Irak referandumu başta olmak üzere, gündeme ilişkin değerlendirmede bulunan Başbakan Binali Yıldırım, '40 yıldır terörle mücadelemiz var, sıcak takip meşru hakkımız, egemenlik hakkımızdan doğan, bunlar devam ediyor. PKK terör kamplarına her zaman hava harekatı yaparız. Hudut kapısından Bağdat'a geçiş yapacağız. Buna karşı engelleme olursa gerekli tedbiri alırız. Türkmenlere karşı büyük kışım başlatılırsa duyarsız kalmayız' diye konuştu.
"VATANDAŞIMIZ RAHAT OLSUN SAVAŞA GİRMİYORUZ, TEDBİR ALIYORUZ"
Yıldırım, Türkiye'nin Irak'taki Erbil yönetimi ile yaşadığı gerilime ilişkin Ankara kulislerinde konuşulan TSK'nın Irak'a askeri müdahalede bulunup bulunmayacağı yönündeki iddialara yönelik, "Biz savaşa girmiyoruz. Güvenlik tedbirimizi alıyoruz. Afrin'de bir çatışmasızlık alanı oluşturmak için adım atıyoruz. Bunları "savaş" diye nitelemek hata olur. Diyelim; Bir TIR'ım gidiyor, Peşmerge çevirdi, yükünü yağmaladı. Bu bizim vatandaşımıza karşı yapılmış bir harekettir, tabii ki bunun gereğini yapacağız. Bizim o bölgede 12-13 yerde konuşlanmamız var. Zaten varlığımız var, yeni bir şey yapacak değiliz" diye konuştu.
Yıldırım’ın CNN Türk, NTV, Habertürk ve A Haber'in temsilcilerine yaptığı açıklamalar ve sorulara verdiği cevaplardan satır başları:
“SICAK BİR ÇATIŞMAYA DA ZEMİN HAZIRLAMIŞTIR”
İnatla Kerkük gibi Musul gibi anayasayla tanınmış sınırlar dışında bu referandumu yapma inadı bir anlamda sıcak bir çatışmaya da zemin hazırlamıştır. Bunun da bedeli oradaki günahsız sivil insanlara olacaktır. Bizim bundan sonraki adımlarda Irak Merkezi Yönetimini daha fazla doğrudan muhatap alarak ona göre kararlarımızı vereceğiz.
ANKARA HANGİ ADIMI ATMAYI PLANLIYOR?
Bu referandum dünyanın tüm uyarılarına rağmen başta komşular İran, Türkiye olmak üzere hemen hemen bütün BM’ye tabii ülkeler bu referanduma karşı görüşlerini ortaya koydular. Ancak bir inatlaşmaya gitti, Irak’ın Kuzey’indeki bölgesel yönetim. Ve bu referandumu yapıyor. Biz açıkça ifade ettik, bu referandumun sonuçları hiçbir şekilde tanınmayacaktır.
Yok hükmündedir. Barış ve istikrara hiçbir katkısı olmayacak, varolan kaosu, krizi ve sorunları daha da artıracaktır. Bunu maalesef orada yaşayan Kürtleri, Arapları, Türkmenleri, Ezidileri bütün farklı etnik gruptaki insanların geleceğini düşünmeden dikkate almadan orada Irak’ın Kuzey’indeki bölgesel yönetimin kişisel ihtirasları sonucu alınmış bir karardır.
“KARARLAR ESASINDA ÜÇ GRUP ALTINDA ELE ALINACAK”
Türkiye elini kolunu bağlayacak bekleyecek değil. Uyarılarımızın yanı sıra, MGK’da Bakanlar Kurulu’nda ve en son da geçtiğimiz cumartesi günü TBMM’de tezkere oylaması yapmak suretiyle atılacak adımlara esas olacak kararlarımızı verdik. Kararlar esasında üç grup altında ele alınacak. Bir tanesi, ekonomik boyuttaki karar. İkincisi siyasi diplomatik alanda yapılacak çalışmalar. Üçüncüsü de güvenlik ve askeri boyutta yapacağımız çalışmalar.
Dün itibariyle Irak Merkezi Yönetimi Bağdat bizimkine benzer bir toplantı yaptı ve orada karar aldılar. Başta İran ve Türkiye olmak üzere bundan böyle sınır geçişleri, hava alanları, enerji nakil hatları, boru hatları gibi konularda muhatabın sadece kendileri olduğunu ve ilgili ülkelerin verecekleri kararda, yapacakları uygulamalarda muhatabının Bağdat olması gerektiğini, bu konuda bize bilgilendirme yaptılar.
“UMUT EDERİZ Kİ BÖYLE BİR DURUMLA KARŞI KARŞIYA KALMAYIZ”
Bunun anlamı şu, merkezi hükümet anayasaya göre böyleydi zaten. Ancak anayasada fiili durum bölgesel yönetim oluşturduğu için ve Irak’ın da kendi sorunlarına yoğunlaşmasından dolayı bu noktada fazla bir şey yapamadılar. Ancak kriz dönülmez noktaya geldiği için bundan sonrası hiç hoş olmayan rahatsız edici gelişmelerin de olacağı bir sürecin başlangıcı bölgede. Umut ederiz ki böyle bir durumla karşı karşıya kalmayız.
"MEŞRU OTORİTE BAĞDAT'TIR"
Bizim hedefimiz bölgede yaşayan insanlar değil. Bizim ulusal güvenliğimize karşı tehdit olarak gördüğümüz bu referandum konusunda inat edenlerdir. Kürtlerle bunları birbirinden ayrı tutalım. Ayrımcılık hareketinin kışkırtılmasına karşıyız. 40 yıldır bunun bedelini ödüyoruz. PKK ile mücadeleyi ayrımcı, bölücü harekete karşı yapıyoruz. Sınır kapıları ve havalaanları merkezi hükümetin sevk ve idaresindedir. Petrol boru hatları da bunlara dahil. Bizim alacağımız kararlardaki meşru idare otorite Bağdat'tır, merkezi hükümettir.
"TAMPON BÖLGEYİ KONUŞMAK İÇİN ERKEN"
İşin askeri boyutu bizim aldığımız kararlara karşı biz engelleme oluşursa tabii ki biz gerekli güvenlik tedbirlerini almak zorundayız. Bunu da Irak merkezi hükümetinin koordinasyonuyla yapacağız. Türkmenlere karşı büyük bir yok etme hareketi başlatılırsı buna da duyarsız kalmamızı kimse beklemesin. Tampon bölgeyi konuşmak için erken. Tedbirlerimizi alıyoruz. Durup dururken bir maceraya girmeyiz. Ülkemizin menfaatlerine halel gelecek gelişme olursa gereken cevabı veririz.
BARZANİ NEDEN BU KARARI VERDİ?
Barzani kişisel nedenlerle bu adımı attı. Gelecek yıllarda seçimi var ve bugüne kadar da zaten orada parlamentoyu toplayamayan bir otorite ile ilgili sıkıntıları var. Bir konsolidasyon yapma ihtiyacı duyduğunu düşünüyorum. Bir de gaz verenler var. Gaz verenler işler yolunda gitmezse hiç tanımazlar. Türkiye daha önce de bunu söyledi. Bizim için güney karar hudutlarımızda bir statü değişikliği, yeni bir oluşum, ister Irak ister Suriye'de kabul edilemez. Bununla ilgili her türlü müdahale hakkımızı ikili ve uluslararası anlaşmalara bağlı olarak saklı tutuyoruz. ABD Başkanı, Cumhurbaşkanımız ile yaptığı toplantıda bu referandumun yapılmaması gerektiğini kamuoyuna açıkladılar ama ABD'de başka yetkililer "ertelensin" dedi. Bizim dediğimiz ne bugün ne sonra. Hiçbir şekilde meşru değildir, kabul edilemez, yapılmamalıdır.
İSRAİL NEYİN PEŞİNDE?
İsrail'in kendi hesapları var. İç sorunları var. Oradan yapılan açıklamalar, kuvvetli, resmi açıklamaya dönüşmedi. Bunda şaşılacak bir şey yok. İsrail, konumunu güçlendirmek için konjonktürel açıklamaları yapıyor. Bu da dikkatlerden kaçmıyor.
MUHALEFETE BARZANİ CEVABI
Türkiye hata yapmadı. Türkiye niye hata yapsın ki. Anayasasında konan esaslar üzerine bir muamale yaptı, bundan böyle bu muameleyi yapmayacak. Bizim yaptığımız protokol uygulamaları, Barzani'nin yönetimine keyfi yaptığımız uygulamalar değil. Artık anayasada hak ettiği, tanımlanan muameleyi de göremeyecek. Bizim muhatabımız bundan böyle Bağdat olacak. İran'ın Irak içindeki faaliyetler ayrı mesele. Burada ortak bir hassasiyet var. Bölgedeki gelişmeler hem Irak merkezi hükümetini, hem Türkiye'yi hem İran'ı ilgilendiriyor. Biz buna odaklanıyoruz. Diğer konuları da tasvip ettiğimiz anlamına gelmez.
'YANLIŞTA ISRAR EDENE YANIT VERİLECEK'
Türkiye Barzani'yle ilişkilerde hata yapmadı. Türkiye Irak anayasasına konan esaslar dahilinde bir muamele yaptı. Bundan böyle bunu yapmayacak. Yanlışta ısrar eden varsa ona da hak ettiği cevabı verecek ülkeyiz. Şu şansını yitirdi,. artık anayasaya hak ettiği tanımlanan muameleyi de göremeyecek. Bundan böyle muhatabımız Irak'ın merkezi yönetimi olacak. İran'ın Irak içindeki faaliyetleri ayrı mesele. Burada ortak bir hassasiyet var. Bölgedeki gelişmeler hem Irak merkezi yönetimini, hem Türkiye'yi hem İran'ı ilgilendiriyor. Biz buna odaklanıyoruz. Biz bu bölgedeki tüm uyarılara rağmen inatla yapılmaya çalışılan referandumun olumsuz sonuçlarını önlemek adına işbirliği olarak görüyoruz. Merkezi hükümet petrol nakliyle ilgili bizden talep ederse, şartları yerine getirirse bu iş yine devam eder.
'MERKEL'E TEBRİK MESAJI GÖNDERDİM'
(Almanya'daki seçimler) Almanya Başbakanı Angela Merkel'e yazılı tebrik mesajı gönderdim. Birinci parti olsa da tek başına iktidar olamadı. Önceki seçime göre oy kaybetti. Büyük koalisyon olmayacak. Geriye Jamaika koalisyonu kalıyor. Liberaller, Yeşiller ve SDU var. Artık onların işi. Artık seçim havası bitti geçim havası başladı. Normale dönelim işimize bakalım. Türkiye ile uğraşmak, büyük büyük laflar etmenin zararı oldu. Hollanda da bunu yaptı, Almanya da yaptı oy kaybetti. Kim kazandı, ırkçılar kazandı. Almanya ırkçılık konusunda gelecekle ilgili tedbir almalı. FETÖ'cüleri müsamahayı bırakacak, PKK sempatizanlarına alan açmaktan vazgeçecek. Yapmazsa kendi bileceği iş. Türkiye'nin ve Almanya'nın menfaati bunu gerektiriyor. Kayda değer davranış değişikliğine ihtiyaç var. PKK ve FETÖ ile ilgili tutumu bizim hassas. Artık seçim öncesinin bir kenara bırakılarak Almanya Türkiye ilişkilerinin tamir edilmesi lazım, bu mümkün.'