Yorgancıoğlu: Müzakereler, Rumların AB dönem başkanlığında da devam etmeli

Kıbrıs Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı Özkan Yorgancıoğlu, Kıbrıs müzakerelerinin, Rumların Avrupa Birliği (AB) Dönem Başkanlığı süresince de devam ettirilmesi gerektiğini söyledi. Yorgancıoğlu, "Rumların AB Dönem Başkanı olmaları bir risk yaratacaktır. Bize burada düşen gören Kıbrıslı Türklerin çıkarlarını koruyarak müzakerelere devam etmektir." dedi.

Cihan Haber Ajansı'na konuşan Özkan Yorgancıoğlu, Kıbrıs'ta müzakerelerin sekteye uğratılmaması gerektiğini söyledi. Rumların Avrupa Birliği'ne (AB) girmesiyle başlayan riskin AB Dönem Başkanlığı'nda da var olacağına vurgu yapan Yorgancıoğlu, "Biz bugün istesek de istemesek de, bunu kabul etmiyoruz desek de, Kıbrıs Rum kesimi uluslararası alanda tanınan bir ülkedir. Uluslararası hukukun gerekleri onlar için işliyor. Bize burada düşen görev Kıbrıslı Türklerin Kıbrıs’taki çıkarlarını koruyarak görüşmeleri devam ettirmektir." ifadelerini kullandı.

"Bu yolda Kıbrıslı Türklerin çıkarlarını gözeten, sürekli öneriler hazırlayıp masaya taşıyan Sayın Talat’ın döneminde olduğu gibi onları açmaza almaktır. Veya çözümü zorlamaktır." diyen Yorgancıoğlu, "Aksi taktirde yine Kıbrıslı Türklerin bizim endişe ettiğimiz gibi uluslararası camiadan dışlanması gibi sonuç ortaya çıkacaktır. Biz Kıbrıs’ta uluslararası hukukun ve Birleşmiş Milletler (BM)’in parametrelerinin dışında bir B planı olmasını kabul etmiyoruz." şeklinde konuştu.

Kıbrıslı liderlerin, uzlaşıya varmak adına iç konularda yeterinde gayret sarf etmediklerine vurgu yapan Yorgancıoğlu, "Özellikle Eroğlu, 'Sayın Talat’ın bıraktığı yerden devam edeceğim' demiş olmasına rağmen, onun gerisinde pozisyon takınmış olması, 2004’te referandumda evet diyen Türk tarafının elde ettiği, dünyaca pozitif imajın gerilemesine neden olmuştur." dedi.

Talat ile Rum Yönetimi lideri Dimitris Hristofyas’ın ulaştığı bazı konuların olduğunu, Eroğlu'nun bu konuları askıya aldığını savunan Yorgancıoğlu şunları söyledi: "Bu uzlaşılardan bir tanesi de 4 Ocak paketi olarak bilinen ve içerisinde birçok unsurun yanında çapraz oyunda olduğu bir durumdu. Bu konuların bütününde bir uzlaşı sağlanmamıştı; ama ayrı ayrı bunlar görüşülerek büyük oranda bir uzlaşı sağlanmıştı. Sayın Eroğlu geldiğinde bunların bazılarından vazgeçtiğini bazılarını masadan çektiğini söylüyor. Sayın Downer’in yaptığı ve Türkçe tercüme edilirken tercüme edilmeyen İngilizce metne bakarsanız eğer dört Ocak paketini ve çapraz oyun Türkler tarafından son anda kabul edildiğini ama kabul edilirken de uluslararası konferansın şart koşulduğunu ifade ediyor. Ve bunun son dakika yapıldığı için de uluslararası konferans şart koşulduğu için de kabul görmediğini belirtiyor. Yani Türk tarafının bir yanlışına işaret ediyor. Türk tercümesi yapılmasa bile politika yürütürken işin gerçeklerine bakmak gerekir."

"EROĞLU MÜZAKERELERİ YÜRÜTEN KİŞİ DEĞİLDİR; GÖRÜŞMELERDE SADECE FİZİKİ OLARAK DURMAKTADIR"

Derviş Eroğlu'nun müzakereleri yürüten kişi olmadığını ifade eden ve Eroğlu'nun müzakerelerde sadece fiziki olarak bulunduğunu ileri sürek Yorgancıoğlu, Talat, "Kıbrıslı Türklerin çıkarlarını gözetip sürekli politika üretip masaya taşıma açısından çok daha başarılıydı. Sayın Eroğlu zaten baktığınızda görüşmeleri yürüten kişi değildir. Görüşmelerde fiziki olarak durmaktadır. Ama görüşmeleri ne yazık ki Eroğlu’nun Özel Temsilcisi Kudret Özersay yürütmektedir. Bu da bilinen bir gerçektir. Acıdır belki ama bir gerçektir." diye konuştu.

"KKTC'DE, SONDAJ YAPILAN YERDE BİR REZERVİN OLDUĞUNDAN ŞÜPHELİYİM"

KKTC'de önceki gün başlatılan petrol arama çalışmaları ile alakalı olarak konuşan Yorgancıoğlu, arama yapılan bölgede herhangi bir rezervin olduğundan şüpheli olduğunu aktardı. Yorgancıoğlu şöyle devam etti: "Bu çalışmalar, toplumla paylaşılmıyor. Paylaşılmadığı için de yorum yapmak zor oluyor. Ama şu bir gerçektir. Hiçbir siyaset karşılıklı üzerine olmamalıdır. Bilimsel verilere dayalı olmalıdır. Ve toplumsal çıkarları gözeterek olmalıdır. Umarım bulunur. Ama o bölgede olduğu hakkında benim kişisel kuşkularım vardır. Ayrıca bunun politik bir karşılık olduğu ile ilgili olarak da endişelerim vardır."

Son olarak Türkiye'den Kıbrıs'a verilecek olan barış suyu ile alakalı olarak da açıklama da bulunan Yorgancıoğlu, bu suyun iki halkın arasındaki pozitif algıyı güçlendireceğine değindi.