Haber Global ekranlarında yayınlanan ve Jülide Ateş'in sunduğu 40'ın bu haftaki konuğu oyuncu Zafer Algöz oldu. Ünlü oyuncu, Jülide Ateş'in sorularını yanıtladı.
Jülide Ateş'in "Cem Yılmaz'ı Okan Bayülgen'e tercih mi ettiniz? Okan Bayülgen'le iş birliğiniz neden bitti?" sorusunu yanıtlayan Algöz, "İkisi çok farklı. Okan Bayülgen bence radyo ve televizyon için ideal biri. Ama Cem Yılmaz çok farklı biri. Benim ölçülerime göre yaklaşık 25 senedir falan Türkiye'nin 1 numarası. Hem komedyen olarak hem de yaptığı sinema filmleri, senaryolarıyla" dedi.
Okan Bayülgen ile Zaga ve Televizyon Çocuğu döneminde beraber çalıştıklarını söyleyen Algöz şu açıklamalarda bulundu:
"Oradaki; "Ailenin Görüşü", "Zuzaylılar" Şafak Bakkalbaşıoğlu vardı yönetmenimiz. Oradaki konseptin içerisinde hiç yazılı bir metin yoktu zaten. Bazen yazarlarla çalışmak istedik, baktık kafamız onlara hiç uygun değil. Öyle olunca doğaçlama yapmaya karar verdik. Daha sonra Dudu Teyze mesela benim bulduğum bir karakterdi. Cihangir'de otururken evimin tam karşı katında bir kadın vardı. Oradan aşağıya bakarak çocukların oğlunun arabasına yanaşmasına sinir oluyordu. Kadın dikkatimi çekti ben de bunu Okan'a anlattım sonra biz bunu televizyonda kullanmaya başladık. Bir dönem geçtikten sonra şunu öğrendim ki orada yapmış olduğum, benim de yaratıcılığını üstlendiğim o işleri Okan bize haber vermeden kendisi gidip kendi üstüne almış, noter üzerinde. Ben de o zaman sormuştum Okan'a, "Madem böyle bir şey yapıyorsun, noterden gidip bu projeleri tasdik ettiriyorsun, bizim neden adımız geçmiyor? Yani en azından bunu evet senin televizyon programında yapıyoruz ama benim neden adım geçmiyor?"
"E işte şov dünyasının kuralları böyledir" falan dedi. Ben de "O zaman kusura bakma ben şov dünyasının kuralları değil, arkadaşlık kurallarına göre hayatımı devam ettiriyorum. Elbette şov dünyasının kuralları olabilir de böyle bir şey yapıyorsan benim haberimin olmasını dilerdim" dedim. Sonra o dönem 'Dudu Teyze'ye bir reklam teklifi geldi. Sanıyorum 4 bölümlük bir bilgisayar reklamı yapmıştık ona. Oradan da kendine ait bir para istedi. Olaylar böyle olunca baktım ki arkadaşlık, dostluğun dışında iş farklı bir yere gidiyor. Ben daha çok işlerimi gönül işleriyle devam ettiren biriyim. Baktım ki tatsızlık olacak çünkü bütün bunlar yaşandıktan sonra hiçbir şey olmamış gibi hayata devam etmenin bir anlamı yok"