Yoğun Tempo Buna Engel Değil !

Dr. Gönül Ateşsaçan, “Bazı etkenler cildimizi savunmasız hale getirir ve onun daha erken yaşlanmasına neden olur. Cildimizi normal süreçten daha da hızlı yaşlandıran ve istenmeyen görüntülere yol açan bir çok faktör vardır. Ama artık yaşlanmaktan korkmaya gerek yok.” dedi.“Daha genç bir görünüme kavuşmak için tıp bizi her gün yeni bir yöntemle tanıştırıyor.” diyen Dr. Gönül Ateşsaçan, şöyle konuştu:“Ancak çağımız insanı kendisine daha az zaman ayırdığı için,yapılan tedavilerin daha etkin ve sonrasında sosyal hayatına hemen dönebileceği ve uygulama sırasında da ağrı sızı olmayan konforlu uygulamaları tercih ediyor. İşte bu sıkıntıları ortadan kaldıracak ’Fokuslu Ultrason Yöntemi’ ile 30 dakikada yaşımızı geriye götürmek artık mümkün. Fokuslu ultrason ile cilt gençleştirme teknolojisi cildin alt katmanlarındaki taşıyıcı dokularda odaklanmış ses dalgaları kullanılarak kollajen üretiminin harekete geçirilmesi ile ciltte sıkılaşma ve toparlanma sağlayan bir tıbbi uygulamadır. Fokuslu ultrason ile cilt gençleştirmenin sağladığı avantajlar nelerdir? Artan kollajen üretimi, Sağlıklı bağ dokusu, Kırışıklarda azalma, Elastikiyeti artmış cilt yapısı, Fokuslu ultrason ile cilt gençleştirme ses dalgaları kullanılarak cildin alt katmanlarındaki kollajen üretiminin tetiklenmesi ile ciltte sıkılaşma ve lifting etkisi sağlayan bir tedavi yöntemidir. Fokuslu ultrason ile cilt gençleştirme ile cilt elastikiyetinin kaybına bağlı olarak oluşan sarkma ve kaş, alın, yanak, ağız kenarı, yüz konturu, çene hattı ve gıdı bölgesi ile göz çevresinde kırışıklıklarında cerrahi bir işlem olmadan düzelme ve gençleşme sağlanmaktadır. Yapılan tedavide, ısı enerjisi oluşturan ses dalgaları istenen doku derinliğine odaklanmakta ve cildin üst tabakasına zarar vermeden deri altındaki bağ dokusunda kollajen üretimini artıran küçük ısı hasarları oluşturulmaktadır. Bu tedavinin herkes tarafından yapılamayacağını, hastaların tedavi olmadan önce iyi bir araştırma yapması gerektiğini ve tecrübeli hekimleri tercih etmeleri gerekir.”