HABER

Yıldırım: Herkes dinleniyor iddiası safsata

Yıldırım: Herkes dinleniyor iddiası safsata

İstanbul - Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, "Herkes dinleniyor" iddiasının safsata olduğunu belirterek, "Bu konuları sürekli gündemde tutup vatandaşa dinlenme endişesi, korkusu yaşatmaya kimsenin hakkı yok" dedi.

Yıldırım, Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) tarafından düzenlenen "Telekomünikasyon Sektörü'nde Yaşanan Son Gelişmeler ve Sektörün Geleceği" konulu zirvede MÜSİAD üyeleriyle bir araya geldi.

Birkaç gün önce Anayasa Mahkemesi'nin bazı maddelerini iptal ettiği, Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı'nın Kuruluşuna Dair Kanun'la ilgili karardan sonra şahit oldukları bir konuya değinmek istediğini dile getiren Yıldırım, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Tüylerim diken diken oldu. Türkiye'nin anlı şanlı hukukçuları, hocaları, hatta bakanlık yapmış insanları bu konuyu alıp da okumamış. Çok kötü bir şey. Öyle yorumlar var ki şaştım kaldım. Çok alışık değilim, mecbur kaldım televizyonları arayıp müdahale ettim. Açıklama yapma ihtiyacı duydum. 'Bugüne kadar bütün bu işler yasal dayanaktan yoksun kalmıştır, dinlemeler geçersizdir, Başbakan kendine teşkilat kurdu, bunu Anayasa Mahkemesi ortadan kaldırdı' falan filan diyor, şaştım kaldım.

Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı'nın yasası şudur; Türkiye'de 3 kuruluş, MİT, jandarma, polis, bunlar kuruluş kanunundan beri her ülkede olduğu gibi zorunlu hallerde sinyal takibi, başka yollardan delil elde edilemiyorsa, gerekiyorsa, delil için bir suçlunun veya sanığın dinlenmesi gibi konularda yetkileri var. Bu yetkilerini kullanırken zaman zaman yasa dışı yollara saptığı biliniyor geçmişte... Bu dinlemeler, sinyal izlemeler, teknik takiplerin terörle, organize ve adi suçlarla mücadele olmaktan ziyade bazen bu kuruluşların rekabetine kurban gittiği ve burada kuruluşlar değil ama bunun içinde veya dışındaki bazı kişiler tarafından kötüye kullanıldığı biliniyor. Türkiye'nin öyle bir sorunu var. Bugün bu çete davaları, ortaya çıkan varsa, bu içerideki cerahatlerin temizlenmesidir. Bundan başka bir şey değildir. Türkiye'nin bunlarla yüzleşmesi, bu cerahatleri temizlemesi lazım. Bu adeta bir virüsle mücadele programıdır. Bu yapılıyor."

İki kişi otururken birisinin kulağını dikebileceğini, ne konuşulduğunu da cebindeki kaydediciyle kaydedebileceğini ifade eden Yıldırım, şöyle devam etti:

"Buna nasıl engel olunabilinir? Cep telefonunun 'no' tuşuna basacağına 'yes'e basarsın, bütün konuşmayı kaydedersin. Bunu nasıl engelleyeceksin? Bunun yolu yok. Bu bir etik meselesi. 'Bu etik değildir' deyip geçiştiremeyiz.

İnsanları da mağdur edemeyiz. Bu kanunla ilk defa 'bu iş önemli bir suçtur ve cezası olmalıdır' dedik.

Bunun neresi kötü? İtiraz neden geliyor? Bu iş siyaset yapmaya uygun bir alan. Böyle önemli konuları siyasete kurban verirseniz, 70 milyonu tedirgin ederseniz, hiçbir zaman onaylanacak, tasvip edilecek bir şey değildir. Burası siyaset alanı değildir."

Yıldırım, "Bu paranoyadan kurtulmamız lazım. Böyle bir şey teknik olarak mümkün değil. 'Herkes dinleniyor' falan, safsatadır. Bu konuları sürekli gündemde tutup vatandaşa dinlenme endişesi, korkusu yaşatmaya kimsenin hakkı yok. Vatandaş dilediğince konuşsun, dostluklar kursun, iş, alışveriş yapsın. Vatandaş işini görecek, bu sektör de ayakta kalacak" diye konuştu.

En Çok Aranan Haberler