HABER

Yorulan kalbinizin sesine kulak verin

Kalpte çarpıntı hissi birçok kişinin sıkça yaşadığı bir sorun. Çoğu kez strese, aşırı kahve içimine ya da alkol dozunu biraz aşmaya bağladığımız bu problem kalp hastalıkların habercisi olabiliyor. Üstelik tedavi edilmediğinde inmeye yol açma riski 5 kat artıyor. Sakın "benim kalbim sağlamdır" diye düşünüp kalp sağlığınızı ihmal etmeyin. Bu söylenenlere kulak verin!

Yorulan kalbinizin sesine kulak verin

Kalp ritm bozuklukları en sık rastlanan kalp hastalıklarında biri. Sadece Amerika'da 2 milyon insan bu sorun nedeniyle doktora başvuruyor. Türkiye'de de nüfusun üçte biri bu hastalıktan muzdarip. Ve maalesef bu rakam sadece eldeki istatistik verilerden oluşuyor. Belki de bu riski taşıyan çok daha fazla kişi var. Ve siz de bu riskle beraber yaşıyor olabilirsiniz !

Kalp ritm bozukluğunun ne olduğunu anlamak için öncelikle kalbin nasıl çalıştığını anlatmak gerek. İnsan kalbi son derece kompleks yapıda ve içerisinde elektriksel bir yapı var. Bu sayede kalp atımları belli limitler içinde ve düzenli olarak gerçekleşiyor.Peki nasıl bozuklukluk oluyor? Bu sorunun yanıtını Acıbadem Bursa Hastanesi Başhekimi ve Kalp Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Sertaç Çiçek verdi.

Prof. Dr. Çiçek, "İnsanlar sinüs ritmi dediğimiz bir atım ritmi ile doğuyorlar. Bu ritm dakikada 60 ile 100 arasındadır ve önce atrium dediğimiz kulakçıkların kasılması daha sonra kanın karıncıklara boşalmasını sağlayacak bir ritmdir. Kalp atımları düzensiz olur ise ortaya ritm bozuklukları çıkıyor ki bu ciddi bir problemdir. Farklı düzeylerde ritim bozuklukları vardır. Bunlardan en sık görüleni de insanlarda artriyal fibrilasyon dediğimiz kalp kulakçıklarının düzensiz atması nedeni ile ortaya çıkandır. Türkiye'de yaklaşık %3 oranında görülüyor ki bu ciddi bir rakamdır." dedi.

İNME RİSKİNE DİKKAT!

Diyelim ki size de kalp ritm değişikliği tanısı kondu. Bu durumda hiç vakit kaybetmeden tedavi yoluna gitmelisiniz. Neden mi? Çünkü kalp ritm bozukluğunun en önemli riski inme denilen hastalık. Kalp atımları düzensiz olduğu takdirde kalp içerisinde kan akımının normal boşalması sağlanamadığından kan akımında tıp dilinde "staz" diye adlandırılan bir durağanlık oluşuyor. Bu da pıhtılaşmayı arttırıyor. Pıhtılaşma artınca da inme riski o oranda artıyor. Harvard Medical School'dan Kalp Damar Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Sary Aranki, "Düzensiz atımlar veya durağanlık nedeni ile kalp içinden kalkan pıhtıların özellikle de sinir sistemi ve beyine gitmesi sonucunda inme denilen insan yaşamını çok ciddi boyutlarda etkileyen tablolar ortaya çıkabiliyor." diyor. Bu hastalarda inme riski normal ritmli hastalara göre, özellikle de ileri yaşta yaklaşık 5 kat daha artıyor.

TEDAVİDE 3 SEÇENEK VAR

Tedavi alternatifleri arasında en yaygın olarak ilaçla tedavi uygulanıyor. Ancak bazı hastalarda bu seçenek yeterli olmuyor. Bu durumda "kardiyoversiyon" adı verilen elektrik şoku ile atımların normale çevrilebilmesi işlemi yapılıyor. Daha komplike vakalarda sorunlu elektrik akımlarının düzeltilmesi gerekiyor. Bu durumda cerrahi tedavi tercih ediliyor. Dr. Aranki, operasyonu şöyle anlatıyor: "Artrial fibrasyon evdeki bozuk bir elektrik kablosu gibidir. Nasıl ki kabloda bir kısa devre olursa televizyonunuz çalışmaz. Bir elektrik kablosundaki sorun gibi kalbin de elektrik akımında sorun olduğunda kalp atımları düzensiz hale gelir. Cerrahi olarak kısa devreyi ortadan kaldırmak ve iletiyi normal hale sokarak düzenli atımlara kavuşmak mümkün olabilir.

En Çok Aranan Haberler