İSTANBUL (AA) - Tiyatro sanatçısı Yılmaz Gruda, tiyatronun temel işlevlerinden birisinin yol göstermek olduğunun altını çizerek, "Tiyatro hiçbir zaman nutuk atmaz, sadece ima eder. Gerisi seyirciye kalmıştır. " dedi.
Aynı zamanda sinema ve dizi oyuncusu Gruda'nın, kaleme aldığı "Biz Bize Benzeriz" adlı oyun Sahne Çolpan'da ilk perdesini açtı.
Esere ilişkin AA muhabirine açıklamada bulunan 87 yaşındaki sanatçı, 30 yıl önce Devekuşu Kabare Tiyatrosunda rejisör ve yazar olarak çalıştığını söyledi.
Görsel sanat alan dili olarak, tiyatro türleri arasında kabarenin çarpıcı bir noktada durduğuna işaret eden Gruda, "Devekuşu Kabare'den bugüne kadar bilinen anlamda bir türlü kabare tiyatrosu oluşturulamadı. Çeşitli teşebbüsler oldu ama sonuçları olumsuz oldu." diye konuştu.
- "Eserde, toplumun tüm zaaflarını şarkılarla, esprilerle ortaya koymak istedik"
Gruda, kabare tiyatrosunu bu yıl kurduğu "Çivi Kabare Tiyatrosu" ile yeniden gündeme taşımak istediğine dikkati çekerek, şöyle devam etti:
"Eserlerimizde, kabarenin yapısı itibarıyla toplumun tüm zaaflarını şarkılarla, esprilerle ortaya koymak istedik. Bunların yanı sıra da bizim geleneksel oyunumuz olan ve bana göre dünyada eşi, benzeri bulunmayan orta oyunu ile eserleri marine ettik."
Hazırladığı "Biz Bize Benzeriz" adlı eserin amacına değinen Gruda, "Toplumda akıllı cep telefonları gibi düzeltilmesini istediğimiz zaafları ortaya koyarak, seyircinin izlenimine sunmak istedik. Seyircinin de izledikten sonra bu zaafların farkında olup, bu durumların düzeltilmesini sağlamasını istiyoruz, amacımız bu aslında." dedi.
- "Biz bu eseri farklı parçalar halinde 11 oyuna çıkardık"
Gruda, eserin 11 oyun birleştirilerek hazırlandığını aktararak, şunları kaydetti:
"Herhangi bir kabare tiyatrosunda, herhangi bir başlık altında 5 oyun falan oynanabilir. Fakat biz bu eseri farklı parçalar halinde 11 oyuna çıkardık. Bu durum zaten kabarenin yapısında var. Katiyen bir oyuna kabare denmez. Kabare, halkı kendi sorunlarıyla bir araya getirerek, hem güldürmek hem de akıllarında bir soru işaret bırakmayı gerektirir. Zaten tiyatronun temel işlevlerinden birisidir bu. Yol göstermektir, ortaya koymaktır, gerisi seyirciye kalmış bir şeydir. Çünkü tiyatro hiçbir nutuk atmaz, sadece ima eder. Bizim de yaptığımız şey aslında temelde bu."
Oyunda, Sadri Alışık Akademisi oyuncularının yer aldığını belirten Gruda, "Oyuncular için de bu eser yeni bir deneyim aslında. Çünkü her biri 1,5 saat içinde 11 farklı karaktere giriyor. Çok iyi bir çalışma ile bu noktaya kadar geldik. Bir de halkımızın kulağında olan türküleri konulara bağladık." ifadelerini kullandı.
- "Tiyatro benim için bir sevdadır"
Yılmaz Gruda, geride bıraktığı 73 yıllık tiyatro hayatının kendisi için bir sevda olduğunu dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bir şeyi sevemezseniz, güzel de yapamazsanız. 16-17 kitabım, şair tarafım var. Ulusal ve uluslararası alanda birçok ödülüm var, elbet bunları kendimi övmek için söylemiyorum. Bunları ortaya çıkaran sadece sevdadır. Bu sevda olmadan hiçbir şeyi başaramazdım ama Beethoven'ın da söylediği gibi 'Yetenek yüzde 10'dur, geri kalan çalışmaktır.' Şu anda bile yurt dışından kitaplar getirterek okuyorum. Kütüphanelere gidiyorum. Beyazıt Kütüphanesi bile benim yatak odam gibi oldu. Oraya giderek eski metinler üzerine araştırmalar yapıyorum, bütün bunların hepsini Türk halkı için."
Türk halkının kültürel değerlerinin farkında olması gerektiği değerlendirmesinde de bulunan Gruda, "Dünyada bizimki gibi bir geleneksel tiyatro hiçbir yerde yok. Karagöz'üyle, orta oyunuyla, kuklasıyla... ve bunları mutlaka tekrar ayağa kaldırmamız, mirasımıza sahip çıkmamız lazım. Tabii yalnız tiyatroda değil, müzikte, sanat bağlamında bütün değerleri elimizde tutarak, onlarda yeni bir tez hazırlamamız lazım." şeklinde konuştu.
- "Bize Bize Benzeriz" hakkında
Genel sanat yönetmenliğini Elvan Gruda'nın üstlendiği oyunda Yılmaz Gruda'nın yanı sıra Doğa Özkol, Ceyda Yücesan, Serdar Ayyıldız, Gamze Acı, Yağmur Çağlan, Ersin Arıcı, Songül Mercan ve Emre Gruda rol alıyor.
Oyunun müzikleri Erhan Sefacı'nın, koreografi Levent Aşçı'nın, ışık ve ses ise Çağrı Atılgan'nın imzasını taşıyor.