsesiz ya da ailesinde yaşanan problemlerden dolayı ortada kalan çocuklar, devletin ve milletin şefkatli kolları altında yetişiyor. Denizli´deki mevcut 13 çocukevinin sayısının yıl sonunu kadar 15´e çıkarılması hedefleniyor.

‘YUMURTA KIRAMAYAN ÇOCUKLAR, ARTIK BÜTÜN İHTİYAÇLARINI KENDİSİ KARŞILIYOR’

Uşak İl Müdürlüğü’ne atanan eski Denizli Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürü Ahmet Altın, projenin bakanlığın en güzel uygulamalarından biri olduğunu, artık yurt ve yuvalardaki toplu yaşam biçiminden ev tipine yönelindiğini söyledi. Evlerde çocukların, memur "anne" ve "baba"larının gözetiminde her şeyi kendilerinin yaptığını ifade eden Altın, "Alışverişlerini kendileri yapıyor, yemeklerini kendileri pişiriyor. Her türlü ihtiyaçlarını kendileri görüyor. Özgüvenlerini burada kazanıyorlar. Daha önce yurt ve yuvalarımızdan çıkan çocuklarımız, bir yumurtayı kırmasını dahi beceremiyordu. Artık yemeklerini dahi kendileri yapıyorlar, börek pişiriyorlar. Bahçelerimizde domatesini, biberini, patlıcanını, her şeyi kendileri yetiştiriyor ve hattâ kışlık erzaklarını bile yapıyorlar." dedi.

Evlerde kalan çocukların hayata bakış açısının da değiştiğini, "Çalışıp başarılı olursam, böyle evlerde yaşarım." düşüncesiyle derslerindeki başarılarının çok arttığını ifade eden İl Müdürü Altın, "Çocuklar artık kendilerini evin parçası olarak gördükleri için en iyi şekilde koruyorlar. Evlerinin bakımını en iyi şekilde yerine getiriyorlar. Dolayısıyla gerçekten kurumlarımız için, çocuklarımız için, geleceğimiz için çok güzel bir sistem olduğuna inanıyorum. Aynı zamanda komşuluk ilişkilerimiz de çok güzel. Komşular ısrarla, 'Bizim burada boş evimiz var, siz tutun, başka kimse girmesin.' diyerek teşvik ediyor. Bu da çocuklarımız için, gelecek için ayrı bir güzellik oluyor, mutluluklarına vesile oluyor. İnşallah bu hizmetin, dalga dalga Türkiye´ye yayılacağı düşüncesindeyim." diye konuştu.

'AİLEMİN VEREMEYECEĞİ İMKÂNLAR SAĞLANIYOR'

Evlerde kalan çocuklar da oldukça mutlu. R.A., anne ve babalarla beraber gezdiklerini, onlara yardım ettiklerini, beraber ödev yaptıklarını söyleyerek: "Anlamadığımızda annelerimizden ya da ablalarımızdan yardım alarak yapıyoruz." Ö.G. de ailesinin veremeyeceği imkânların burada sağlandığını dile getiriyor: "Ablalarımla birlikte yemek yapmayı öğreniyoruz. Hafta sonu pikniğe gidiyoruz. Hep beraber bir şeyler yapabiliyoruz. Çok mutluyum, çok şey öğreniyoruz." M.B. ise ileride hayatta başarılı olacağına inandığını ifade ederek, "Buradaki müdür babamız olsun, ablalarımız olsun, hocalarımız olsun hepsi inanç, güven ve destek veriyor." şeklinde konuştu.