Aylin Yazan
BBC Türkçe, Atina
Atina sokaklarına kemer sıkma önlemlerine karşı çıkanların astığı afişlerde Alman Maliye Bakanı Wolfgang Schauble'nin fotoğrafı var.
Yunanistan'da Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Euro Bölgesi'nin yeni kemer sıkma önlemlerinin oylanacağı referenduma 3 gün kaldı.
Araştırma şirketi GPO'nun (Greece Publis Opinion) yaptığı son kamuoyu yoklamasına göre 'Evet'in, yani AB'nin kurtarma paketini kabul edeceklerin oranı yüzde 47, 'Hayır' diyeceklerin oranı ise yüzde 43.
Evet ve hayırcıları keskin çizgilerle ayırmak güç olsa da, muhalefet ve destekçilerinin, yani merkez sağ ve üst orta gelir sınıfına mensup Yunanların oyu büyük oranda "Evet"ten yana.
'Hayır'cılar ise genel anlamda iktidardaki Syriza'nın destekçilerinden, yani solcular ile büyük oranda gençlerden ve bazı aşırı sağ gruplardan oluşuyor.
TIKLAYIN - YUNANİSTAN'IN 'ZOR AMA EVET'ÇİLERİ
Bu kez Atina Ekonomi Üniversitesi'ndeyim. Devlet üniversitesinin "OXI" (Yunanca 'hayır') posterleriyle kaplı koridorlarından ulaşılan bir anfide toplanmışlar.
Antarsya yani Antikapitalist Sol Cephe'nin toplantısı. Öğrenci örgütlerinin temsilcileri de var, sendikalar da. Konuşma arasında sık sık anfi dışına çıkıp sigara içiliyor. O sırada hareketin üyeleriyle konuşuyorum.
"Hayır demekteki amacımız Euro'dan çıkmak değil" diyen de var, "Avrupa Birliği Avrupa'daki kapitalist sistemin kalesi olduğu için hayır oyu kullanacağım" diyen de…
'Sistem çıkmaza girdi'Psikoloji bölümünde okuyan 20 yaşındaki Sylvia "Arkadaşlarımın çoğu hayır diyecek, ama sadece üniversite sisteminden hoşnut olmadıkları ya da geleceklerinden endişe ettikleri için değil, şu anda yaşadığımız sistem çıkmaz bir yol olduğu için. Avrupa Birliği bizi sürekli tehdit ediyor. Halkın buna bir cevap vermesi lazım. Bu yüzden, benim gibi onların da çoğunun hayır diyeceğini biliyorum" diyor.
20 yaşındaki Sylvia "AB bizi sürekli tehdit ediyor. Halkın buna cevap vermesi gerek" diyor.
Avrupa Birliği'nin resmi istatistik birimi Eurostat'a göre Yunanistan'da genç işsizlik oranı Mart 2015 itibariyle %49,7. Gayri resmi rakam ise yüzde 60'lara varıyor.
29 yaşında, ses mühendisliği okumuş olan işsiz Nikos'a nasıl geçindiğini soruyorum. Bir süre sesli güldükten sonra "Bana annem, babam bakıyor" diyor.
İş bulmak için Yunanistan'dan başka bir ülkeye taşınmayı da istemiyor, "Burada kalıp savaşacağım" diyor.
Ülkenin ekonomik krizden en az etkilenmesi beklenen sektörü turizm. Bu yüzden Turizm İşletmeciliği bölümünde okuyan Lukas'ın bile endişeli olmasına ilk başta biraz şaşırıyorum. Loukas "Burada zaten gençler arasında işsizlik %60'lara varmış durumda, bu turizim sektörü için de geçerli, Yunanistan'ın bir turizm ülkesi olmasına rağmen." diye anlatıyor kaygısını.
Ses mühendisliği mezunu işsiz Lukas referandumun ülkede sınıfsal bir ayrım olacağı görüşünde.
Lukas evet ve hayırcıları da şöyle özetliyor:
"Evetçiler, bütün bankacılık sisteminin taraftarları, büyük işletmeciler, sanayiciler, armatörler, kilise, vs. Hayırcılar ise yoksul halk, emekçiler, gençler, emekliler vs. Bu yüzden bu referandum daha sınıfsal bir ayrım, yani Yunanistan halkını ayıran bir hat olacak."
'Kaybedeceğim bir birikimim yok'Üniversite koridorlarına asılan afişlerde 'Hayır' çağrıları ağırlıkta.
Gençlerin 'Hayır'a daha yakın olmasının nedenlerinden biri de, zaten kaybedecek paralarının olmaması.
28 yaşındaki Annie bir yayınevinde çalışıyor. Haftada 6 gün çalışıp ayda yaklaşık 700 euro kazandığını söylüyor. 400 eurodan fazlası kira ve faturalara gidiyor:
"Aslında politikayı çok takip etmiyorum ve doğrusu bilinçli bir karar verecek kadar bilgim de yok. Siyaseti sürekli takip etmek beni mutsuz ediyor. Ama arkadaşlarımla konuştuğumda hayır oyu vereceklerini duyuyorum. Ben de öyle yapacağım. Kaybedeceğim bir birikimim yok. Bu düzende belki birşeyler değişir diye hayır oyu kullanacağım."
Syriza'nın 'kantininde'Ocak ayındaki seçimleri kazanarak koalisyon hükümetini kuran Syriza Partisi'nin milletvekillerine, telefon ya da email ile ulaşmak imkansız.
Cevap alamadığım için Atina'nın nispeten fakir semtlerinden birinde yer alan parti genel merkezine gidiyorum.
Gösterişsiz binayı farketmek çok güç. Köşede bekleyen tek polis ve karşısındaki polis arabası sayesinde farkediyorum. Basın ofisinden, 30 yaşındaki Aliki Kosyfologou ile genel merkez binasının, normal bir okul kantininden bile küçük olan kafetaryasında konuşuyoruz.
Seçimde oyların %35'ini alan partinin görevlisi Kosyfologou, kendilerine oy verenlerin referandumda da arkalarında olacağına inanıyor.
Söze "Ben şanslı gençler arasındayım, çünkü işim var" diyerek başlayan Kosyfologou, 'işçi sınıfı, sol görüşlüler ve son yıllardaki para politikalarından çok kötü etkilenmiş olan gençlerin hayır oyu kullanacağını' söylüyor.
Referandum kararı önceki Cuma açıklandığı için kampanya yapacak çok vakitleri de yok: "Hem zaman yoktu hem de çok para ve kağıt harcamak istemedik. Bu yüzden kampanya reklamlarını sınırlı tuttuk. Daha çok sosyal medyayı etkili kullanmaya çalışıyoruz."
Yunanistan'da televizyon büyük oranda özel kanalların elinde. Kriz nedeniyle iki yıl önce kapatılan devlet televizyonu ERT kısa bir süre önce yeniden açıldı. Kosyfologou "Kamusal söylemi özel televizyonlar üretiyor. Onlar da bize karşı propaganda yapıyorlar, merkez sağ partileri destekliyor, ülkenin ekonomik durumunu olduğundan çok daha kötü gösteriyorlar" diyor.
'Biz de Avrupa'dan ayrılalım demiyoruz'Muhalefetin argümanlarından biri "hayır" oyu çıkması halinde Yunanistan'ın Avrupa'dan kopacağı.
Bunun kendilerine karşı kullanılmasını zaten beklediklerini belirten Kosyfologou, "Başbakan Alexis Tsipras her fırsatta bu referandumun Euro sisteminden çıkmakla ilgili olmadığını söylüyor. Referandumu uluslarası kreditörlere karşı elimizde güçlü bir kart olsun diye yapıyoruz" diyor.
Sendikalar ne yapacak?
Yunanistan'da sendikalaşma da güçlü bir gelenek. Bir hastanede sekreter olarak çalışan ve sendika temsilcisi olan Spiros'a, sendikaların ne oy vereceğini soruyorum.
"Bazı barolar ve üniversite öğretmenleri sendikaları hariç, çoğu hayır oyu verecek" diyen Spiros özel şirketlerde ve fabrikalarda, patronların işçilere 'evet' oyu vermeleri için baskı yaptığını da belirtiyor.
'Kalbimiz hayır, aklımız evet diyor'Yunan halkının yüzde 90'ı kararını vermiş olsa da, herkesin kafasının çok net olduğunu söylemek zor.
Ne Syriza'nın ekonomiyi düzeltmek için nasıl bir yol izleyeceği tam olarak biliniyor, ne de IMF ve AB'nin kendilerine sunduğu kemer sıkma önlemlerinin tam içeriği.
Hem evet hem de hayır oyu vereceklerle konuştuktan sonra, Yunan halkının referandumda iki farklı soruya cevap vereceği izlenimini ediniyorum.
Evetçiler Avrupa'yla yola devam edip etmeyeceklerini oylayacak, hayırcılar ise kendi ülkelerinin geleceğinde söz hakları olduğunu Avrupa'ya kanıtlamak için oy kullanacak.
Yani ekonomik olarak tek başına kalmamın zorluğu ile, değişim ve ulusal saygınlıklarını koruma isteği arasında kalmış oldukları hissediliyor.
Bir taksi şoförü ise "hayır" oyu vereceğini söylese de, içinde bulundukları ikilemi şöyle özetliyor: "Kalbimiz hayır, aklımız evet diyor."