SASGEM tarafından düzenlenen geleneksel Çarşamba Konferanslarının bu haftaki konuğu kurduğu seyyar aşhane ile evsizlere çorba dağıtan SAÜ Siyasal Bilgiler Fakültesi öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Mahmut Karaman oldu.Sakarya Üniversitesi Akademik ve Sosyal Gelişim Merkezi (SASGEM) tarafından düzenlenen “Aşhane, Komşular Aç Yatmayacak, Sivil Toplumun Yeniden İnşası” başlıklı konferansa konuşmacı olarak SAÜ SBF öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Mahmut Karaman konuşmacı olarak katıldı. Yrd. Doç. Dr. Karaman, akademisyen yönünün yanısıra, İstanbul’da kurduğu seyyar aşhane ile kimsesizlere ve yoksullara çorba dağıtmasıyla biliniyor.İstanbul’da yoksullara yönelik olarak yaptığı faaliyetin kendisine sıklıkla sorulduğunu belirten Karaman “Bu konuyu anlatmam isteniyor. Kendi fakültemden bu davet gelince hayır diyemedim” diyerek konuşmasına başladı. Merhamet seferberliği adı altında yıllardır, sivil, bağımsız ve bireysel olarak faaliyet yürüttüğünü ifade eden Karaman ““Bu faaliyetlerimizi kamusal alana yaymaya, taşımaya ve toplumsal olan bu meselenin yine toplum tarafında çözülmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu, toplumun bir ferdi olarak kendi adıma küçük bir adım atma çabasıdır” şeklinde konuştu.Karaman sözlerini şöyle sürdürdü: “Bana hep Aşhane olayının nereden aklıma geldiği soruluyor ve açıkçası cevaplamakta zorlanıyorum. Bu durum zaten hiçbir zaman aklımdan çıkmadı. Çünkü ben de onların içindeydim, onlarla aynı yerden geliyorum. Bundan bir yıl önce bir minibüs aldık ve minibüste birtakım teçhizat çalışmaları yaparak mutfağa dönüştürdük. O günden beri İstanbul’da geceleri yaklaşık 200 km yol yaparak evsizlere çorba dağıtıyoruz. Daha sonra bu olay sosyal medyada da öne çıktı. Kadıköy’den çıkıp yedi sekiz saat dolaşarak ortalama 500 kişiye çorba dağıtmaktayız. Ancak bana göre ben sadece çorba dağıtmıyorum, başka bir şey yapıyorum. Çorba, sadece bir simgedir. Ben çorba eksenli bir seferberlik başlatıyorum” dedi.Çorba dağıtma olayının medyada bir kahramanlık olarak sunulduğunu kaydeden Karaman “Haber değeri taşıyan şey birinin yoksullara çorba dağıtması değil, bu toplumda birinin sokakta aç kalması ve sokakta kalmasıdır. Bu toplum, ne kadar ahlaki vazifelerini unuttu da birisinin bir kişiye çorba vermesini çok büyük bir olay olarak gördü. Hâlbuki çok değil, birkaç kuşak öncesinde yaşayanlar, bu işi her gün yapıyordu. Bu durum normal, sıradan, basit bir şeydi. Bugün ise ne yazık ki kahramanlık olarak tanımlanıyor” ifadelerini kullandı.İnsanların bir birey olarak vazifeleri olduğu gibi bireysel gücünün yetmediği alanlarda toplumsal ortaklıkla çözebileceği görevleri olduğuna dikkat çeken Karaman “Bu tür toplumsal olarak çözülmesi gereken sorunları, tüm toplum birlikte hareket ederek çözebilir. Ancak bugün Türkiye’de toplumsal problemlere yönelik çözümler ya idari ya siyasidir. Mesela, Osmanlı’da varsıl-yoksul arasında büyük siteler, kapalı alanlar, arka sokaklar gibi mekânsal farklar olmadığından insanlar birbirlerini tanır, birbirlerinin sorunlarını bilir ve beraber çözüm getirirlerdi. Herkes kendi bireysel ahlaki vazifesini bilir ve gereğini yapardı. Fakat az önce değindiğim devletin sosyal devlet politikaları, sosyal belediyecilik, çeşitli dernek ve vakıfların kurulması ile insanlar bireysel yükümlülüklerini devlete ve teşkilatlara devretti. Bugün insanlar fakir komşusunu belediyeye veya vakfa bildiriyor. Komşusunun haline üzüldüğü halde bir kap yemek götürmekten aciz kalıyor. Biz, işte bunlarla mücadele ederek sivil toplumu yeniden inşa etme amacını taşıyoruz” şeklinde konuştu.Çorba faaliyeti olmak üzeri yaptıkları tüm faaliyetleri ‘bir ahlak ayaklanması’ olarak nitelendiren Yrd. Doç. Dr. Karaman “Aşhane olarak bizim siyasi ve cemaat kimliğimiz yok. Maalesef toplumumuz siyaseti çok fazla hayatlarının merkezine koydu ve hatta bireyler kişiliklerini bunun üzerine oluşturmaya başladı. Bu tür ayrıştırıcı değerler yerine yaratışımızdan gelen sevgi, merhamet gibi değerler üzerine inşa edilen ilişkiler, daha güçlü olur. İyiliği yayarak kötülükle mücadele edilebilir. Çorba faaliyeti başta olmak üzere yaptığımız tüm faaliyetleri “bir ahlak ayaklanması” olarak tanımlıyorum. Toplumumuzun hala özünü koruduğuna ve bu siyaset ve ekonomik merkezden kurtulup tekrar ahlak merkezli toplum düzenine kavuşacağını düşünüyorum” dedi.Yrd. Doç. Dr. Mahmut Karaman, Sakarya Üniversitesi’nde bursa ihtiyacı olan öğrencilerin olduğunu belirterek “Her öğrenci ve öğretim üyesinden 1 lira alınsa bile bu öğrencilerin bu burs ihtiyacı karşılanabilir. Ancak bu konude kimse üzerine düşeni yeterince yerine getirmediği için bu sağlanamıyor” diye konuştu.Konferansın ardından Karaman’a, SBF öğretim üyesi Doç. Dr. İrfan Haşlak tarafından teşekkür hediyesi takdim edildi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz