Yıldırım, ''
Uygulama, şekil hatası yapabilirsiniz, hiç çekinmeyin, ama menfaate yönelik iş yaparken sonuna kadar korkun. İş mi yapacağız mevzuatı mı kollayacağız? Mesele milletin menfaati ise hata yapın! Ama hainlik yapmayın'' dedi.
Müsteşarına gerekli talimatı verdiğini belirten Başbakan Yıldırım, ''Başbakanlık Müsteşarlığı başta olmak üzere bütün illerde kriz merkezi oluşturun arkadaşlar. Bu konularda kendisine haksızlık yapıldığı kanaati olan, bu şekilde size dönüş yapan veya sizin tespitleriniz varsa bunları oluşturacağınız birim vasıtasıyla toplayın'' dedi. '
'Yanlış hesap Bağdat'tan döner'' diyen Yıldırım, darbe girişiminin arkasında olduğu ileri sürülen 'FETÖ' hakkında da ''Yüzde 100 doğru yapılamayacağını baştan kabul ettik, örgüt saydam değil, tespitte bize çok büyük zorluk çıkarıyor'' dedi.
Yıldırım, 15 Temmuz'da gerçekleşen darbe girişiminden önce ''
güvenlik güçleriyle terör örgütlerinin birbirlerinin kardeşi gibi olduğu'' vurguladı. Yıldırım, ''Türkiye'de bu alçak bölücü terör örgütünün yuvalandığı yerleri gidiyoruz brifing alıyoruz. Vatandaşlarımız anlatıyor, valilerimiz anlatıyor, ya arkadaşlar güvenlik kuvvetleriyle terör grupları adeta bacılık olmuşlar'' dedi.
Yıldırım, Süleymancılar olarak bilinen cemaatin lideri Arif Ahmet Denizoğlu'nun vefatıyla ilgili rahmet diledi. Yıldırım, ''
Ahmet Denizoğlu'nun vefatını öğrenmiş bulunuyoruz. Kendisine rahmet diliyoruz, mekanı cennet olsun. Ailesinin başı sağ olsun'' dedi.
Başbakan Yıldırım'ın konuşmasından satır başları şöyle:
''
Değerli arkadaşlar bakanımız yeni göreve başladı, kendisine başarılar diliyorum. Aslında birçok şeyi söyledi. Ben birkaç hususa değinmek istiyorum bugün yoğun bir program var. Bir yabancı misafirimiz var, Katar Başbakanı geliyor. Buradan Cumhurbaşkanımıza gideceksiniz, şüphesiz birçok konuda talimatları olacak.
''Sizler Ankara'nın Anadolu'daki temsilcilerisiniz. Bir insan düşünün baş var ve uzuvları var. Vatandaşa en yakın duran, vatandaşın her türlü sorunuyla dertlenen birimler mali idarelerdir, yerel yönetimlerdir. Dolayısıyla biz buradan, Ankara'dan gördüğümüzü sizin gördüğünüzle aynı olmadığını biliyoruz. Her şeyden önce Ankara ile Anadolu'nun olaylara bakışı arasındaki uyumsuzluğun ortadan kalkması lazım. Biz Ankara'da bazı şeyleri yazıyoruz, çiziyoruz, talimatları gönderiyoruz. Düşünüyoruz ki orada her şey çiçek gibi gidiyor. Öyle olmadığına şahit oluyoruz. Sorumlu olarak Ankara'yı tutmak haksızlık olur ama Ankara'nın merkez teşkilatlarının sahada ne oluyor ne bitiyor izlemesi lazım. İzlemekle de kalmayıp gidecek bizatihi bakacak. Yukarıdan talimatlandırıldığı gibi işler düzgün gidiyor mu, gitmiyor mu, yoksa bize verilen raporlar sahada farklı şekilde mi uygulanıyor görmemiz lazım. Ankara sizinle iletişim halinde olacak, siz Ankara ile iletişim halinde olacaksınız. Dinamik bir yönetim şekli, çözüm üretmek için faydalı olabilir.
''Mustafa Kemal Atatürk'ün şu sözü çok doğru; 'Tatbik eden, icra eden, karar verenden daima daha kuvvetlidir.'
''Masa başında olanlar hep hesap kitap yaparlar, ama sahadaki uygulama hiçbir zaman plan ile proje ile aynı olmaz. Onun için de memur uygulama yaparken korkar. Çekingen davranır. acaba bunu böyle yazmışlar ama bunu uygulasam iş görür müyüm?
''Uygulama, şekil hatası yapabilirsiniz, hiç çekinmeyin, ama menfaate yönelik iş yaparken sonuna kadar korkun. Milletin işini görürken hata yaptım, şurada yanlış yaptım demeyin. Sahadaki hiçbir iş şekil ve usul hatası olmadan yapılmaz. İş mi yapacağız mevzuatı mı kollayacağız? Mesele milletin menfaati ise hata yapın! Ama hainlik yapmayın.
''Değerli arkadaşlar
''15 Temmuz'da ciddi bir olay yaşadık. Bir hain darbe girişimiyle karşı karşıya kaldık. Hamdolsun milletimizin cesareti, sayın Cumhurbaşkanımızın dirayeti, dik duruşu ve hükümetimizin millet iradesine olan sadakatiyle bu belayı def ettik. Şimdi onun hasarlarının ölçümü ve tamiriyle meşgulüz.
''Bu yetmezmiş gibi yıllardır ülkemizin başını ağrıtan bu bölücü terör belası da yine iş başında. Çok yoğun faaliyet içerisinde.
Arkadaşlar Türkiye'nin kaderi bunlarla uğraşmak değildir. Gündemin bunlarla istila edilmesine müsaade etmeyin. Hayat devam ediyor, insanımızın morale ihtiyacı var. Güzel hayallere de, gerçekleştirilmesine de ihtiyacı var. Bunun için gerek illerimizde, ilçelerimizde, köylerimizde terörün tek bir gündem olarak devam etmesine lütfen izin vermeyin. Bunu yapmaya devam edersek terör örgütlerinin amacına hizmet etmiş oluruz. Milletin morale ihtiyacı var. Bunu milletimizden asla esirgemeyin arkadaşlar.
''FETO darbe girişimiyle birlikte malumunuz açığa alınan memuriyetten çıkarılan oldukça çok sayıda kamu görevlisi var. Kamu için ciddi sayılabilecek bir tasfiye yapılıyor. Burada tabii zaman zaman titiz davranılmadığı, sapla samanın birbirine karıştığı, yaşla kurunun yanacağı şekilde serzenişler geliyor. İşin başında şunu söyledik; intikam duygusuyla değil adaletle hareket edeceğiz. Bu karar veren herkes için geçerlidir. Her dairede, her kuruma gidip yanlış var mı yok mu diye bakacak şansımız yok arkadaşlar. Bizim sizlerin ferasetine, adaletinize güvenmekten başka kaynağımız yok. Toplumda vicdanları rahatsız edecek, bu da yapılır mı dedirtecek bir olay yaşanmaması için kılı kırk yaracaksınız arkadaşlar. Burada ölçünüz belli. Baştan dedik ki 17-25 Aralık sonrası, öncesi bizim için geçerli değil. 17-25 Aralık, örgütün devletle bilek güreşi yapmaya karar verdiği gündür.
''O yüzden yapacağınız çalışmalarda bu hususa özellikle ehemmiyet vermenizi rica ediyorum.''
''Müsteşarımıza gerekli talimatı verdim. Başbakanlık Müsteşarlığı başta olmak üzere bütün illerde kriz merkezi oluşturun arkadaşlar. Bu konularda kendisine haksızlık yapıldığı kanaati olan, bu şekilde size dönüş yapan veya sizin tespitleriniz varsa bunları oluşturacağınız birim vasıtasıyla toplayın. Yanlış hesap Bağdat'tan döner. Yanlış yapıldıysa, adalete uymayan iş varsa, bu çalışmalar tamamlandıktan sonra dönüp bakılacak yapılmış yanlışlar varsa düzeltilecek. Yüzde 100 doğru yapılamayacağını baştan kabul ettik, örgüt saydam değil, tespitte bize çok büyük zorluk çıkarıyor. Bazen yaşanan olayları düşünün, yıllardır birlikte çalıştığınız insan sizi icabında derdest edip götürebiliyor. Böyle bir örgütle karşı karşıyayız. O yüzden ne işi sulandıralım ne de bariz hatalara asla ve asla izin verelim.
''OHAL meselesiyle Jandarma, Sahil Güvenlik İçişleri'ne bağlandı. Bu gördüğüm kadarıyla taşrada tam anlamıyla hissedilmedi. Yani Jandarma, Emniyet ikisi de sizin için aynı demek, sadece görev yerleri bakımından farklılık vardır. O yüzden oradaki sevk ve idarede lütfen bu hususu gözden uzak tutmayın. Emniyet'e ne kadar önem veriyorsanız jandarmaya da o kadar önem verin.
''YİKO denen yapıya tüzel kişilik kazandırdık. Burada bütçe olacak, planlanacak, yapılacak eskiden olduğu gibi. Belediyenin yapamadığı yerleri biz yapacağız. He ne olacak, Belediye'ye verdiğimiz bütçeyi alıp valiye vereceğiz. Böylece hizmetin aksamasının önüne geçmiş olacağız. Büyükşehirler kurulduktan sonra il özel idaresinin tüzel kişiliği ortadan kalktı, birçoğu ayak uyduramadı. Ama vatandaş yıllardır kaymakamlıklar, valilikler, yol yapar, suya bakar diye alışmış.
''Türkiye'de bu alçak bölücü terör örgütünün yuvalandığı yerleri gidiyoruz brifing alıyoruz. Vatandaşlarımız anlatıyor, valilerimiz anlatıyor, ya arkadaşlar güvenlik kuvvetleriyle terör grupları adeta bacılık olmuşlar. Yaz kış ensesinde olacaklar, gerekirse onların yöntemleriyle mücadele edeceğiz. Mutlaka ve mutlaka bu meseleyi Türkiye'nin gündeminde çıkacak.