HABER

Yolun son dönemece girmeyi umuyorum

STRASBOURG (İHA) - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin AB'ye katılım müzakerelerine 2005 yılının ilk yarısında başlayarak son dönemece girmeyi temenni ettiklerini söyledi.

Erdoğan, Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) Genel Kurulu'na hitap etti. Erdoğan konuşmasında Türkiye'nin AB'ye üyelik sürecinden Kıbrıs sorununa Irak'taki son gelişmelerden terörizme kadar birçok konuda önemli mesajlar verdi.

Erdoğan, Türkiye'nin Avrupa ile paylaştığı ortak gelecek bakımından özel önem taşıyan bir günde, Avrupa uluslarının en eski parlamenter forumu olan Meclis'e hitap etmekten onur duyduğunu söyleyerek sözlerine başladı.

Türkiye'nin temel insan hak ve özgürlüklerini savunan ve hukukun üstünlüğü ile çoğulcu demokrasinin yüksek ideallerine bağlı Avrupa uluslarının bu ortak evininin temellerini 1949 yılında atan kurucu üyelerden bir tanesi olduğunu kaydeden Erdoğan, Büyük Avrupa kapsamında yaşanan değişime paralel olarak Avrupa Konseyi'nin de ufuklarını genişlettiğini vurguladı. Avrupa Konseyi'nin bugün yaklaşık 800 milyon Avrupa vatandaşının demokratik değerler ve hukuki standartlar etrafında birleşmesini temsil ettiğini dile getiren Erdoğan, konseyin yeni Avrupa mimarisi içindeki yeri ve katkılarının belirlenmesi gerektiğini söyledi. Başbakan Erdoğan, AB'nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne taraf olmasını, Avrupa Kültür Sözleşmesi ve Avrupa Sosyal Şartı'na katılımını desteklediklerini açıkladı. Avrupa Konseyi'nin normlarını oluşturan 190'ın üzerindeki sözleşmenin Türkiye için de önemli bir referans noktası olacağını belirten Erdoğan, Avrupa normlarının Türkiye mevzuatına aktarılmasının ilerleyen reform sürecinin ana unsurunu oluşturduğunu söyledi.

HÜKÜMETİN REFORMLARINI ANLATTI

Başbakan Erdoğan, konuşmasında ayrıntılı olarak hükümetin AB yolunda attığı adımları anlattı. Kısa sürede vaadlerin tümünü gerçekleştirdiklerine işaret eden Erdoğan, bu çerçevede ölüm cezasının kaldırıldığını ve mevzuattan ayıklandığını, yakında 13 No'lu Protokolün onay işlemlerini de tamamlayacaklarını bildirdi. DGM'lerin lağvedildiğini, işkenceye ve insanlık dışı aşağılayıcı muameleye karşı etkin bir sıfır tolerans politikası benimsediklerini ve uyguladıklarını hatırlatan Erdoğan, sivil-asker ilişkilerini de demokratik normlarla uyumlu hale getirdiklerini açıkladı. Kadın-erkek eşitliği lehine düzenlemeler yaptıklarını ve bu ilkeyi ilk kez Anayasa'ya koyduklarını ifade eden Başbakan Erdoğan, ayrıca Türk vatandaşlarının günlük yaşamlarında geleneksel olarak kullandıkları dil ve lehçelerde yayınlar ve dil kursları başlattıklarının altını çizdi. Terör saldırılarından zarar görenlerin tazmin edilmesi için bir yasa yaptıklarını da anımsatan Başbakan, "Hayata geçirdiğimiz kapsamlı yasal reformlar, bunların yeknesak bir şekilde uygulanmasının hızlandırılmasına yönelik olarak attığımız adımlar, önde gelen Avrupalı siyasetçilerinden oluşan Bağımsız Türkiye Komisyonu'nun geçtiğimiz ayki raporunda sessiz devrim olarak nitelendirildi. Meclisinizin reform programını takdir ederek Türkiye için denetim sürecinin büyük çoğunlukla sona erdirilmesini memnuniyetle karşıladık" diye konuştu.

ULUSLARARASI CEZA DİVANI'NA TARAF OLACAĞIZ

Başbakan Erdoğan konuşmasında gerçekleştirilen reformlar arasında Avrupa Konseyi üyelerinin büyük çoğunluğu gibi Türkiye'nin de Uluslararası Ceza Divanı'na taraf olmasını sağlayacak yasal değişikliklerin de bulunduğunu hatırlattı. Bu çerçevede Türk Ceza Yasası'nda soykırım ve insanlığa karşı suçları da çağdaş normlar çerçevesinde düzenlediklerinin altını çizen Erdoğan, Türkiye'nin yakın bir gelecekte Roma Statüsü'nü onaylayarak Uluslararası Ceza Divanı'na taraf olacağını da ilan etti.

Erdoğan, bugünün Türkiye'nin AB'ye katılım süreci açısından özel önem taşıyan bir gün olduğunu belirterek, komisyon raporunun ve tavsiyesinin olumlu tonunun birliğin siyasi liderlerinin ortaya koyacağı güçlü siyasi iradeyle karşılık bulacağına inandıklarını vurguladı. Katılım müzakerelerinin 2005 yılının ilk yarısında başlamasıyla, uzun zamandır yürünen bir yolun son dönemecine girmeyi temenni ettiklerini kaydeden Başbakan Erdoğan, "Türkiye'nin üyeliği kısa sürede gerçekleşmeyecektir. Tabiatıyla Türkiye bu süreci makul bir zaman diliminde tamamlamayı ümit etmektedir. Türkiye bu amaçla üstüne düşeni yapacaktır" mesajını verdi.

KIBRIS MESAJI

Başbakan Erdoğan, konuşmasında Kıbrıs konusuna ilişkin de önemli mesajlar verdi. Hükümetin Kıbrıs konusunda yapıcı bir tutum sergilediğine dikkat çeken Erdoğan, sorunun adil ve kalıcı bir biçimde çözümü yolunda Türkiye tarafından sergilenen kararlılık ve BM Genel Sekreteri'nin kapsamlı bir uzlaşı elde edebilmek için gösterdiği çabalara yapılan olumlu katkıların uluslararası toplum tarafından da takdirde karşılandığını söyledi. Kıbrıs'taki referandum sürecinin olumlu bir sonuç vermediğini hatırlatan Erdoğan, "Referandum sonuçları Kıbrıs'ta yeni bir durum yaratmıştır. BM Genel Sekreteri Kıbrıs'taki iyiniyet misyonuna ilişkin raporunda 'Kıbrıs Türk tarafındaki referandum sonucunun Kıbrıs Türkleri üzerinde baskı kurmak ve onları tecrit etmek için geçerli herhangi bir sebep bırakmadığını' açıkça vurgulamakta ve tüm devletleri, hem ikili düzeyde hem de uluslararası kuruluşlarda, Kıbrıs Türklerini tecrit eden ve kalkınmalarını önleyen gereksiz kısıtlama ve engelleri ortadan kaldırma yolunda işbirliği yapmaya davet etmektedir" dedi. Referandumun üzerinden 6 ay geçtiğini belirten Erdoğan, uluslararası toplumun Kıbrıs Türklerinin tabi olduğu siyasi, ekonomik, sosyal ve kültürel tecridi kesin biçimde sona erdirmesinin ve onlarca yıldır uygulanan haksız ekonomik ambargonun kaldırılmasının zamanının geldiğini söyledi. Erdoğan, doğrudan ticaret, kültür ve ulaşım bağlarının kolaylaştırılabilmesi için somut önlemler alınmasını istedi. Erdoğan, Avrupa'da işbirliğini geliştirmeyi hedef alan bir örgüt olarak Avrupa Konseyi'nin bu doğrultuda öncü rol oynayabileceğine inandıklarını vurguladı.

KONSEYE 'İKÖ İLE YAKINLAŞMA' ÇAĞRISI

Konuşmasında uluslararası terörizmle mücadeleye ilişkin de önemli mesajlar veren Başbakan Erdoğan, ülke güvenliklerinin ve özgürlüklerin en büyük tehditçisinin terörizm ve kitle imha silahları olduğunu söyledi. Terörizmin günümüzde küresel bir nitelik kazandığını ifade eden Erdoğan, terörle mücadelede yeni bir birlik ve dayanışma anlayışına ihtiyaç olduğuna işaret etti. "Dünyanın neresinde meydana gelirse gelsin terör eylemleri insanlığı herhangi bir ayrım gözetmeksizin bir bütün olarak hedef almaktadır" diyen Erdoğan, terörizmin ulusal ve bölgesel sınır tanımadığını, tek bir din veya dava ile özdeşleştirilemeyeceğini dile getirdi. Terörizmin insanlığa karşı bir suç olduğunu ve hiçbir şekilde meşru görülemeyeceğine işaret eden Erdoğan, Türkiye'nin Avrupa Konseyi'nin terörizmle mücadele konusunda normatif ve pratik alanda daha aktif rol oynamasını desteklediğini bildirdi. Erdoğan, bu bağlamda konseyin kültürler ve dinler arasında diyalog ve anlayışı geliştirmek amacıyla İslam Konferansı Örgütü ile temaslarını yoğunlaştırmaya davet etti. Erdoğan, her iki örgütün de üyesi olarak Türkiye'nin bu doğrultura gereken çabayı harcamaya hazır olduğunu söyledi.

Erdoğan konuşmasının sonunda Irak'ta yaşanan son gelişmelere de değindi. Irak'taki güvenlik boşluğu, burada kanun ve düzenin yeniden tesisine, ülkenin yeniden imarına ve rehabilitasyonuna yönelik insani çabalara yardımcı olan tüm taraflar için ciddi bir endişe kaynağı olduğunu dile getirdi. Geçici hükümete yetki devrinin, normalleşme yönündeki ilk adımı teşkil ettiğini belirten Erdoğan, ancak siyasi istikrara giden yolun hala mayınlarda dolu olduğunu söyledi. Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Irak Geçici Hükümeti'ne ülkede güvenlik, istikrar ve refahı sağlama yönündeki zor görevinde yardımcı olmaya devam edeceğiz. Irak'ta istikrarın yeniden tesis, toprak bütünlüğünün ve siyasi birliğin korunması, toplumun tüm kesimlerini temsil eden bir hükümetin kurulması ve bu ülkenin yeniden imarı Türkiye ve bölge bakımından hayati önem taşımaktadır. Aynı zamanda Irak ve komşuları arasında bizim girişimimizle başlatılan istişare mekanizmasındaki rolümüz sürmektedir. Terörden kurtulmuş, kendisiyle ve komşularıyla barışık ve uluslararası topluma tam olarak entegre olmuş bir Irak görmek istiyoruz. Türkiye'nin istikrarlı bir Irak'ın kurulması dışında başka bir gündemi yoktur."

Erdoğan konuşmasını, "Kişisel ve siyasi özgürlükler, insan hakları, hukukun üstünlüğü gibi ortak değerlere bağlılığımızı ve yeni Büyük Avrupa genelinde ve ötesinde güvenlik ve demokrasiyi yerleşik kılmak amacını taşıyan ortak arayışımıza yönelik taahhüdümüzü yineliyorum" diyerek tamamladı.

En Çok Aranan Haberler