Yunan mitolojisinde Herakles, Roma Mitolojisi'nde Herkül olarak geçen, tanrıların kralı Zeus ile Miken kralının kızı Alkmene'nin oğlu...
Zeus ve Alkmene'nin yakınlaşması biraz farklı olmuş çünkü ölümlü kadını beğenen Zeus efendi kocasının kılığına girerek kadına yaklaşıp ilişki yaşamış.
Herkül tanrısal bir güç ile doğan "yarı tanrı" bir varlıktı. Zeus'un karısı Hera'nın gönderdiği iki zehirli yılanı öldürdüğünde henüz birkaç günlük bebekti.
Çok iyi bir eğitim alan Herkül ok atma, at sürme ve güreşmede çok yetenekliydi. 18 yaşına geldiği zaman Kitharion ormanlarında yaşayan ünlü canavarı öldürdü. Kendisine ödül olarak Thebai kralının kızı Megara verildi. Bu kızdan üç oğlu oldu.
Başından beri Herkül'den nefret eden Hera Herkül'ü çıldırtmış, kendi karısını ve çocuklarını öldürmesine sebep olmuştu.
Suçlarından arınması için Miken kralı Eurystheus'un hizmetine girip, onun her istediğini yapması gerekti. Kralın Herakles'e yaptırdığı 12 işe mitolojide Herakles'in 12 görevi veya işleri denir.
Ayrıca Kafkas dağlarında zincire vurulmuş Prometheus'u işkenceden kurtarması ve Kyknos, ve Antaios'u öldürmesi mitoloji tarihine geçti.
Babası ölümlü olmasına rağmen annesi su tanrıçası Thetis olduğu için bir yarı tanrı sevgili Aşil.
Dünyanın gelmiş geçmiş en büyük savaşçısı olarak kabul edilen Aşil, haliyle Yunan mitolojisinin en önemli kahramanlarından biri olarak anılıyor.
Homeros'un MÖ 720'lerde yazmış olduğu onaltı bin dizelik İlyada eserinde de yer alan büyük savaşçı, Truva Savaşı kahramanlarının başında geldiği için ve birçok kez filmlere konu oldu.
Sadece ayak bileğinden öldürülebilmesi İlyada'da şöyle tasvir ediliyor;
"...Annesi Thetis oğlunu ölümsüzlük nehri Styx'de yıkarken elini suya değdirmemesi öğütlendiği için onu sol topuğundan tutup suya batırmıştır. Yalnızca oradan vurulursa öleceğine inanılır. Efsaneye göre öleceğini bildiği halde Helen'i geri almak için yapılan ve en büyük savaş kabul edilen Truva Savaşı'na adının sonsuza kadar anılması için katılmış ve Truvalı prens Paris tarafından sol topuğundan okla vurularak ölmüştür."
Egeus (bazı kaynaklarda Poseidon olduğu söylenir) ve Ethra'nın çocukları olan, Atina'nın efsane kralı...
Efsaneye göre, "Atina'nın kadim krallarından Egeus, çeşitli kadınlarla evlenmesine rağmen çocuk sahibi olamaz ve sonunda Troezen kralının kızı Ethra ile evlenir. Ethra, Egeus'tan, bir söylentiye göre ise yüzerken birlikte olduğu Poseidon'dan hamile kalır. Egeus çocuğun doğmasını beklemeden Atina'ya döner, ancak gitmeden önce sandaletini ve kılıcını dev bir kayanın altına bırakır ve Aethra'ya çocuğun büyüdüğünde kayayı kaldırıp emanetlerini alabileceğini, böylece hanedana mensup olduğunu ispatlayabileceğini söyler."
Büyüdüğünde kayayı kaldırıp babasının bıraktığı kılıcı ve sandaletleri alan kahraman, kral olan babasının yanına gidiyor. Zaten macera da bundan sonra başlıyor diyebiliriz...
Girit kralı Minos'a yenilen Atinalılar, barış anlaşması gereğince "dokuz yılda bir, Minotor adlı öküz başlı canavara yedi genç kız ve erkeği kurban etmek" kuralını uygulamak zorunda kalıyorlar . Burada Theseus devreye giriyor ve canavarla savaşmaya gönüllü oluyor. Babasına; eğer başarılı olursa dönüş yolunda beyaz bir yelken açacağını söylüyor.
Bu arada bir de prensesimiz var. Kral Minos'un kızı Ariadne, Theseus'a abayı yakıyor ve Minotor'un içinde bulunduğu labirentten çıkabilmesi için ona bir ip yumağı veriyor. Minotor'u çıplak elleriyle öldüren, Atinalı gençleri kurtaran ve ip yumağını kullanarak labirentten çıkmayı başaran Theseus. Ariadne'ı da yanına alıp Atina'ya yelken açıyor ancak (nasıl bi aşksa bu) Nakşa adasında mola verdiklerinde güzel hatunu adada "unutuyor".
Yolculuğun başında babasına bir söz vermişti Theseus hatırladınız mı?
Atina'ya yaklaştıklarında da beyaz yelkeni çekmeyi unutuyor bu kahraman... Kıyıdan koyu renk yelkeni gören baba Egeus, denize atlayarak canına kıyıyor...
(Ege Denizi'nin adını bu olaydan aldığı söylenir.)
Learthes ve Antikleia'nın çocukları olan Odisseas, Aşil gibi zamanın ünlü hekimi Kheiron'dan eğitim aldı.
Mitolojik kaynaklarda en büyük özelliğinin zekası olduğu söylenen kahraman ünlü Truva Savaşı'nın kazanılmasında en büyük etkenlerden biriydi.
Dünyanın gelmiş geçmiş en büyük savaşçısı Aşil'in savaşa gelmesini sağlayan ve savaşın kilidi diyebileceğimiz truva atı olayını planlayan kendisiydi. İşin ilginç tarafı savaşa katılmak istemeyen kahraman, kendisini almaya gelen askerlere deli taklidi yapmıştı fakat babasının hatası yüzünden bu oyunu ortaya çıkınca mecburen kılıç kuşanıp savaşa gitmek zorunda kaldı.
Truva Savaşı'ndan sonra o çok meşhur destanında geçen 13 adet serüven atlattı. İlyada Destanı olarak bilinen eserin büyük çoğunluğunda Odisseas'ın serüvenleri anlatılmaktadır.
Yine Zeus'un çapkınlıklarından birinin meyvesi...
Hikaye ise hayli ilginç;
"Perseus'un büyük babası Akrisios bir kahine gidip bir erkek çocuğunun olup olamayacağını sorar. Kahin ona kızı *Danae*'nin bir erkek çocuğu olacağını ve bu çocuğun onu öldüreceğini söyler. Korkuya kapılan ve kehanetin gerçekleşmesinden korkan Akrisios, yeraltına tunçtan bir oda yaptırarak kızını oraya hapseder. *Zeus tunç odanın tavanındaki bir yarıktan altın damlası şeklinde içeriye sızar ve genç kızla beraber olur.* Bu birleşmeden Perseus doğar. Ancak Akrisios bunun üzerine kızı Danae ile Perseus'u bir sandığa kilitler ve denize atar. Poseidon'un denizi sakinleştirmesi ve Zeus'un yardımı sonucu balıkçılar tarafından bulunur."
Tunç elli, altın kanatlı ve baktıkları her şeyi taşa çeviren 3 Gorgonun (Stheno, Euryale ve Medusa) içlerinden Medusa'yı kafasını kesmek sureti ile öldüren kahraman(çünkü sadece o ölümlü aralarında) , Sevdiceği Andromeda'yı kurtarmak için, Kaderin Kızları'na gider fakat efsaneye göre bir tuzağa yakalanıp su dolu bir odada sonsuza kadar kilitli kalır.
Yazık oldu dağ gibi adama :)
Yunan mitolojisinde zenginliği, gücü ve iktidarı temsil eden Altın Post'u ele geçirmek için bir araya gelen argonatların lideri, büyük savaşçı.
Post için Aiet'in krallığına giden ekip (bizim İason'un ekibi bunlar) kralla konuşuyor ve belli şartları yerine getirirlerse postu alacakları konusunda teminat alıyorlar. Fakat iş o kadar kolay değil! İason tarafından yapılması gerekenler;
*- Ateş püskürten öküzlere boyun eğdirmek
*- Başlarına boyunduruk geçirip büyük bir tarlayı sürdürmek
*- Son olarak ise ejderhayı öldürmek ve dişlerini toprağa ekmek*
idi. Ayrıca bu dişlerden savaşçılar çıkacaktı ve İason’un bu savaşçılarla savaşması gerekiyordu.
Şartlar çok ağır olsa da İason kendisine vurulan kralın kızı büyücü Medea sayesinde görevleri kolayca yapıyor (yine aşk yine zafer) fakat kral, kızının yardım ettiğini anlayınca "postu vermiyorum ben len" diye oyun bozanlık yapıyor. İason durur mu peki? Postu ve hatunu kapıp krallıktan koşarak uzaklaşıyor.
Vardıkları topraklarda evlenen ikilinin ilişkileri pek de iyi gitmiyor ve Medea İason'a "sorun sende değil bende" diyerek adamı terk ediyor. Bunu sindiremeyen İason bildiğiniz kafayı yeyip kendi çocuklarını öldürüyor.
Not: İason'un yaşadığı yer ülkemizin sınırları içerisinde, Yason burnu yarımadası, küçük ama güzel bir doğal görünüme sahip bir yarımada... Eski Ordu-Samsun karayolu üzerinde. Şimdiki sahil yolu (Bolaman-Efirli 42km, Kaynak: Türkiye Karayolları Yol Haritası) 10 Ocak 2008'den itibaren Turizme açılmıştır.