Ankara - AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, yolsuzlukların finans sektöründe büyük ölçüde ortadan kalktığını belirterek, "Yüzde yüz kalkmış mıdır? Hala yüzde yüz kalkmıştır.demiyorum, ama süreç devam ediyor.
Bizim bu yolsuzlukla mücadele sürecinde tahsil ettiğimiz para 10 milyar doları aşmıştır" dedi. Erdoğan, partisinin Ankara'nın Kızılcahamam ilçesinde düzenlenen
"6. İstişare Toplantısı"nın açılışında yaptığı konuşmada, yatırıma bu yıl yaklaşık 15 katrilyon liralık bir kaynak ayrıldığını anımsatarak, bunu yeterli bulmadıklarını söyledi.
Başbakan Erdoğan, son 3.5 yıllık dönemde Fon'a devredilmiş bir tane banka bulunmadığını belirterek, "Soruyorlar efendim yolsuzlukla mücadele şudur budur. Onlara sadece bunu söyleyin bir tane Fon'a devredilmiş banka var mı? Şu anda 50 milyar doları aşan bir faturadır bankaların Fon'a devredilme olayı. Eğer bu paralar Türkiye'nin
kasasında kalmış olsaydı, Türkiye bugün nerede olurdu, bunu tasavvur edin. Böyle bir Türkiye'yi kucağımızda bulduk. Artık bankaların Fon'a devredildiği bir dönem yok"diye konuştu.
Devlet bankalarının artık kar ettiğini anlatan Başbakan Erdoğan, özel bankaların da kredi verecek yer aradığını ifade etti. Erdoğan, bu noktaya durup dururken gelinmediğini vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Nasıl oldu? İşte bu yolsuzluklar, bu hortumlar kesilerek buraya geldik. Bunları bu hükümet, bu yönetim halletti. Bundan önce de gelen yönetimler vardı, niye çözemediler bunları? Artık bu yolsuzluklar finans sektöründe hamdolsun ortadan büyük ölçüde kalkmıştır. Yüzde yüz kalkmış mıdır? Hala yüzde yüz kalkmıştır demiyorum, ama süreç devam ediyor. Bizim bu yolsuzlukla mücadele sürecinde tahsil ettiğimiz para 10 milyar doları aşmıştır. Bu mücadele devam ediyor, bu tahsilatlar devam ediyor ve edecek. O paralar şimdi paramızın geleceğine, insanlarımızın ihtiyaçlarına kaynak oluyor. onları yatırımlara dönüşüyor."
Başbakan Erdoğan, bu yıl yatırıma 15 katrilyon lira ayırdıklarını anımsatarak, şöyle devam etti: "Ama temkinli gitmek durumundayız. Temkinli gideceğiz ki güven ve
istikrar devam etsin. Güveni ve istikrarı kaybettiğimiz zaman dünyadaki itibarımızı da kaybederiz. Eğer bugün dışarıda itibarı olan bir Türkiye varsa, bilesiniz ki bu güvenden, istikrardan kaynaklanıyor.
Zaman zaman ülkemizde de sağa sola çamur atmakla şöhret bulmuş olan bazı tipler vardır. Ama biz onlara hiç ilgi, alaka duymadan yolumuza devam edeceğiz, bizim yapacak çok işimiz var. Şunu bir defa kesinlikle herkesin bilmesi gerekiyor. Türkiye'de artık bunlara prim veren bir yönetim işbaşında değildir, yolsuzluklara
prim veren bir iktidar işbaşında değildir. Ama maalesef birçok yasal boşlukları gayet iyi değerlendirmesini bilen, bu konuda maharet sahibi olan tipler var, ihalelerde şunlarda bunlarda hakikaten maharet sahibi olan tipler var. Akıl almaz şekilde, en düşük fiyatı vermek suretiyle ihaleyi alıp ondan sonra da orada süreci arzu etmediğimiz bir şekilde devam ettirenler var. Bunlarla mücadele öyle zannedildiği gibi kolay mücadeleler değil."
Muhalefetin bu konuda yardımcı olacağı yerde "nasıl ben bağcı ile uğraşırım" gayreti içine girdiğini söyleyen Başbakan Erdoğan, "Derdi üzümü yemek olsa, derdi vatan-millet olsa böyle düşünmemesi gerekir. Zira bu ihalelerde ucuzluk şartı değil, uygunluk şartı olması gerekir. Güvenin burada da esas olması gerekir. Eğer bu böyle olursa hem başarılı üretime geçersiniz hem de kısa zamanda bu yatırımlardan netice alırsınız. Bunları aşmak için de dayanışma içerisinde, yolsuzluklara fırsat vermeden, kontrol ve denetim mekanizmalarımızı gayet iyi çalıştırmak suretiyle bu süreci değerlendirmemiz lazım. Yeter ki bu suiistimallerde somut bilgileri elimizde bulalım, bulduğumuz zaman biz bu işin üzerine gideriz. Tabii burada bir gerçeğe daha işaret etmem lazım, ihbar ile iftira arasındaki farkı da hassasiyetle gözetmemiz lazım"dedi.