ANKARA (ANKA) – Enfeksiyon Hastalıkları Derneği Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, pnömokok enfeksiyonlarının dünyada önemli sağlık problemleri arasında bulunduğunu belirterek "Zatürre yani pnömoni dünya üzerinde en çok ölüme neden olan bulaşıcı hastalıktır. Yılda ortalama 4 milyon çocuk zatürre nedeniyle hayatını kaybetmektedir" dedi.
Sağlık Bakanlığı ile Enfeksiyon Hastalıkları Derneği'nce düzenlenen ve iki gün sürecek olan "Pnömokok Aşıları Sempozyumu"nun açılışında konuşan Enfeksiyon Hastalıkları Derneği Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, bakteriler arasında kişi ve halk sağlığı açısından en büyük problemi oluşturan bakterinin pnömokok olduğunu söyleyerek "Her ne kadar pnömokok adını sık neden olduğu "pnömoni", yani zatürreden almakta ise de, pnömoni dışında pekçok ciddi bulaşıcı hastalığın en önemli nedenleri arasındadır. Pnömokok menenjitin en sık nedeni olan iki bakteriden birisidir ve en çok ölüme ve sakatlığa neden olan menenjit etkenidir" dedi.
-"TÜRKİYE'DE YILDA 250 ÇOCUK PNÖMOKOK NEDENİYLE MENENJİT OLUYOR"-
Pnömoninin, dünya üzerinde en çok ölüme neden olan bulaşıcı hastalık olduğunu ifade eden Prof. Dr. Ceyhan, "Yılda ortalama 4 milyon çocuk zatürre nedeniyle hayatını kaybetmektedir. Zatürrenin en sık saptanan etkeni pnömokoktur" diye konuştu. Prof. Dr. Ceyhan şunları söyledi:
"Sağlıklı insanlarda görülen en tehlikeli bulaşıcı hastalık olan menenjitin en sık nedeni olan iki bakteriden biri olmanın yanında en çok ölüme ve sakatlığa neden olan menenjit etkenidir. Pnömokok, son derece tehlikeli ve öldürücü olan "kana mikrop karışması"nın da en önemli nedenidir. Yine hekimlerin en çok antibiyotik reçetesi yazdığı ve çok sayıda kişide işitme kaybına sebep olan orta kulak iltihabı ile sinüzitlerin de en sık görülen etkeni pnömokoktur. Ülkemizde yapılan takip çalışmalarında yılda yaklaşık 250 çocuğun pnömokoka bağlı menenjit geçirdiği ve bunların 50 kadarının hayatını kaybettiği ortaya çıkmıştır. Ülkemizde her yıl pnömokokun etken olduğu 2 bin 500 kana mikrop karışması, 250 bin zatürre, 2.5 milyon orta kulak iltihabının görülebildiği hesaplanmaktadır."
-"KORUNMANIN TEK YOLU AŞILAMA"-
Konuşmasında, bakterinin sık görülmesinin, etkin pnömokok aşılarının geliştirilmesine duyulan ihtiyacı acilleştirdiğini belirten Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, aşılamanın bu hastalığa karşı korunmada tek yol olduğunun da altını çizdi. Prof. Dr. Ceyhan, pnömokokun bir diğer özelliğinin de bulaşmanın önlenmesindeki zorluk olduğuna işaret ederek, "Hastalık için kaynak, esas olarak hastalık bulgusu göstermeyen, tamamen sağlıklı görünen taşıyıcılardır. Taşıyıcılık ilkokul çocuklarında yüzde 29-35, altı ila sekizinci sınıf çocuklarında yüzde 9-25; erişkinlerde ise yüzde 6 ile 29 oranındadır" dedi.
Bakterinin yetişkinlerde en sık görülen 23 tipine karşı geliştirilen aşının ise özellikle yaşlılarda ağır pnömokok enfeksiyonlarına karşı oldukça etkili bir koruyuculuk sağladığını belirten Prof. Dr. Ceyhan, "Ülkemizde de mevcuttur ve 60 yaşın üzerindeki herkese, kronik akciğer hastalığı olanlara, şeker hastalarına, böbrek hastalarına uygulanması gerekir" dedi.
-AŞI BÜTÇESİ 2009'DA 300 MİLYON YTL'YE ÇIKARILDI-
Sempozyum açılışında konuşan Sağlık Bakanlığı Tedavi Hizmetleri Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Ali Torunoğlu, pnömokok aşısının Sağlık Bakanlığı'nca aşı takvimine alındığını hatırlatarak, "Türkiye'nin her yerinde ücretsiz olarak yapılıyor. Ailelerden tek beklentimiz çocuklarını sağlık kurumlarına getirerek aşılatmak" dedi.
Aşılanmanın öncelikle her çocuk için yaşamsal bir hak olduğunu belirten Torunoğlu, "Bizim temel görevimiz de bu hakkı çocuklara sağlamak. Şu anda Bakanlık olarak 11 hastalığa karşı aşı uyguluyoruz. Aşı uygulamasında iller düzeyinde de önemli gelişmeler var. Artık kırsal-kentsel ayrımı kalmadı" dedi. Zatürre aşısını programına ekleyen az sayıda ülke olduğunu ifade eden Torunoğlu, "Türkiye'de bunlardan biri. Ülkede her noktada ücretsiz bu aşıyı yapıyoruz. Ailelerden tek beklentimiz çocuklarını aşılatmak için sağlık kurumlarıma getirmeleri" diye konuştu. Sağlık Bakanlığı Tedavi Hizmetleri Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Ali Torunoğlu şunları söyledi:
"Zatürre aşısı uygulamasına Kasım ayından itibaren başladık. Öncelikle Doğu ve Güneydoğu illerinde uygulamayı başlattık. Gayet de başarıyla gidiyoruz. Aşı bütçemiz arttı. 2002'de 18 milyon TL idi, 2009'da ise 300 milyon TL'ye çıktı. Aşılama programında aileler ile iletişim çok önemli. Çünkü bu konudaki başarı güvene dayanır. Aileler size güvenirlerse size getirir, aşılatırlar. Biz de bunu başarmış durumdayız. 2009'daki temel hedeflerimizden biri de aşı aslında yetişkinler ve risk gruplarındakiler için de önemlidir. Aşı eşittir çocuk değildir. Bunu anlatmaya çalışacağız. Zatürre aşısında hedefimiz bebek ve çocuklar. 65 yaş üstündekiler ise hekime yazdırıp, ilaç gibi alabilirler. Zatürrenin yüzde 85'i ilk iki yaşta görülüyor. Bu nedenle ilk iki yaş önemli."