ANKARA (ANKA)- Halaçoğlu"Adına çözüm süreci denen ancak esası İmralı süreci, toplumsal kutuplaşma ve ayrışma süreci olan etnik temelli açılım da ileri demokrasi başlığı altında yer almaktadır.Türkiye'de AKP iktidarlarıyla birlikte her sorun, açılım adı altında kutuplaştırma ve ayrıştırma aracı olarak kullanılmıştır. Bugün ise durum PKK'nın silahlandırılmasına ve ordu teşkiline kadar gelmiştir" dedi.
TBMM Genel Kurulu, Başkanvekili Sadık Yakut Başkanlığı'ndaÖzel Gündemle toplanarak, 62.Hükümetin, Hükümet Programı üzerindeki görüşmelerini gerçekleştiriyor. Hükümet programı üzerine gruplar adına ikinci sözüm MHP aldı.
MHP Grubu adına görüşlerini Grup Başkanvekili Yusuf Halaçoğlu dile getirdi. 62. Hükümeti'nin Hükümet Programının genelini eleştiren Halaçoğlu, "62. hükümet programını Başbakan Davutoğlu'dan dinledik. Program tabii olarak bundan önceki AKP hükümetlerinin programlarıyla ve özellikle de 61. Hükümet programıyla örtüşmektedir. Şurasını özellikle belirtmek isterim ki, MHP olarak bizim en büyük dileğimiz hükümetin Türkiye yararına güzel işler yapması ve başarılı olmasıdır" dedi.
Halaçoğlu Hükümet programı üzerine eleştirilerini şöyle dile getirdi:"Davutoğlu başkanlığında kurulan hükümet, genelde bir vesayet hükümeti olarak değerlendirilmeyle karşı karşıya bulunmaktadır. Gerek Anayasamızda, gerekse yasalarda, bir yürütme organı olarak hükümetin ve cumhurun başı olarak cumhurbaşkanının görev ve yetkileri belirlenmiştir. Umarız ki, uygulamalar, bu gibi isnatların doğru olmadığını ortaya koysun. MHP olarak bizim bu konudaki muhatabımızın hükümet olması tabiidir. Dolayısıyla hükümetin Türkiye yararına alacağı kararlarda yanında olacağımız gibi, yanlış kararlarında da karşısında olacağımızı belirtmek istiyorum. Ve bu vesileyle hükümetin göreve başladığı şu dönemlerdeki atacağı ilk adımlar kendisine güven duyulması açısından büyük önem taşımaktadır. Aksi takdirde 12 yıllık hükümet döneminde yapılan yanlışların nelere mal olduğunun bir önemi kalmayacaktır. Unutulmasın ki, bir hükümetin adil ve hakkaniyetli bir yönetim sergileyip sergilememesi, ileriyi görüp yanlışlara düşmemesiyle doğru orantılıdır. Bugün olduğu gibi, yapılan yanlışları düzeltmek için, hukuk dışı uygulamalara başvurmak, düzeltme yerine yeni yanlışları beraberinde getirmektedir. Buna özellikle dikkat çekmek istiyorum."
-İLERİ DEMOKRASİ SLOGANI VE AÇILIM SÜRECİ-
MHP Grup Başkanvekili Yusuf Halaçoğlu, Hükümet Programında yer alan "ileri demokrasi ve Çözüm süreci" ile ilgili partisinin görüş ve eleştirilerini de şöyle dile getirdi:
"62'nci Hükümet Programında ileri demokrasi sloganı geniş yer tutmaktadır. Demokrasiye ileri sıfatı verilmesi herhalde dürüst ve çok dürüst gibi bir tanımlamayla eşdeğerdir. AKP'nin ileri demokrasisi herhalde, tek adam rejimi, yargının siyasallaştırılması ve yürütmenin emrine verilmesi, yayın ve basın organlarının ve mensuplarının siyasi organın baskısına maruz kalması, güvenlik güçlerinin görevlerinin illegal silahlı örgütlere devredilmesi, Anayasa ve kanunların çiğnenmesi ve ben yaptım oldu mantığıdır. Adına çözüm süreci denen ancak esası İmralı süreci, toplumsal kutuplaşma ve ayrışma süreci olan etnik temelli açılım da ileri demokrasi başlığı altında yer almaktadır.Türkiye'de AKP iktidarlarıyla birlikte her sorun, açılım adı altında kutuplaştırma ve ayrıştırma aracı olarak kullanılmıştır. Bugün tartıştığımız etnik temelli açılım süreci ile ülkemizde hiçbir ortak değeri bulunmayan kalabalıklar oluşturmanın nihai noktasına gelinmesi hedeflenmektedir."
Programda demokrasi üzerinden güzel ve etkili sözlerle kamuoyunun yönlendirilmek istendiğine dikkat çeken Halaçoğlu, "AKP zihniyeti demokrasiyi ortak paydada buluşma aracı olarak değil, kelime oyunlarıyla yeni sorunlar üreterek toplumsal kamplaşmalara yeni cepheler açma aracı olarak görmektedir" diye konuştu.
-MİLLİYETÇİLİK VURGUSU-
MHP Grup Başkanvekili "Çözüm süreci" ile ilgili partisinin endişelerini ise şöyle dile getirdi:
"Unutulmamalıdır ki henüz bölünerek demokratikleşen bir ülkeye tesadüf edilmemiştir.
Etnik kökenlere ayrıştırarak, milli ve manevi değerlerinden koparılarak büyümüş, kalkınmış ve zenginleşmiş bir ülkeye rastlanmamıştır.AKP'nin demokrasiden anladığı PKK'ya teslimiyettir.AKP'nin demokrasi ve özgürlük anlayışı, teröristlerin hain niyetleriyle bire bir örtüşmektedir.Türklük silinirse, milliyetçilik çiğnenirse, millet parçalanırsa, şehitlerimizin kanlıları, milletimizin ve vatanımızın düşmanları kazanırsa, bunun adı ileri demokrasi olacaktır.İleride tarihin uzun uzun yazacağı bu talihsiz günlerde AKP iktidarlarının yaptığı, Türkiye'nin temel değerlerine, milletimizin birliğine ve kimliğine yönelik olarak başlatılan bir çözülme ve dağılma kampanyasıdır. Süreç bu haliyle bir beka sorunudur.Süreç terörle mücadele konusunda başarısızlığını itiraf eden hükümetin önce terörle müzakere sonra da terörle mütareke ettiği bir dönemdir. Açılım süreci ile birlikte hükümetin politikalarıyla terör örgütünün stratejik hedeflerinin nasıl uyuştuğu görülmelidir. AKP etnik temelli açılım sürecini başlatarak PKK'nın stratejik hedeflerinin de önünü açmıştır."
-DIŞ POLİTİKA ELEŞTİRİLERİ-
Mhp Grup Başkanvekili Halaçoğlu, 62'nci Hükümet programında yer alan "dış politika" hedeflerine de eleştiriler getirdi. 12 yıllık AKP iktidarının yanlışlarının devam edeceğini ileri süren Halaçoğlu, "Türkiye'nin dış politikada belli bölge ve kıtalar arasına sıkıştırılamayacağı söylenirken, bugün gerçek Türkiye kendi sınırlarına sıkıştırılmış bir hale düşmüştür"dedi.
Halaçoğlu eleştirilerini şöyle sıraladı: "Stratejik derinlik ve sıfır sorun ile başlayan dış politika macerası "değerli yalnızlığa" dönüşmüştür. Değerli yalnızlık "zavallı yalnızlığa" doğru pupa yelken gitmektedir.AKP dış politikası;Duruma göre şekil alan, millî çıkarlarımızı gözetmeyen istikrarsız bir dış politikadır. Sıfır sorun politikasını uyguladığını söyleyen AKP Hükümetinin dış politikaları söylenenin veya amaçlananın aksi neticeler vermektedir.
Ortadoğu'da bölgesel istikrarsızlığa sebep olan terör örgütlerini desteklemek Türkiye'nin milli çıkarı mıdır?Irak'ın kuzeyinde bir Kürt devletinin kurulmasına ön ayak olmak, bunun için her türlü ekonomik, diplomatik, askeri desteği sunmak Türkiye'nin milli çıkarı mıdır?
Türkiye'nin tarihi bağlarının bulunduğu coğrafyalarda barış ve güven ortamının tesis edildiği neredeyse hiçbir ülkenin olmayışı Türkiye'nin milli çıkarı mıdır?Müslüman ve dost ülkelerin içişlerine karışmak Türkiye'nin milli çıkarına mı hizmet etmektedir?Bir devletin en önemli dış politika misyonu egemenliğini ve vatandaşlarının güvenliğini sağlamaktır. Hükümet programının güvenlik siyaseti yoktur."
-EKONOMİ-
62'nci Hükümet Programında ekonomiye dair bütüncül bir yaklaşım bulunmadığını ifade eden Yusuf Halaçoğlu, "Ekonominin yapısal sorunları 12 yılda daha da derinleşmiştir. Yapısal sorunlar çözülememiştir. Üretim ekonomisinin hiçbir işareti yoktur. Bu ortamda bütçe de sağlıklı bir yapı ortaya koyamamaktadır" diye konuştu.
-YOLSUZLUKLAR-
MHP Grubu adına konuşan Halaçoğlu,Hükümet Programı üzerinde görüşlerini dile getirirken yolsuzluklara vurgu yaptı. "Hükümet programındaki en trajikomik ifadelerden birisi de "Geçtiğimiz dönemde yolsuzluklarla kararlı biçimde mücadele edilmiştir'" ifadelerini anımsatan Halaçoğlu AK Parti Hükümetlerinin yolsuzluk dosyalarını istatistiklerle anlatarak şöyle dedi:
"Oysa yolsuzluk yaftası 61'inci Hükümetin boynundan 62'nci Hükümetin boynuna geçmiştir. Her ne kadar Sayın Başbakan programda yolsuzluk sıralamasında Türkiye'nin Uluslararası Saydamlık Örgütünce yayımlanan yolsuzluk algılama endeksinde 2003 yılında 133 ülke arasında 77. Sırada iken, 2013'te 50. Sıraya yükseldiğini söylemiştir. Ancak bu verinin Kasım 2013'te, yani 17 ve 25 Aralık tarihlerinden önce açıklandığını gizledi. Sanırım gerçek sıralama 2014 yılı Kasımında ortaya çıkacaktır. Ancak şurası unutulmamalıdır ki, gerek ihale suistimalleri, gerekse mahkemelerde takipsizlik kararı verilse de Urla villaları, Ağaoğlu arazileri, TÜRGEV'e yapılan bağışlar meselesi, Medya havuzu, 17-25 Aralık yolsuzluk iddiaları yeniden gündeme gelecektir."