Bir Steakhouse mekanına gittiniz. Çoğu mekanın girişinde sizi tavana asılmış etler karşılıyor. Normal zamanlarda Kurban Bayramı'ndan ve adak keseceğiniz zamanlardan başka bir anda kocaman danaları derisinden ayrılmış ve kanlar içinde görseniz üzülür ve hatta mide bulantısı yaşarsınız. Ama Steakhouse'larda bu manzaraya karşı yemek yiyor ve alışveriş yapabiliyorsunuz. Tavana asılı bu etlerin üzerlerinde isimler yazılı. Bir bakıyorsunuz Demet Akalın, bir daha bakıyorsunuz Sinan Akçıl... Hayır efendim bu isimler etlere konulan adlar değiller. Daha önceden bu dükkanlara gelip kendileri için ayırttıkları etleri bekleten ünlü simaların isimleri.
Türk halkı gerçekten iyi pişmiş etleri sever ve yerler. Steakhouse dükkanlarında dilediğiniz kadar 'çok pişmiş' sipariş verin yine de içi kanlı etlerle karşılaşırsınız. Batılı ülkeler etleri her zaman kanlı severler. Yurtdışına çıktığınızda çok pişmiş bir et yeme olasılığınız çok azdır. Oysa Türk mutfağında kebapların bile arasından şiş geçirilerek etin hem içinin hem dışının pişmesi sağlanır.
Türk mutfağında etler sadece kurbanlarda kesildiği gün yenilir. Geri kalan günler etler dinlendirilir ve salamura edilir. Oysa ki Steakhouse dükkanlarında etler kesildiği gibi pişirilip servis ediliyor. Salamura yerine taze baharat sunuluyor. Dinlenmemiş ve salamura edilmemiş etler değişik bir kokuya sahip olabiliyor.
Özellikle anneler evlerinde 200 gr kıymayı daha fazla göstermek adına, köfte yoğururken içerisine bayat ekmek katarlar. Steakhouse dükkanlarında hamburger köftelerinin ekmeksiz hazırlandığı ve en düşük gramajın 350 gr olduğunu biliyor muydunuz? Ve üstelik dışarıdan aşırı lezzetli gözüken bu köftelerin bıçağı sapladığınız an iyi pişmediğini görüyorsunuz. Ayrıca Steakhouse'larda yemeye çalıştığınız bu kocaman ve kanlı et topları oldukça pahalı!
Steakhouse'larda şaşlık dana bonfileden yapılır. Özel marinasyonunda 1 hafta dinlenir ve fazla pişirilmez. Küçük porsiyonlarla satılır. Oysa ki Türk mutfağında şaşlık kocaman et parçalarıyla hazırlanır. Aslında bildiğimiz şiş kebap bonfiledir.
Kanlı etleri yiyemediğimizden ve aç kaldığımız için gözlerimiz hemen etlerin yanında servis edilen patates kızartmalarıyla buluşur ve yemeye başlarız. Ama o da ne? Patates kızartmaları her zaman her Steakhouse mekanında aşırı tuzludur.
Steakhouse'larda menü bulunmaz. İsterseniz de gelmez. Başınızda bulunan yardımcı arkadaşlar neler yiyebileceğinizi size sayar ya da saymaz ve en çok satılanları tavsiye ederler. Asla fiyatlarını hesap gelmeden öğrenemezsiniz. Oysa Türkler daha mekana girmeden kapılarda duran menülerden fiyatlara göz atarak o mekanda yiyip yemeyeceklerine karar veren insanlar değil midir?
İnanılmaz bir gerçek daha... Bu mekanlarda yemek yiyebilmek için sıraya girmeniz gerekiyor. Oysa Türk milleti 'üst katta aile salonumuz vardır' seslerini duymak ve açık havada yer yoksa bile kapalı alanda karnını doyurmak istiyor.
Harbi Kebap Severlerin Evde Yapabileceği 10 Farklı Kebap Tarifi İçin Tıklayın.