Türkiye ile Yunanistan'ın kara sınırını oluşturan Meriç Nehri'nin Yunan tarafında kalan bölgesinde boğazları kesilmiş 3 kadının cesedinin bulunması şok etkisi yarattı.
Yunan güvenlik makamları bugüne kadar ne Türkiye'de ne de Yunanistan'da rastlanan böyle bir cinayetin kimler tarafından işlendiğini anlamak için ülke çapında araştırmalara başladı.
Otopsileri süren biri 35, diğerleri, 25 ile 15 yaşları arasında oldukları tahmin edilen cesetlerin, Orta Doğu ülkelerinden ya da Kuzey Afrikalı oldukları üzerinde duruluyor.
Kadın cesetlerin arasında aile bağları olup olmadığı DNA testlerinden sonra açıklığa kavuşacağı belirtilirken; cesetlerin büyük bir ihtimalle anne ve iki kızı çocukları oldukları kanısı hâkim.
Otopsi işlemlerini üstlenen Adli Tıp doktoru Yorgos Pavlides, "20 yıllık görevim süresince böyle vahşi bir cinayet görmedim" şeklinde konuştu.
Cesetler önceki gün Meriç nehrinin Yunan tarafında kalan Pragio kıyısında, toprağını işleyen bir köylü tarafından bulundu.
Polis makamlarına göre cesetler elleri- kolları bağlı ve boğazları avcı bıçağı ile kesilmiş halde bulundu.
Cesetlerin üzerinde bulunan bilezik ve altın kolyeleler gibi cisimlerden, bu cinayetin ne tecavüzle ne de hırsızlıkla ilgisi olmadığı sonucuna varılıyor.
İlk incelemelere göre, cesetlerin bulunduğu Çarşamba gününden 4 ya da 5 gün önce işlenen bu cinayetin, kaçak göçmenlerle insan tacirleri arasında çıkan anlşamazlıklardan kaynaklamış olabileceği üzerinde duruluyor.
Yunan makamları, cesetlerin yanı başında bulunan bir cep telefonu ile iki bıçağın ilgili laboratuvarlara gönderildiğini açıkladı.
Aynı bilgilere göre Yunan makamları cinayetin açıklığa kavuşturmak için yaptığı araştırmalara paralel olarak Türk makamları ile de bilgi alışverişinde bulunuyor.
Yunan yetkililer, resmi olmayan açıklamalarında, bu tür cinayetlerin IŞİD gibi örgütler tarafından işlendiği için, göçmenlerin sırtından para kazanan insan tacirlerinin arasına bu gibi terör örgütlerinin de karışmış olabileceğini öne sürüyorlar.