Türkiye'de her iki dakikada bir çocuğun istismara uğradığını söyleyen araştırmacı yazar Barış Çiçek'in, çocukların cinsel istismardan korunmasına yönelik ailelere rehber olabilecek “Sesimi Duyan Var mı?” adlı kitabı raflardaki yerini aldı.
Kayseri’de 1.5 yıl önce kaybolan üç çocuğun öldürüldüğünün ortaya çıkması gözlerin bir kez daha çocuk istismarına çevrilmesine neden oldu. Suçunu itiraf eden 33 yaşındaki Uğur Veli G.'nin çevresi onu, 'Kendi halinde' ve 'Zararsız' biri olarak tanımlıyor.
Bu ifadelere bakıldığında binlerce potansiyel suçlu çevremizi sarmış gibi görünüyor. Peki pedofili (Çocukları cinsel açıdan çekici bulan) tehlikesi hangi boyutlarda. Çocuklara karşı cinsel istismar dünya genelinde son yıllarda büyük bir artış gösterdi.
Kimliklerini gizlemeye çalışan pedofililer için en uygun ortam ise internet. İnternet ortamı pedofilinin en rahat nefes aldığı alan. Hatta yeni bir ekonomiye dönüştü bile.
Araştırmacı yazar Barış Çiçek'in internette yaptığı bir deney çocuk istismarının Türkiye'deki boyutlarını gözler önüne serdi.
Pedagog Barış Çiçek, yıllardır sürdürdüğü araştırması için herhangi bir cuma günü öğleden sonra internet sohbet sitelerinden birine girdi. Takma isim olarak Begüm10'u kullanan Çiçek, kendisini 10 yaşında ve beşinci sınıf öğrencisi olarak tanıttı. Şüphe çekmemek için de klavyeyi yavaş kullandı ve kasıtlı imla hataları yaptı.
“Begüm10”a ilk yarım saat içinde 43'ü cinsel içerikli, 100 mesaj geldi. Begüm özellikle bu 43 kişiye ilk mesajda 10 yaşında olduğunu tekrar belirtti. Sadece bir kişi yaşı öğrendikten sonra özür dileyerek bağlantısını kesti. Diğerleri ise görüşmeyi kesmediği gibi bağlantının kesilmemesi için olağanüstü çaba sarf etti. Hepsi büyük bir istekle 10 yaşındaki bir çocuğa cinselliği öğretmeye çalıştı.
40 KONTÖRE KARŞI GÖRÜNTÜ
Çiçek, internette çocukların peşine düşmüş binlerce sapığın olduğunu vurguluyor.
40 kontör karşılığı çocuklardan kamera görüntüsü istendiğini ve çocukların da bunun kötü bir şey olduğunu çoğu zaman anlamadığını belirtiyor.
ÇOCUKLARI ETKİLEMEK ÇOK KOLAY
Çiçek'e göre istismara karşı yeterli önem verilmiyor: "Anne baba bilmiyor, chat yani internette sohbet nedir bilmiyor. İstismar açısından en etkili ortam orası. Çünkü kontrolsüz bir ortam. Çocuğunuzu parka gönderdiğinizde camdan izliyorsunuz. Ama internete girince kontrol dışına çıkıyor. Çocukları internette kandırmak çok daha kolay.
Kayseri'de yaşanan olay da gösterdi ki pedofililer çevrelerinde sevilen insanlar ama iç dünyalarında canavarlar. Fırsatını bulduklarında hemen suça eğiliyorlar. Çocukların duygularına ulaşmak ve birine bağlanmaları kolay, hele internette çok daha kolay oluyor."
KUŞ GRİBİ GİBİ KAMPANYA YAPILMALI
Devletin görevine vurgu yapan araştırmacı pedagog Barış Çiçek, özellikle ülkenin geleceği olan çocukları korumak daha öncelikli olmalı çağrısında bulunuyor:
"Bugüne kadar hep yukarıdan bir şeyler yapılmaya çalışıldı. Akademik çalışmalar, bilgi paylaşımı, dernek faaliyetleri. Ama kitlesel bir etkiye ulaşamıyoruz. Orada kalıyor.
Kitlesel araçları kullanmak en önemlisi ve etkilisi. Kuş gribi gibi bir kampanya başlatılmalı.
SOKAĞA NASIL GÖNDERECEKSİNİZ
Çocuğu bilgilendirelim, ne kadar bilgiyle donatırsak o kadar korunurlar.
Örneğin Kayseri'deki soruşturma, 244 tane şüpheli olan bir yermiş. Öyle bir yerde çocuğunuzu sokağa nasıl göndereceksiniz."
ŞÜPHECİ ÇOCUKLAR YETİŞTİRMELİYİZ
Çiçek'in ailelere tavsiyeleri ise çok çarpıcı. Belki de aile yapımızı gözden geçirmemiz gerek:
"Yapılacak şey şu, çocukları sağlıklı bir şüphecilikle yetiştirmeliyiz. Hayır demeyi öğretmeliyiz. Nasıl sokakta bir kadına sarılamazsınız çocuklara da böyle yaklaşılmalı. Çocuklarımız sürekli öpülmeyi, kendilerine dokunulmasını normal bir şey zannediyorlar.
Gelişmiş ülkelerde kreşler, çocuklara bağırmayı öğretiyor. Biz ise hep baskılıyoruz. Sesini yükseltme bağırma, sus gibi...
Halbuki çocuk önce tehditleri, sonra da nasıl davranacağını ve kendini savunacağını öğrenmeli.
AİLELER HAZMEDEMİYOR
Bir anne baba için çocuğunun istismar edilmiş olması ihtimali bile düşünmesi zor bir konu. Kolay hazmedilen bir konu değil. Düşüncesi ters geliyor. Ama bir tehdit olarak gözlerini dört açmak zorundalar.
ÇOCUKLAR UTANÇTAN KONUŞAMIYOR
İstismar edilen çocukların durumu daha da vahim. Çocuklar utançtan ya da düşüncesizlikten kendilerini ifade edemiyorlar. Anne babalar önce kendilerini sonra çocuklarını eğitmeli."