Hastalık sürecini anlatan Gümüş, belirtilerin baş ağrısıyla kendini gösterdiğini, birkaç gün sonra da hastaneye kaldırıldığını söyledi.
Sevk edildiği Bursa Şehir Hastanesinde yoğun bakıma alındığını belirten Gümüş, "12-14 gün entübe etmişler. 21 gün de yoğun bakımda kalmışım. 10 gün de serviste odada kaldım." dedi.
Gümüş, hastalığa yakalanmadan önce aşı olmayı planladığını ancak ertelediğini dile getirdi.
Temizlik, mesafe ve maske kurallarına titizlikle uyduğunu, evi ve ofisinden başka kapalı mekanlara pek gitmediğini aktaran Gümüş, şöyle konuştu:
Doktor dostlarımın ısrarla aşı olmamı söylemelerine, ben de olacağımı söylememe rağmen ihmal ettiğim için olamadım. Bu aşıyı olmam gerekiyormuş gerçekten. Aşı olsaydım belki bu süreci daha rahat atlatırdım. Allah kimseye göstermesin. Allah'ın izniyle ve arkadaşların da çabalarıyla, dualarla iyileştim. Yoğun bakım sürecim çok zordu. Bir yatakta yatıyorsun devamlı. Tabii sağa sola çeviriyorlar, ilgileniyorlar ama çok zor bir süreç. Kimsenin bu duruma düşmesini istemem. O yüzden zaten insanlık adına kişisel görüşüm, hocalarımın da bana söyledikleri, aşı olunması önemliymiş diye düşünüyorum. Keşke daha önce aşı olsaydım.
Şu an sağlık durumunun çok iyi olduğunu bildiren Gümüş, uygulanan prosedüre göre aşılarını yaptıracağını ifade etti.
Bursa Şehir Hastanesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Uzmanı Dr. Mustafa Levent Çetin de yaklaşık 2 yıldır salgınla mücadele ettiklerini, omuzlarındaki yüklerin azalmasını beklerken her geçen gün arttığını söyledi.
Hastalığa yakalananların yaş gruplarının düştüğü bilgisini veren Çetin, "Yoğun bakımda yataklar dolu. Boş yer bulduğumuz anda da zaten 2 saniye bile sürmüyor, anında oraya bir hasta geliyor. Henüz Türkiye'de maalesef ki bu hastalığı yenebilmiş değiliz." ifadelerini kullandı.
Çetin, aşı olmanın yanı sıra tedbirin de elden bırakılmaması gerektiğine dikkati çekti.
Ahmet Gümüş'ü arkadaşları vasıtasıyla önceden tanıdığını, fazla kilolu olması, şeker ve yüksek tansiyon rahatsızlıkları bulunmasından dolayı aşı konusunda onu uyardığını belirtti.
Çok dikkat etmesine rağmen Gümüş'ün Kovid-19'a yakalandığını ve durumu ağırlaşınca başka bir hastaneden Bursa Şehir Hastanesine nakledildiğini, o gün de kendisinin nöbetçi olduğunu anlatan Çetin, 6 saatin sonunda hastayı entübe etme kararı aldıklarını anlattı.
Tanıdıkları bir hastaya müdahale ederken duygularının çok daha farklı olabildiğini dile getiren Çetin, şöyle devam etti:
Profesyonellik elden gitmesin diye olabildiğince sakin kalmaya çalıştım. Hatta arkadaşlar da 'Emin misiniz doktor bey entübe etme konusunda?' dedikleri zaman, 'Bu adamı bu şekilde kurtarırız, başka çaresi yok' dedim. Erken dönemde, bize yatışının altıncı saatinde entübe ettik. Bir şekilde ailesiyle belki de buluşamayacaktı ama sağ olsunlar gerek yoğun bakımdaki hemşire ekibimiz gerekse kliniğimizin şefi Nermin Hocamız dahil olmak üzere her gün adım adım izledik. Bir süre yoğun bakımda, ardından da serviste tedavi gördü. O süre içinde Ahmet Bey bazı şeylerin farkına varmaya başladı. Hatta ilk uyandırdığımızda, solunum cihazından ayırdığımızda bana ilk sorduğu soru; 'Hocam ben ne zaman aşı olabilirim?' şeklindeydi. Hastaneden destekli de olsa yürüyerek taburcu ettik. Günbegün durumu daha iyiye gidiyor.
(AA)