Burası dışarıdan bakıldığında sıradan bir apartman dairesi...
Gökdelenleriyle ünlü kimilerine göre, lüks yaşamın hüküm sürdüğü Hong Kong'un toplumda saklı kalmış kesimini oluşturan en yoksulların evleri bu kafes gibi bölmeler.
Reutrestarafından fotoğraflanan ve dünyayla paylaşılan görüntüler, Hong Kong'da tabut benzeri evlerde yaşamak zorunda kalan insanların trajedisini gözler önüne serdi.
Günden güne yükselen ve astronomik rakamlara varan ev fiyatları ve kiralar, ödeme güçleri her geçen gün daha da düşen çok sayıda insanı mikro-evlerde yaşamaya mahkum etti.
Yoksul mahalleler, son yıllardar artan talep nedeniyle bu tür "bölünmüş” ev tipiyle tanışmıştı. Ev sahiplerinin normal evleri ‘bölmek' yoluyla daha fazla kiralık ev yaratmaları esasına dayanan bu yöntem, mevcut evleri 3 metre kare ile 10 metre kare arasındaki değişen kutucuklara dönüştürdü.
Mutfağı olmayan, tuvaletin ortak kullanıldığı, bir yatak ebatındaki bu kafeslerin aylık kirası 160 dolar civarında. Yani şehrin en ünlü bölgesindeki kira fiyatlarıyla yarışıyor.
3 buçuk metrekarelik bu kafes evlerde 100 bin dolayında kişi barınıyor. Şanslı sayılan bir bölüm ise hücre tipi küçücük odalar bulabiliyor.
Şehrin en düşük gelir grubunun kaldığı, yıkık ve metruk evler yenilenmiyor ve kafes yatakları kiralayabilen yoksullar için hayat git gide daha da zor hale geliyor.
Bazen üç ya da 4 kişinin yaşamak zorunda kaldığı bu klostrofobik evler, normal kiralara yetişemeyen kent halkı için son çare olmuş durumda.
Dünyanın en pahalı evlerinin bulunduğu kentte konutların metrekaresi bin dolara satılırken, otopark fiyatları bunu solluyor. Öyle ki bir süre önce kent merkezinde bir araçlık park yeri 387 bin dolara alıcı buldu.
Kentte 1 milyon dolayında kişi yoksulluk sınırının altında yaşıyor ve kafes tipi barınakların sayısı gün geçtikçe artıyor.