Film ekibinin katılımıyla Artı Sahne'de gerçekleştirilen galada basın mensuplarına açıklamada bulunan oyuncu Furkan Palalı, filmde baba ve bir kızın hikayesinin yanı sıra bir aşkın da anlatıldığını söyledi.
Palalı, filmde bir dil ve bir ırk gözetmeksizin aşkın yaşanabildiğini seyircilere göstermeye çalıştıklarını belirterek, "Bir adamın aşkı için ne kadar büyük fedakarlıklar yapabildiğini, hatta bunun bir sınırı olmadığını filmde göreceğiz." dedi.
Türkiye ile Japonya arasında yüzyıllar öncesine dayanan bir dostluk olduğuna işaret eden Palalı, şöyle devam etti:
"Bu dostluk gerçekten önemli. 1985 yılı döneminde bizim kurtarma operasyonu ile Esenboğa Havalimanı'na indirdiğimiz 215 Japon yolcu var. Bu çok önemli, dostluk açısından çok büyük bir köprü. Onların da (Japonların) biliyorsunuz Ertuğrul Fırkateyni battığı zaman gemideki insanlarımıza yaptıkları yardımlar... Bu anlamda da dostluğumuz uzun yıllara dayanıyor. Biz de bu filmle beyaz perdede bir köprü daha attık diyebiliriz."
Film hakkında
Vizyona 12 Temmuz'da girecek olan "Yuvaya Dönüş" adlı filmin senaryosu, gazeteci yazar Erdal Güven'in kaleme aldığı "Tahran'dan Kaçış" başlıklı kitaptan, Fatih Özcan ve Şeyda Delibaşı tarafından uyarlandı.
Yapımcılığını Macmedya'nın gerçekleştirdiği filmin müzikleri ise ünlü müzisyen Kıraç'ın imzasını taşıyor.
Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın desteğiyle çekilen film, ayrıca bu yıl Japonya'da ilan edilen "Türk Yılı" kapsamında, 22 Ekim'de gerçekleştirilecek galanın ardından kasım ayında Japon sinemaseverlerin beğenisine sunulacak.
Dram türündeki filmin hikayesi ise özetle şöyle:
"1985 yılında İran-Irak Savaşı sırasında düzenlenen büyük bir operasyonla 215 yolcu İran'dan Türkiye'ye getirilir. Hayatları kurtulan bu yolcuların arasında Keiko adından Japon bir genç kız da bulunmaktadır. Keiko, İran'da yaşadığı dönemde Türk Büyükelçiliğinde görevli, özel kuvvetlerden Üsteğmen Zafer ile büyük bir aşk yaşar. Ancak savaş onların yolunun ayrılmasına neden olur. Zafer, sevdiği kadının hayatını kurtarmak için onu Türkiye'ye gidecek olan uçağa yetiştirmeyi başarır. Ancak bilmediği çok önemli bir şey vardır. Keiko hamiledir. Keiko Türkiye'ye geldikten bir süre sonra kızı Yumi'yi dünyaya getirir. İran'dan ayrıldıktan sonra Zafer'den hiçbir haber alamayan genç kadın için hayat sadece kızından ibarettir. Anne kız birlikte geçirdiği 30 yılın ardından Keiko hayata veda eder. Ardından ise tüm gerçekleri anlattığı bir mektup bırakmıştır. Mektubu okuduktan sonra büyük bir hayal kırıklığı yaşayan Yumi, babasından hesap sormak için onu bulmaya karar verir."
