Sindirim sistemi, kas ve sinir hastalıkları hatta az su ile ilaç içmekten bile kaynaklanabilen yutma güçlüğünün; ağız içerisinde enfeksiyon veya bademciklerin iltihaplanması, yemek borusu veya sindirim sistemi hastalıklarından kaynaklanabildiğini söyleyen Prof. Dr. Yüksel Gümürdülü, yutma zorluğu ve tedavisi hakkında bilgi verdi.
Bademcik, ağız enfeksiyonu gibi hastalıklardan da kaynaklanabilen yutma güçlüğünün, yemek borusu kanserlerinin de sık rastlanan belirtilerinden olduğu uyarısında bulunan Prof. Dr. Yüksel Gümürdülü, özellikle katı gıdaları yutmakta zorlanma ve yutarken su içme ihtiyacı hissetmek yemek borusu kanserleri ihtimalini güçlendirdiğini dile getirdi. Gümürdülü, bu belirtilerin yanı sıra, sindirilememiş gıdaların kusarak çıkartılması, ağızda kanamalar, ağrı ve yemek yerken takılma hissi gibi şikayetleri bulunanların, durumu gözardı etmeden ve geçer demeden mutlaka bir uzmana görünmeleri gerektiğinin altını çizdi.
Yemek borusu kanserinde beslenme şekli ve genetik faktörlerin önemli bir yer tuttuğunu belirten Gümürdülü, "Tütsülenmiş ve tuzda bekletilmiş gıdaların sıklıkla tüketildiği Anadolu illerinde ve İran, Afganistan’a doğru ilerleyen kuşakta yemek borusu kanseri oldukça sık görülmektedir. Aynı zamanda işlenmiş gıdaların fazla tüketilmesi, uygun olmayan şartlarda ve şekilde, mangalda pişirilen et ve toprakta bulunan ağır metaller de yemek borusu kanseri için risk faktörleri arasındadır. Yemek borusu kanserinden korunmak için tütsülenmiş ve tuzda bekletilmiş gıdalardan uzak durmak gerekir" diye konuştu.
Çay, kahve gibi içeceklerin, çorbaların ve yemeklerin hızlı ve çok sıcak tüketilmesinin yemek borusunda tahrişe yol açarak rahatsızlıklara zemin hazırladığını belirten Gümürdülü, sigara ve alkol tüketimi konusunda da hastaları uyardı.
Gümürdülü, açıklamalarına şu sözlerle devam etti:
"Aşırı sıcak yiyecek ve içecekler, sigara ve alkol tüketimi ilerleyen dönemlerde yemek borusu kanserlerine zemin hazırlıyor. Reflü hastalığının da kanser oluşumuna yol açtığı bilinmekle birlikte bu oran, özellikle ülkemizde düşüktür."
İç hastalıkları, Gastroenteroloji ve Hepatoloji Uzmanı Prof. Dr. Yüksel Gümürdülü, yutma güçlüğü şikayetiyle başvuran hastalarda sorunun belirlenebilmesi için endoskopik incelemenin ilk tercih olduğunu ifade etti. Endoskopi sonuçlarına göre yemek borusunda kitle ya da tümör görülürse endoskopik ultrasonografi, tomografi, MR gibi görüntüleme yöntemleri kullanılarak tedavi planlanabileceğini söyleyen Gümürdülü, "Uygun hastalarda cerrahi yöntem kullanılmaktadır. Ancak cerrahi için uygun olmayan hastalarda yutmanın rahatlatılması için endoskopik yöntem ile sorunlu bölgeye stent yerleştirilmektedir. Hem cerrahiye hem de endoskopik yöntemlere uygun olmayan hastalarda ise mideye dışarıdan bağlanan basit bir hortumla beslenme sağlanmaktadır" dedi.
