Üroloji Uzmanı Doç. Dr. Tolga Akman, prostat kanseri hakkında açıklamalarda bulundu. Doç. Dr. Akman, yüksek proteinli diyetlerin prostat kanseri riskini arttırdığını söyledi.
Prostat kanseri dünya’da erkekler arasında en sık görülen kanserlerden. Prostat kanserinde hastalarda teşhis öncesi belirgin bir şikayet bulunmayabiliyor. Medicana Bahçelievler Hastanesi Üroloji Uzmanı Doç. Dr. Tolga Akman prostat kanseri hakkında önemli bilgiler verdi.
Erken teşhis durumunda cerrahi müdahale ile birlikte prostat kanserinden kurtulmanın mümkün olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Tolga Akman, ’’Genellikle 50 yaşından sonra erkeklere yıllık PSA (Prostat kontrolüne has bir kan testi) testi ve muayene olmaları önerilmektedir. İleriki yaşlar ile karşılaştırma yapılabilmesi için 40 yaşında bir kez PSA testi bakılması tavsiye edilmektedir. Eğer 40 yaşında bakılan PSA değeri 1 ng/ml’nin üzerinde ise bu kişilerin 2 yıl aralıklar ile takip edilmesi uygun olacaktır. Ayrıca ailesinde prostat kanseri olan birisi varsa 45 yaşından sonra yıllık PSA testi yaptırmaları ve muayene olmalarını öneriyoruz. Prostat kanserinin kesin tanısı biyopsi ile konulmaktadır’’ diye konuştu.
’’Ailenizde prostat kanseri geçmişi varsa risk grubundasınız’’
Ailede prostat kanseri olanlara dikkat çeken Doç. Dr. Akman, ’’Yapılan araştırmalar doğrultusunda prostat kanserinin nedenleri nelerdir, tam olarak bilinmemektedir. Bazı çevresel faktörlerin örneğin yağlı yiyeceklerin, yüksek proteinli diyetin, alkol ve sigara kullanımının prostat kanserine neden olabileceği savunulmaktadır. En önemli iki risk faktörü vardır. Bunlar; yaş ve ailede prostat kanseri bulunmasıdır. Çeşitli çalışmalar prostat kanserinin aileden yani kalıtsal olarak gelişim gösteren bir kanser olduğunu göstermiştir. Prostat kanseri genel olarak 50 yaş ve üzeri erkeklerde görülür. Sinsi bir hastalık olduğu için de anlaşılması mümkün değildir ve sıklıkla erken belirti vermemektedir. Bu nedenle düzenli üroloji muayenesi ve PSA testi yaptırılması çok önemlidir’’ dedi.
Ameliyat sonrası bu önerilere dikkat
Ameliyat sonrası bir haftalık dönemi hastaların mutlaka evde dinlenerek geçirmesi gerektiğini belirten Doç. Dr. Akman, sözlerine şöyle devam etti: ’’Prostat kanseri ameliyatı sonrasında idrardan açık renkli gelen kan normaldir. Fakat idrardan gelen kanın rengi pembe ve kısa süreli olmalıdır. Uzun süreli ve kırmızı renkli kan gelmesi durumunda muhakkak doktora gidilmesi gerekir. Ameliyattan sonraki 1 haftada kendinizi zorlayacak ıkınma hareketlerinden kaçınmak gerekir. Hastalar ağır kaldırmaktan kaçınmalı, belli bir süre araç kullanmamalıdır. Kabızlık yapabilecek ağır yiyeceklerden uzak durulması gerekir. Ameliyat sonrasında tamamen iyileşme süresi ise 1-2 aylık bir süreç olacaktır’’.
Prostat kanseri ameliyatı sonrası önemli bir diğer noktanın idrar kaçırma ve sertleşme bozukluğu olduğunu ifade eden Doç. Dr. Akman, ’’Sinir koruyucu radikal prostatektomi yapılmışsa sertleşme sorunu 1-2 yıl içinde hastanın yaşına, ameliyat öncesi sertleşme durumuna, şeker hastalığının olup olmamasına bağlı olarak yüzde 70 oranında düzelecektir. İdrar kaçırma ise yine hastanın yaşına, performansına, vücut dinçliğine, eşlik eden şeker hastalığı gibi sistemik hastalıkların olup olmamasına göre yüzde 90 oranında düzelecektir’’ şeklinde konuştu.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz