Yıldırım: İsrail, Işlediği Cinayeti Kabul Etmiştir

İsrail askerlerinin Mavi Marmara gemisine yaptığı saldırıda yaralanan Muhammed Yıldırım, Muş Fen Lisesi ve 75. Yıl İMKB İlköğretim okulunca düzenlenen “Değerler Eğitimi” seminerine konuşmacı olarak katıldı. İsrail'in Türkiye’den özür dilemesini değerlendiren Yıldırım, “İsrail, teröristçe bir eylem yaptığını ve uluslararası sularda hukuksuzluk yaptığını kabul ettiğini beyan etmiştir. İsrail'in özrünün, aynı zamanda 'biz cinayet işledik ve bunu kabul ediyoruz' anlamı taşıdığını apaçık ortadadır.” dedi.

Düzenlenen programda açılış konuşmasını yapan Proje Koordinatörü Kadir Ersin, “Bizler Muş Fen Lisesi Değerler Eğitimi Kurulu olarak, bu ayın konusu olan yardımseverlik ile ilgili olarak kardeş okulumuz olan 75. Yıl İMKB İlköğretim Okulu'nda öğrenciler ve öğretmenlerin katkılarıyla toplanan yardımla 8. sınıf öğrencilerine SBS'ye yönelik kitap yardımında bulunduk. Daha sonrasında yapılan etkinliğimizde, yardımseverlik konusuna en uygun olarak Muhammet Yıldırım'ın konuk olmasını uygun gördük. Sonrasında, öğrencilerin, velilerin ve öğretmenlerin oldukça memnun kaldığını ve yapılan etkinliğin amacına ulaştığını gördük. İnşallah değerlerimize sahip çıkan bir nesil ile birlikte hizmet etmeye devam ederiz.” ifadelerini kullandı.

Muhammed Yıldırım ise İsrail'in kuruluşundan bugüne kadar İslam dünyası ile ilişkilerinde hiçbir zaman hukuk tanımadığını belirterek, Filistin halkına karşı sürdürdüğü savaşta da bunu açıkça ortaya koyduğunu ifade etti. Yıldırım, konuşmasına şöyle devam etti: “O gün ben de o gemideydim, biz ve arkadaşlarım karar aldık, ben de bu gemide olmalıydım düşüncesi ile yola çıktık, biz de o gün Mavi Marmara gemisine bindik ve Filistin halkının içinde bulunduğu zor şartlar altında olduklarını bildiğimiz için elimizden bir şey gelmediğini ama yardım götürebileceğimizi düşündük ve yola çıkıldı, haberlerde İsrail'in izin vermeyeceğini söylüyorlardı, biz de ölüm bahasına olunca gideceğiz, o gece üzerimizde hep onlar dolaşıyorlardı, sabah namazını kılacaktık, etrafımızı sardılar, gelmememizi söylüyorlardı. Biz de sabah namazına durduk, o anda hatta papaz biri vardı, o da yanımıza bir sandalye getirdi oturdu, incilini açtı dua ediyordu ve biz namazı kıldık ve bize saldırdılar. Yaptığı eylemler karşısında cezalandırılmamasının, İsrail'in 'her istediğini yapabilme' güvenini ortaya çıkarıyor. Biz o gün uluslararası sulardaydık. İsrail sularında değildik. Silahsız olduğumuz halde bir donanmayla bize saldırdı. Orada 9 arkadaşımız şehit oldu ve 54 kişi yaralandık. İsrail olaydan 3 yıl sonra özür diledi. Bu, Türkiye açısından büyük bir başarı, İsrail için ise bir hezimettir.